Güncelleme Tarihi:
Covid-19'un dünyadaki merkez üssü haline gelen Hindistan'da yaşanan felaketin sonu yakın zamanda gelecek gibi görünmüyor. Günlük vaka ve can kaybı sayılarındaki artış sürerken, aşıdaki tedarik yetersizliği de krizin daha da ağırlaşmasına neden oluyor.
Halbuki Hindistan dünyanın en büyük aşı üreticilerinden biri. Pandemiden önce başta Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanına aşı sağlayan ülke, şu an kendi vatandaşına yetecek aşıyı bile bulamıyor. Ve bütün gözler bir kişinin üzerinde toplanmış durumda.
O kişi ülkenin en büyük aşı üreticisi Serum Institute'un CEO'su Adar Poonawalla...
MİLYONLARCA DOLARLIK ANLAŞMALAR İMZALANDI
Aslında Poonawalla ve şirketi için pandemi fırsata dönüşen bir kriz olmuştu. Poonawalla, Covid-19 aşı üretimi sayesinde Serum Institute'un pek tanınmayan bir ilaç üreticisinden dünyayı kurtaran aşının kaynağı olmaya terfi edeceğine inanıyordu. Bu doğrultuda birçok ülkeyle ve uluslararası kuruluşlarla 100 milyonlarca dolarlık aşı tedarik anlaşmaları imzalandı.
Bu amaçla, geçen yıl, Serum Institute, AstraZeneca'yla işbirliğine gittiklerini açıkladı. Oxford/AstraZeneca aşıları, Hindistan'da "Covishield" adı altında üretilecek ve milyonları Covid-19’a karşı Serum Institute'un aşıları koruyacaktı.
Dahası şirket GAVI aracılığıyla Gates Vakfı'ndan da COVAX'e verilecek 200 milyon dozluk Covishield aşısının üretiminde harcanmak üzere 300 milyon dolarlık hibe aldı. UNICEF'in New York Times'la paylaştığı belgelere göre, Serum Institute, Ocak-Mart arasında 1,1 milyar dozluk satış sözü verdi.
"AŞI PRENSİ" HALİNDEN MEMNUNDU
Etkileyici bir insan olan ve "Aşı Prensi" olarak tanınan 40 yaşındaki Poonawalla, göz önünde olmaktan memnundu. Şirketin yönetimini 10 yıl önce babası Cyrus'tan devralan Adar Poonawalla, küresel aşı yarışında şirketinin oynadığı rolün altını sık sık çiziyordu. Üstelik bu anlamda büyük destek de görüyordu.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi geçtiğimiz yıl Serum Institute'un fabrikasını ziyaret ederek, Poonawalla'nın şirketine duyduğu güveni sergiledi. Dahası Modi, Ocak ayında Serum Institute'un ürettiği milyonlarca dozluk Covishield aşısını bölge ülkelere bağışlayarak Asya coğrafyasındaki aşı diplomasisi yarışında Çin'in gerisinde kalmayacaklarını da ortaya koydu. Böylece Hindistan hem kendine yetebilen bir ülke profili çizdi hem de dünyanın önemli güçlerinden biri olduğu mesajını yineledi.
Ancak bu başarı hikâyesi maalesef uzun sürmedi. Hindistan'daki aşı kıtlığının kriz boyutuna ulaşmasıyla Serum Institute'un itibarı da tartışılır bir hale geldi. Sadece dört ay içinde Poonawalla, Hindistan'da yaşanan Covid felaketinin sorumluları arasında sayılır oldu. İkinci dalganın önüne geçmeye çalışan ülkede aşıya talebin astronomik artışı Poonawalla'yı zor durumda bıraktı.
KRİZİN ORTASINDA İNGİLTERE'YE GİTTİ
Serum Institute, bugün, aşılara pandeminin ortasında zam yaptığı ve ürünlerini fahiş fiyatlarla sattığı yönündeki iddialar ve yurt dışından gelen aşı taleplerini karşılayamaması nedeniyle ağır eleştirilerin hedefi oluyor.
