Güncelleme Tarihi:
Caretta Caretta'ların denize bırakılma töreni için Muğla'ya giden çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul'a ilişkin deprem riski konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. Deprem uzmanı bilim adamlarının olası İstanbul depremine ilişkin tespitlerini hatırlatan Bakan Özhaseki acil önlem alınması gerektiğini vurguladı.
BAŞBAKAN YILDIRIM TALİMAT VERDİ
Akşam'ın haberine göre Başbakan Binali Yıldırım'ın da konu hakkında gereken yasaların çıkması için talimat verdiğini kaydeden Özhaseki, "Meclis'in takvimi içerisinde, kentsel dönüşümle ilgili müthiş bir çalışma yapacağız. Bu yasalar çıktıktan sonra hedefimiz Türkiye genelinde her yıl 500 bin binanın dönüşmesi. 15 yıllık bir hedef koyduk. 7,5 milyonluk binanın dönüşmesini hesaplıyoruz. Yıllık 200 bin gibi de İstanbul’a bir hedef koyduk. 300 bini Anadolu" dedi.
YENİ İMAR DİSİPLİNİ GELİYOR
Bu çalışmaların tamamlanmasından sonra Türkiye'nin depreme dayanıklı hale geleceğini ifade eden Özhaseki, şöyle devam etti: "Hazırlık yapmazsak Allah korusun bizi felaket bekliyor. İmarda özellikle parsel bazında yoğunluk artışının verilmemesi, imar planlarının delinmemesi, imarda değişiklik oluyorsa ve bundan bir rant doğuyorsa kamunun buradan payını alması, imardaki her hareketin şeffaflaştırılması, vatandaşa açılması ve takibine sunulması sonrasında da bakanlığımızın denetimiyle ilgili yasaları biz hazırladık.Aslında bir imar disiplini geliyor."
2030'A KADAR DEPREM BEKLENİYOR
Özhaseki, "Hocalarımızın ortalamasına baktığımız zaman, 2030 yılına kadar ciddi bir deprem görünüyor. Bu yarın sabah da olabilir, 12-13 yıl sonra da. Bütün bu gerçeklik ışığında bizim bunu beklememiz söz konusu olamaz. 1999 yılı ve daha öncesinde yapılan binaların hepsi risk altında. Yeni deprem yönetmeliğine göre yapılanlar biraz daha sağlam gözüküyor. Eğer İstanbul'da 3,5-4 milyona yakın bir yapı stoğu varsa bunun neredeyse yüzde 25-30’u büyük bir risk taşıyor" ifadelerini kullandı.
SİT ALANLARI DÜZENLENİYOR
Bakan Özhaseki, "Korumacılık bir yeri boşaltıp sonra restore edip, terkederek yapılamaz. Elbette orası alınmalı, restore edilmeli ama bir fonkisyon yüklenmeli. Sonra yaşatmalı, insanlar da onu içinde beraber yaşayarak korumalı ve kollamalılar. Yani bir yerde ‘Burası SİT kardeşim, buraya zarar verirsen seni hapse atarım’ demek asla korumaz. Eski kanunlar biraz böyleydi belki. Ama şu an bilinç yükseldikçe bu alanda da farklı bir konsepte doğru geldik. Tahmin ediyorum ki sayın Başbakanımız da 6 aylık eylem planı çerçevesinde bu bölgelerden ayrıntılı şekilde bahsedecek" açıklaması yaptı.