Güncelleme Tarihi:
ENERJİ Bakanlığı, enerji sektörünün çatı dernekleri ile birlikte önemli bir ağaçlandırma kampanyası başlattı. Buna göre artık Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) her yeni gaz abonesi için bir ağaç, Petrol Sanayi Derneği (PETDER) trafiğe çıkan her araç için bir ağaç, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) her yeni elektrik abonesi için bir ağaç, Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) ise çıkarılacak her 100 ton kömür için bir ağaç dikecek. Böylece sadece 2018 yılında toplamda 5 milyon ağaç dikilmiş olacak. “Bir Enerji Bir Nefes, Enerji Sektöründen 5 Milyon Ağaç” adı verilen kampanya için sektör dernekleri ile düzenlenen protokol imza töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Enerji sektörü olarak 2018 yılında toplamda 5 milyon ağaç dikeceğiz. Bu sadece bir başlama vuruşu. Enerji sektörü gibi öncü bir sektör için eminim ki başka paydaşların da dahil olmasıyla bu süreci çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız. Biz, ‘Yarın öleceğini bilsen de elindeki fidanı dik’ diyen bir anlayışın mensuplarıyız” dedi.
YENİ BİR ENERJİYLE TANIŞTIRACAĞIZ
Dünyada insan faaliyetlerinden kaynaklanan en büyük sera gazı emisyonlarının sebebi fosil yakıtların yakılması... ABD Çevre Koruma Ajansı’nın verilerine göre, elektrik ve ısı üretimi sektörü küresel sera gazı emisyonlarının 4’te 1’inden sorumlu. 2014 verilerine göre en yüksek karbondioksit (CO2) salımı yapan ülkeler ise Çin, ABD, Avrupa Birliği, Hindistan, Rusya Federasyonu ve Japonya. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 sera gazı emisyon istatistiklerine göre, Türkiye’de toplam sera gazı emisyonu 2015’te 475.1 milyon ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri olarak hesaplandı. En büyük payı ise yüzde 71.6 ile enerji kaynaklı emisyonlar aldı. Lakin Türkiye, karbon emisyonları bakımından birçok büyük ekonominin oldukça gerisinde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Bakanlığın yeni ağaçlandırma kampanyasını açıklarken, “Türkiye sanayi devriminden bu yana kümülatif emisyonların yüzde 0.7’sinden sorumlu. Fosil yakıtlardan kaynaklı emisyon salımımız Avrupa Birliği ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinin hayli altında. 2017 rakamlarına göre, Türkiye’nin kişi başına düşen sera gazı emisyonu 6.07 ton karbondioksit iken OECD ortalaması kişi başı 9.5 ton karbondioksit eşdeğeri. ABD’de bu rakam 16.2 ton, Almanya’da 8.9 ton, Rusya’da 11.2 ton. Dünyadaki birçok ülkede 12, 13, 15 hatta 20 tonlara uzanan bir ekosistem var, tablo ortada. Türkiye, dünyayı en az kirleten ülkelerden birisi olmasına rağmen, çevresel sürdürülebilirlik, temiz enerji kaynakları ve çevre hassasiyeti konularında sorumluluğunun da ötesinde bir hassasiyet sergiliyor” dedi.
Kalkınmayı tek boyutlu görmediklerini ve çevrenin korunması ve geliştirilmesi adına karbon ayak izini azaltacak girişimlere hız verdiklerini söyleyen Albayrak, özellikle son dönemde teknolojinin imkanlarından en üst düzeyde faydalanıp rasyonel ve sürdürülebilir enerji arzına ağırlık verdiklerini dile getirdi. Elektrik üretiminde yenilenebilir kaynak kullanımının da rekor seviyeye ulaştığını vurgulayan Albayrak, “Yenilenebilir kaynaklarımızın kurulu güç içindeki payı yüzde 32’yi geçmiş durumda. Şu an hem Avrupa hem de dünya ortalamasının üzerindeyiz. İnşallah yıllara sari olarak yenilenebilirin payı, yeni yatırım ve projelerle artmaya devam edecek. Rüzgardaki kurulu gücümüzle 2017 sonunda dünyada 11’inci, Avrupa’da 6’ıncı olduk. 2017’de Avrupa’da rüzgar enerjisi kapasitesini en fazla artıran 4’üncü ülke olduk. Biliyorsunuz bizim bir mottomuz var; Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir. Her yaptığımız yatırım daha iyisini yapmak için bize daha fazla moral ve motivasyon sağlıyor” dedi. Albayrak, “Yakında Türkiye’yi yepyeni bir enerjiyle daha tanıştıracağız” diyerek, dünyanın en büyük off-shore (açık deniz) rüzgar YEKA projesini en kısa zamanda hayata geçireceklerini kaydetti. Albayrak, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında ise 5 yıl boyunca 4.1 milyar dolar değerinde termik santrali yatırımına duyulacak ihtiyacın ortadan kalkacağını ifade etti.
UZUN VADEDE KAYBEDERSİNİZ
ALBAYRAK, enerji politikalarını hiçbir zaman çevre politikalarından ayrı tutmadıklarını belirterek, “Milli Enerji ve Maden Politikamızın her stratejisi çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir bir anlayışla hazırlandı. Bugün sahip olduğumuz kaynaklar sadece bize ait değil, gelecek nesillerin, evlatlarımızın, torunlarımızın da bu konularda hakkı vardır. İşte o nedenle enerji üretiminde ne pahasına olursa olsun gibi yanlış bir anlayışın bizim politikalarımızda hiçbir zaman yeri olmamıştır, olmayacaktır. Bizim inancımızda, bizim medeniyetimizde doğanın, toprağın, hayvanların da insanlar üzerinde hakkı vardır. Biz, haddini aşarak, aç gözlülükle tüketmenin, doğaya zarar vermenin, Yüce Yaradanın koyduğu mizana, dengeye kast etmek olduğuna inanırız. Çevreyi korumayan, geliştirmeyen hiçbir anlayışın sürdürülebilir olması mümkün değildir. Bu sadece enerji ve tabii kaynaklar için de geçerli değil. Tarım, turizm, su ürünleri gibi çevre ile doğrudan ilişkili her sektör için de geçerli. Doğadan aldığınızı doğaya tekrar vermediğiniz sürece ortaya çıkan sadece ve sadece gündelik, geçici zaferlerdir. Kısa vadede kazandım zannedersiniz, ama uzun vadede kaybeden siz ve insanlık olur” şeklinde konuştu.