Birleşmiş Milletler destekli küresel aşı girişimi COVAX de Serum Institute'tan Şubat-Mayıs döneminde 100 milyon doz aşı teslimatı almayı beklerken, Hindistan dışındaki ülkelere göndermek üzere eline geçen miktar 19,8 milyon dozla sınırlı kaldı.
Poonawalla'nin İngiltere sınırlarını Hindistan'dan gelenlere kapatmadan kısa bir süre önce ülkesini terk edip Londra'daki malikânesine yerleşmesi de krizin tuzu biberi oldu.
TEHDİTLER ALDIĞINI AÇIKLADI
Diğer yandan Serum Institute'un başı dünyanın dört bir yanında açılan davalarla da dertte. Birçok hükümet, şirkete tedarik sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediği için dava açtı. Times of London'da 1 Mayıs'ta bir röportajı yayımlanan Poonawalla ülkesindeki güçlü isimlerden sürekli tehdit telefonları aldığını ve bu yüzden İngiltere'ye gittiğini söyledi.
"Tehdit demek az kalır. Beklenti ve gerginlik daha önce görülmemiş seviyelerde. 'Bize aşı vermezsen iyi olmayacak' diyorlar. Kötü bir dil kullanmıyorlar ama kullandıkları ton tehditkâr. Taleplere karşılık vermezsem neler olabileceğine dair ihtimaller korkutucu" diyen Poonawalla, Hindistan hükümetinin kendisine koruma tahsis ettiğini ülkesine dönünce bu korumalarla birlikte dolaşacağını açıkladı. (Bu sözler Hindistan'da büyük gürültü kopardı. Birçok siyasetçi Poonawalla'nın kendisini tehdit edenlerin isimlerini açıklamasını istedi.)
"BEN SADECE ÜRETİCİYİM"
Poonawalla'nın eleştirildiği bir diğer noktada Hindistan'da iki doz aşısını da olmuş kişilerin nüfusun geneline oranının sadece yüzde 2 olması. Ancak Poonawalla bu konuda kendisinin bir suçu olmadığını, Hindistan hükümetinin ikinci dalga öncesi yeterince sipariş vermediğini söyledi.
Financial Times'a yaptığı açıklamada "Ben sadece üreticiyim. Aşılama politikalarına ben kadar vermiyorum" diyen Poonawalla, Hindistan'daki aşı kampanyasının ağır ilerlemesinin faturasının kendisine kesildiğini belirtti ve ekledi:
"Bunlara takılmamayı öğrenmek zorunda kaldım. Şirketimizin yaptığı işleri tarih yargılayacak ve buradan kâr mı elde ettik yoksa ulusumuza hizmet mi ettik o zaman anlaşılacak."
HAMMADDE SORUNLARININ ALTINI ÇİZDİ
New York Times'a yaptığı açıklamada ise tehditlere omuz silkip ürettiği aşıları Hindistan hükümetine vermekten başka çaresi olmadığını belirten Poonawalla, üretim hızındaki yavaşlığı da hammaddelerin kısıtlı olmasına bağladı.
Bu durumun sorumlusunun kısmen ABD olduğunu ifade eden Poonawalla, daha önce de Twitter'dan Başkan Joe Biden'a seslenerek hammaddeler üzerindeki ambargonun kaldırılmasını istemişti. Beyaz Saray yetkilileri Poonawalla'nın konuyu çarpıttığını söylemiş ama yine de Serum Institute'a hammadde gönderimi yapılacağını duyurmuştu. (Poonawalla bu hammaddelerin henüz ellerine ulaşmadığını söyledi.)
Aşı üretiminin yatırım gerektiren ve büyük riskler taşıyan zahmetli bir süreç olduğunu söyleyen Poonawalla, Serum Institute'un tek başına değil diğer yoksul ülkeleri, Hindistan'ın tamamını bile yakın zamanda aşılayacak üretim kapasitesine sahip olmadığını belirterek, "Benim ilk aşamada aldığım riski başka kimse almadı. Keşke onlar da almış olsalardı" diye konuştu.
