Güncelleme Tarihi:
Ekip projeyi tamamlarsa milyonlarca dolarlık ithalattan kurtulacağız. Yurtdışındaki Türklerden oluşturulan ekibin başarısı Türkiye’ye tersine beyin göçünün de yolunu açacak.
TÜRKİYE’nin savunma sanayiini geliştirmek için onlarca ‘milli’ üretim projesi var. Ancak daha yapacak çok da iş var. Çünkü dünya genelindeki bütün savunma sanayi üretiminin yüzde 76’sını 5 ülke, yüzde 24’ünü ise geriye kalan 200 ülke yapıyor. Türkiye ne yazık ki 200 ülke arasında. Savunma sanayi ürünlerinde dış ticaret açığımız da büyük. Peki, ‘savunma’da neler oluyor? Hem savunma bürokratları hem de özel sektörün ‘savunmacı’ işadamları açık konuşamıyor. Ancak kulislerde ‘kıça yapışan kristal’ operasyonundan bahsediliyor. Operasyonun adı tabii ki resmi olarak böyle değil. Sonraki birçok projenin nasıl hayata geçeceğini gösteren bir örnek olduğu için çok önemli. İşin özü şöyle özetleniyor:
TERSİNE BEYİN GÖÇÜ
Füzelerde maliyetin yüzde 80’ini oluşturan ve ithal edilen ‘kristallerin üretimi’ için kurulan ekibin üyeleri ABD, Kanada ve Avrupa’da benzer proje ekiplerinden seçildi. Üretilecek kristal, füzenin hedefin (uçak, helikopter) sıcaklığını algılayan ve ‘kıçına’ yapışmasını (imha edilmesini) sağlayan kristal. Şu anda tamamı ithal ediliyor ve eğer ekip üretimi tamamlarsa milyonlarca dolarlık ithalattan kurtulacağız. Projenin başarısı sayesinde Türkiye’ye tersine beyin göçünün de yolu açılacak.
BAKANIN BAKIŞI FARKLI
Savunma sanayisinde iş yapan ve yapmak isteyen tüm özel sektör firmaları Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan memnun görünüyor. O nedenle sorduk peki nedir bu memnuniyetin nedeni? Cevap şöyle özetlenebilir: İsmet Bey savunma sanayiine iş yapmak isteyen herkesi kucaklıyor. Projesi olana ‘olmaz’ demiyor. ‘Nasıl yapabilirizi’ düşünmeye başlıyor. Küresel pazarlara üretim yapabilecek herkese destek veriyor.
EXİM DESTEĞİ NİHAYET
Savunma sanayisinde çok konuşulan bir ‘mutluluk’ konusu da “Eximbank’ın savunma sanayi ürünü ihracatının finansmanı için kredi açacak olması” ki, bu sayede Türk malı savunma sanayi ürünü almak isteyen ülkeler çok daha kolay alım yapabilecek. Böylece Türk savunmacılar, Almanya ve Fransa gibi ülkelere karşı daha güçlü rekabet imkanına kavuştu. Örneğin Pakistan ‘finansman kolaylığı nedeniyle’ bir Fransız ürünüyle Türk savunma ürününü arasında tercih yapmak zorunda kaldığında karar lehimize olacak.
Ortadoğu bize dönüyor, Fransa Almanya kızgın
BİR savunma duayeni şöyle konuşuyor: Savunma sanayi ürünü bisküviye, gömleğe benzemez. Ülkenin imajı, istikrarı, gücü çok önemli. Son yıllarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği nedeniyle ‘savunma sanayi ürünlerinde’ Ortadoğu ülkelerinde ibre Türkiye’ye döndü. Daha önce Fransa, Almanya, İtalya ve ABD’den alırlardı. İhracatımızda birinci pazar ABD, ikinci pazar Ortadoğu. ABD’liler bizdeki gelişmelerden rahatsız değil ama Fransa, Almanya ciddi rahatsızlık çekiyor. Yakın zamanda çok ses çıkarırlar.”
Rakamlar yalan söylemez
Türk savunma sanayi üretiminde yerli katkısı kısa sürede yüzde 54’e ulaştı.
Savunma sanayi ürünleri ihracatı üç yıl önce 800 milyon dolarken, 2012’de 1.2 milyar dolara yükseldi.
2013’te 1.5 milyar dolar, 2014’te 2 milyar dolarlık ihracat bekleniyor.
5 yıl içinde de savunma sanayimiz dış ticaret açığı vermeyecek noktaya gelecek.