Güncelleme Tarihi:
KÜTAHYA’nın en önemli sanayici gruplarından Gürallar Grup Başkanı Rıza Güral, iş hayatındaki 56 yıllık deneyimini anlattığı kitabında, kendi şirket kültürünü benimsetmek için, iyi üniversitelerden mezun olmuş gençleri işe aldığını anlattı. Rıza Güral, “Dışarıdan gelen yetişmiş eleman kendi kültürünü getiriyor. Bu bazen bizim şirket kültürü ile çatışmalara yol açabiliyor. O nedenle elemanlarımı iyi üniversitelerden mezun ancak acemiler arasından seçtim hep” diye konuştu. Rıdvan Akar tarafından kaleme alınan “Rıza Güral’ın Tornası” adlı kitapta, Rıza Güral’ın zayıf karne sonucunda ortaokuldan ayrılıp bir torna atölyesinde çıraklıkla başlayan ve bugün 8 bin 500 kişiye iş sağlayan bir sanayi ve ticaret grubuna nasıl ulaşıldığınının öyküsü anlatılıyor.
Torna tabelası holding’de
Rıza Güral, kitabına da ismini de veren, tornacılık geçmişini hiç unutmamış. Kitapta, açtığı ilk iş yeri olan ‘Heriş Torna Atölyesi’ tabelasını, nereden nereye geldiğini unutmamak için şimdiki Gürallar Grubu binasının girişine astığını anlatan Rıza Güral, şunları dile getirdi: “Babamın sağlığında İstanbul’da boğaz mevkiinde 5 dönüm bir arazı bulmuştum. ‘Alalım’ dedim kabul etmedi. Oysa o arsa sadece arsa değeri ile bile bir servet ederdi.”
Babam harçlık vermezdi
Rıza Güral, babası Ali Güral’ın kendisi ve kardeşlerine hiç maaş vermediğini belirterek, bunun nedenini şöyle anlattı: “Babam şirkette çalışan hiçbir kardeşime maaş vermezdi. O dönemde aile olarak iyi para kazanıyorduk. Ancak yine de gelinler, torunlar hepimiz aynı konakta yaşıyorduk. Babam evlatlarına maaş vermeyi peşinen reddetmişti. Güral ailesinde hiç kimsenin kendine ait hesabı yoktu. Babam ‘size maaş verirsem ihtiyaç duyduğunuz para maaşınızdan fazla olur. O zaman da hata yapıp kasadan para alabilirsiniz. Bu da utançla sonuçlanabilirdi. Gelinler annemizden harçlık alırdı.”
Makine üreten fabrika
Rıza Güral, kitapta ailenin cam işine giriş öyüküsüne de yer verdi. Cam üretimi için makina alımı amacıyla gittikleri ABD’de binecekleri uçağı kaçırınca makina üretimine de başladıklarını kaydeden Rıza Güral, “Uçağı kaçırınca bir otelde kaldık. Yanımdaki iki mühendise ağır sözler söyledim. ‘Allah iki göz iki kulak vermiş ama bir cam üfleme kalıbı yapamıyorsunuz’ dedim. Arkadaşlar kendilerini kanıtlamaya karar vermişler. Bugün cam gibi zorlu bir sektörde teknoloji üreten bir şirkete dönüştük.”
Tekstil yerine kiremite girmek büyük hata oldu
İŞ yaşamının henüz başında su saati yapmak için o dönem çok uğraş verdiğini kaydeden Rıza Güral, başarısız olduğunu söylediği bu girişimini, “O zamanlar Türkiye’de herşeye ihtiyaç var. Ne yapsanız satılıyor. Ben de su saati yapmak istedim. Çok uğraştım bir türlü olmadı. Bunu hiç unutmuyorum” sözleriyle aktardı. Rıza Güral’ın pişmanlık duyduğunu söylediği bir diğer yatırım ise, kiremit sektörüne girişleri. Rıza Güral bunu şöyle anlattı: “O zamanlar ufkumuz darmış, piyasayı görememişiz. Kütahya’daki kiremit fabrikalarına bakarak kiremitçi olmak istedik. Oysa kiremit yerine tekstil işine girseymişiz çok farklı olacakmış. Hata etmişiz.”