PANDEMİDEN ÖNCE SOSYETE SAYFALARINI SÜSLÜYORLARDI
Pandemiden önceki dönemde, Serum Institute'un fabrikalarından çıkan aşılar dünyadaki çocukların yarısının kollarıyla buluşuyordu.
Poonawalla da zamanının yarısını şirketin Pune'de bulunan merkezinde, diğer yarısını ise Mumbai'de bulunan ve bir zamanlar mihracelere ait olduğu söylenen 113 milyon dolar değerindeki art deco yazlık sarayında geçiriyor, İtalya ve Fransa kıyılarında tekne turları yapıyordu. Hindistan medyasında sık sık yeni nesil parlak girişimci olarak övüldüğü haberler yayımlanıyordu.
Adar Poonawalla'nın Serum Institute'un yönetici direktörü olarak görev yapan eşi Natasha ise bir Instagram fenomeniydi. Natasha Poonawalla'nın 600.000'den fazla takipçili hesabındaki fotoğraflara bakınca, bir gün Christian Louboutin'la partilerken bir başka gün Met Gala'da kırmızı halıda yürüdüğünü görmek mümkündü. Çift sık sık cemiyet hayatı ve moda dergilerinin sayfalarını süslüyordu.
PANDEMİ DÜZENİ ALTÜST ETTİ
Ancak Covid-19 bu göreni imrendiren hayatın sona ermesine neden oldu. Krizi fırsata çevirmek isteyen Poonawalla, Covid aşılarına büyük yatırımlar yaptı. Batılı rakiplerinin aksine Serum Institute, milyonlarca insanın uygun bedeller karşılığında aşılanabileceğini kanıtlamak istiyordu.
Poonawalla aynı zamanda Londra'da da bir satış ofisi açtı. İngiltere Başbakan Boris Johnson da geçtiğimiz günlerde Serum Institute'un İngiltere'deki denemeleri, araştırmaları ve üretimi desteklemek için 240 milyon sterlinlik bir yatırım yapacağını duyurdu.
Hindistan'ın sanayi devlerinden JSW'nun başkanı Sajjan Jindal'a göre, Poonawalla, hükümetle işbirliği yapıp aşı üretimini artırmak için yeterince çaba göstermedi.
Financial Times'ın aktardığına göre Jindal Poonawalla'yı, devlet desteklerini alabilmek için "fidye dili kullanmakla" ve Hindistan yerine İngiltere'ye yatırım yapmakla suçladı. Jindal, "Ben onun yerinde olsam hükümetle birlikte hareket eder, hükümeti destekler ve kriz zamanında üzerime düşeni yapardım" diye konuştu.
"SIÇAN GİBİ KAÇTI"
Hindistanlı sanayicilere danışmanlık yapan bir kişi de adının açıklanmaması kaydıyla yaptığı açıklamada, "Poonawalla'nın eşiyle birlikte bir sıçan gibi Londra'ya kaçtığını" ancak Hindistan hükümetinin de işleri berbat ettiğini söyledi.
Poonawalla ise Hindistan'dan kaçtığı iddialarını reddetti ve her zamanki işler için İngiltere'de bulunduğunu belirtti. Poonawalla aynı zamanda şirketinin Hindistan hükümetinden her türlü desteği aldığını da sözlerine ekledi.
İngiltere'nin Canterbury şehrinde St. Edmund's Okulu'nda eğitim gören Poonawalla, ardından Westminister Üniversitesi'nde işletme okudu. Eşi Natasha ile Goa'da Hindistan'ın gözden düşmüş zenginlerinden ve siyasetçilerinden olan Vijay Mallya'nın yılbaşı partisinde tanıştılar.
BABASI AT ÜRETİCİLİĞİNDEN AŞI ÜRETİCİLİĞİNE GEÇTİ
Poonawalla ailesinin zenginliğinin ve sosyete girişinin geçmişi pek geriye gitmiyor. Baba Cyrus Poonawalla, hara sahibi bir at yetiştiricisiyken gelen ilham üzerine 1966 yılında aşı üretim işine girdi ve bütün servetini bu işe yatırdı. 90'lı yıllarda Dünya Sağlık Örgütü'nün Serum Institute'un ürettiği aşılara yurt dışı satış ve kullanım izni vermesiyle şirket de küresel bir üne kavuştu.
