Güncelleme Tarihi:
Kızıldeniz’de yükselen tansiyon dünya ticaretinde hem maliyetlerin artmasına hem de nakliye sürelerinin uzamasına neden oldu. Bu durum Türkiye’nin ithalat ve ihracattaki seyir defterini de değiştirmeye başladı. Hürriyet’e son durumu değerlendiren
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak, “Beklenmeyen bir durum içerisindeyiz. Krizin Türkiye’ye etkilerini de görmeye başladık. Özellikle ithalat tarafında ciddi aksamalar ve fiyat artışları var. Büyük konteyner firmaları Kızıldeniz’den geçmek istemiyor. Türkiye’nin teslimat süreleri 40 günden 60 güne çıkıyor. Süre uzadığı için boş konteyner bulmak da zorlaştı. Mersin’den 800 dolara çıkan boş konteyner şu an 2 bin 500 dolar. Yine Mersin’den 1500 dolara Çin’e giden bir konteynerin maliyeti de 4 bin dolara çıktı” dedi.
UNLAR KRİZE TAKILDI
İhracat yönünde zamanla Türkiye’nin avantajına bir durum oluşabileceğine de değinen Başaran Bayrak, “İhracatta Avrupa gibi pazarlar için önemli bir tedarik noktasıyız. Ancak ihracat yaptığımız ürünlerin üretimi için de ciddi bir ithalatımız var. Bu da maliyetlerin artması demek. Şu an çoğu ürünün taşıma maliyeti ürünün kendisinin fiyatını geçti. Bu da beklemelere neden oluyor. Mesela şu an Gaziantep’ten ihraç edilecek yüzlerce konteyner un bu yüzden kaldı. Yükte ağır pahada hafif ürünler için sıkıntılı bir süreçteyiz” ifadelerini kullandı. Bayrak, “Bazı tedarikçiler süre uzatımı istemeye başladı. Tekstil, demir-çelik ve gıda gibi ürün gruplarında sıkıntı daha büyük. 2 ay içerisinde de bu krizin raflara yansımalarını göreceğiz. Umarım kriz bizim en az etkileneceğimiz şekilde çözülür” dedi.
SÖZLEŞMELER İPTAL EDİLİYOR
-ŞU an işlenmemiş gıda ithalatında çok büyük sıkıntıların başladığını anlatan İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlker Önel, “Üyelerimizden aldığımız bildirimlere göre sorunlar giderek büyüyor. Çoğu sözleşmeyi nakliye sorunu yüzünden iptal etmeye başladık. Maliyetler ve teslim süreleri arttı. Ek maliyeti gönderici de alıcı da karşılamak istemiyor. Sürekli fiyat güncellemeleri isteniyor. Navlun ücretleri ürünün kendisinden pahalı. Böyle olunca biz rekabetçi fiyatı kaçırıyoruz. Büyük bir belirsizlik oluştu” şeklinde konuştu.
ETİKETLERE YANSIYACAK
-Herkesin yeni bir risk hesabı yapmaya başladığına değinen Önel, “Bu ek risk fiyatlara yansımak zorunda. Tüketiciler için de fiyat artışı demek. Özellikle hammadde tarafındaki artışlar temel tüketim ürünlerine zam olarak dönecek. Bu yüzden gıda enflasyonunda Kızıldeniz’deki krizin etkilerini de göreceğiz. Büyük nakliye firmaları yeni ek operasyonlar planlamaya çalışıyor. Umarız bunlar sorunu kısa sürede çözer” dedi.