Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2006 00:00
KIRMIZI ödüllü Dündar İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Dündar, basın ilanları üzerine sıkça karşılaştıkları "Siz ev satmaya mı çalışıyorsunuz yoksa inşaat sektörünün ilanlarında devrim yapmaya mı uğraşıyorsunuz" sorularına "İkisini de" yanıtı verdi.
KONUT ve emlak alanında
Kırmızı’yı Dündar İnşaat’ın İstanbul Kozyatağı’ndaki konut projesi Incity’nin reklamları aldı. 43 yıllık Dündar İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Dündar, basın ilanlarının konut sektöründe en etkili reklam türü olduğu görüşünde. Reklam kampanyası başladığında "Siz ev satmaya mı çalışıyorsunuz yoksa inşaat sektörünün ilanlarında devrim yapmaya mı uğraşıyorsunuz" diye soranlar olduğunu söyleyen Dündar, "İkisinin de peşindeyiz" dedi.
AMAÇ FARK YARATMAK: Konut sektöründe TV reklamlarının ya da görsel medyadan arzuladıkları verimi alamadıklarını söyleyen Dündar, basın reklamlarından aldıkları geri dönüşümü ise şöyle anlattı: "Şimdiye kadar yaptığımız projelerde daire satın almaya gelenlere projemizi nereden duyduklarını sorduk. Gördük ki müşterimizi bize getiren büyük oranda basın. Birinci etken
haberler, ikincisi basına verdiğimiz ilanlar. Reklam firmaları da buna dikkatimizi çekti. Müşterilerin alıştığı yolun, basın ilanları olduğunu biliyoruz. Müşteriye doğrudan ulaşmak için bu yolu tercih ediyoruz. Basında birçok emlak reklamı var. Bunlar genellikle üstünkörü yapılmış, projenin resmi, yanına bir aile resmi konmuş, çok klasikleşmiş reklamlar. Müşterinin zekasını da biraz hafife alan, ’biz ne olsa satarız’ mantığıyla yapılmış gibi görünen işler. Biz yaptığımız konuttaki gibi, reklamda da diğer firmalardan farkımız olsun istedik."
SEKTÖRE ŞEKİL VERDİK: "Reklamlarımızla sektörümüzdeki reklamcılığa bile şekil verdiğimizi gördük" diyen Dündar, bunu diğer firmaların reklamlarında gözlemlediklerini söyledi. Dündar, reklamlarıyla neyi amaçladıklarını ise
şöyle aktardı: "Kampanya başladığında "Siz bu evleri satmaya mı çalışıyorsunuz yoksa inşaat sektörü ilanlarında devrim yapmaya mı uğraşıyorsunuz" diyenler çıktı. İkisinin de peşinde olduğumuzu söyledik. Amaç düşünmeyi sağlamaktı. Gerçekten de ilanı anlayan ve beğenenler geldi. Projenin istediğimiz kadarını sattık. Ödül alan ilanda külçe
altın resmi kullandık. Gerçekten Incity projesinde her daire nakit para gibidir."
RİSK ALDIK, BAŞARDIK: Ajansları ile pek çok konuyu paylaştıklarını anlatan Dündar, bunun yararlarını şöyle dile getirdi: "Ogilvy&Mather’in kreatif direktörü Tibet Sanlıman ile daha önce çalışmıştık. Kendisi bu ajansa geçtikten sonra da onunla çalışmaya devam ettik. Yeni projemiz ’Incity’nin isminin üzerinde bile çok uzun süre durduk. Binaların tasarımından tutun, inşaat tabelalarına kadar inşaatta olan her şey için mutlaka Ogilvy’den görüş aldık. Reklam ajansı aynı zamanda danışmanımız. Sadece basın ilanımızı yapmadılar, her şeyi birlikte düşündük. Incity için reklam kampanyasına başlayacağımız zaman ajansla uzun süren tartışmalar yaptık. Ortaya iddialı, daha önce yapılmamış bir iş çıkacaktı. Ama bu da riske girmekti. Hedef kitlemiz konut reklamı olduğunu bile anlamayabilir, ilan gözlerinden kaçabilirdi. Sonunda ortaya çıkan reklam hem projenin kalitesini belli eden, hem de üzerinde düşünüldüğü belli bir reklam oldu."
Ödüllü reklamımız müşteriye ev aldırdıINCITY’den ev alan müşterilerin çoğunun Kırmızı ödüllü reklamdan etkilendiğini söyleyen Hakan Dündar, reklamın yararlarını şöyle anlattı: "Bu reklam firma imajımızı da çok ileri götürdü, diğerlerinden ayırdı. Tepkilerden anladık ki kalite peşinde olduğumuz izlenimi oluşmuş. Neticede reklamlarımız da işimizdeki kalite anlayışının devamı. Reklamda bunu gözetmeseydik toplamda da kaliteli bir iş yaptığımız hissine kapılmazdık. Bu duygu müşterilerimize, personelimize yansıyor, firma sahibini mutlu ediyor. Reklamda masraftan kaçınmadık. Maliyeti yüksek de olsa Almanya’dan bir fotoğrafçıyla çalıştık. Sonuçlar külfete değdi. Alınan ödül de bunun bir kanıtı gibi."
Bizler tetikçiyizOGILVY&Mather Reklam Ajansı Yardımcı Kreatif Direktörü Burak Köprülü, reklamda yaratıcılığın müşteri ile de bağlantılı olduğunu vurgularken, "Biz tetikçiyiz, müşteriniz ne kadar iyiyse biz de o kadar iyi reklam yaparız" dedi. Köprülü, ödüllü reklamın ortaya çıkışını ise şöyle anlattı: "Firma, Incity reklam kampanyasından beklentisini detaylı şekilde anlattı. Hangi hedef kitleye hitabedecek, reklam nereye oturmalı... Reklamın yaratıcılığı biraz da müşteriye de kalıyor. Biz tetikçiyiz, hedefe atış yapıyoruz. Müşterimiz ne kadar iyiyse ne kadar istediğini biliyorsa o kadar iyi reklam yaparız. Gerçekten de projenin çok büyük artıları var, loft daire sistemi, açık ve kapalı havuz, alışveriş merkezi. Incity reklamlarını Kretakif Direktörümüz Tibet Sanlıman ve yazarımız Cengiz Pulgu’yla oluşturduk. Yapmamız gereken, mesajı ironiyle vermekti. Sitenin 11 blokluk dizilişini görür görmez zaten bütün ilan fikrini buldum. Reklam çok sade oldu, bu özellikle düşünülmüştü. Bu yolla diğerlerinden ayrılıyorsunuz. Altın külçeleri, vidalar, silgiler, cetvel gibi nesnelerle; binaların değerini, depreme karşı dayanıklılığını, eski alışkanlıkları silecek yeni bir yaklaşımı ve kusursuz duruşu sembolize ettik. Fotoğrafları Almanya’da Volker Möhrke çekti, her fotoğraf için bir maket yapıldı. Bu, Dündar İnşaat ile ne ilk projemizdi ne de son projemiz olacak. İlanı algılayacak müşterileri istiyorlardı. Gerçekten de gelenler ilanları beğendiğini söylemiş, çok telefon almışlar. Müşterimize kaliteli fotoğraflar için Almanya’ya gitmeliyiz deyince tamam diyorsa, kalite gerçekten çok önde demektir."