Annesi Villoo'nun 2010'da hayatını kaybetmesinden bir yıl sonra CEO koltuğuna oturan Adar Poonawalla, şirketi büyütmeye, aşı portföyünü genişletmeye ve araştırma yatırımlarına odaklandı.
Geçtiğimiz yıl pandeminin ilk dönemlerinde Serum Institute "dünyayı aşılama" rolü nedeniyle büyük övgüler alıyordu. Ancak şirketin kaldıramayacağı bir yükün altına girdiği kısa sürede anlaşıldı. Ocak ayında fabrikada yaşanan bir yangın sonucu 5 kişi hayatını kaybetti. Bundan iki ay sonra da Yeni Delhi hükümeti aşı ihracatını durdurdu.
HİNDİSTAN'DAKİ DURUM TÜM DÜNYAYI ETKİLEDİ
Bu karar uluslararası davalara yol açtı ve COVAX'in birçok ülkedeki aşılama kampanyalarının sekteye uğramasına neden oldu. Belgelere göre bu tarihte Serum Institute'un ihraç ettiği toplam aşı miktarı sadece 60 milyon dozdu. COVAX programının yürütücülerinden GAVI'den yapılan açıklamada, Hindistan'ın iç ihtiyaçlara öncelik vermesinin dünyanın diğer yerlerindeki aşıya ihtiyaç duyan insanlar üzerinde zincirleme bir etkiye yol açtığı belirtildi. AstraZeneca da Serum Institute'a gecikmeler üzerine resmi bir ihtar gönderdi.
Poonawalla, New York Times'a "Onlara yardım etmeye devam edemediğimiz için çok üzüldüm ama benim önceliğim beni bugünlere getiren ülkemdir. Ne de olsa ben bir Hindistanlıyım. Küresel bir şirket olabiliriz ama merkezimiz Hindistan. Nasıl ki ABD, Avrupa önce kendi insanıyla ilgilendi, biz de aynı şeyi yapmak zorundayız" diye konuştu.
Serum Institute'un aşı üretim kapasitesini Mart ayı itibarıyla aylık 60-70 milyon dozdan 100 milyon doza çıkarma vaadi de Temmuz ayına ertelendi.
"DÜNYADA 20 DOLAR BİZDE 5 DOLAR"
Poonawalla önümüzdeki günlerde Hindistan'a döneceğini açıklarken, Serum Institute da bir kademeli plan doğrultusunda aşı dağıtımına başladı. Buna göre şirketin ürettiği aşıların yarısı merkezi hükümet için ayrılır ve doz başına 3 dolardan satılırken kalanını eyalet hükümetleri ve hastaneler doz başına 5 dolar karşılığında satın alabilecek.
Poonawalla New York Times'a, "İnsanlar anlamıyorlar. Olayları bağlamından koparıp sizi eleştiriyorlar. Ama bu ürünün bir dozunun dünyada 20 dolar olduğunu, bizim bunu Hindistan'da 5-6 dolara sağladığımızı anlamıyorlar. Kopyacılığın, şikâyetin, eleştirinin sonu gelmiyor" diye konuştu.
Analistler, hükümetin aşıların nasıl dağıtılması gerektiğiyle ilgili sorulara yanıt vermediğini ve Poonawalla'yı 1,4 milyar insana bir açıklama yapmak zorunda bıraktığını söylüyor.
Poonawalla ise "Bizim tek çabamız aşıları eyaletler arasında dengeli dağıtabilmek. Bu konuda hükümet bize yol gösteriyor" dedi.
Bununla birlikte başaracaklarından şüphesi olmadığını da dile getiren Poonawalla, "Roket bilimi değil bu, sadece işi halletme meselesi" diye konuştu.