Güncelleme Tarihi:
ZORLU yıl olarak tarihe adını yazdıran 2020 yılının ardından otomotiv sektöründe tekerlekler raylara oturmaya başlıyor. Avrupa’ya kıyasla daha az olumsuzluk yaşayan Türkiye otomotiv sektörü, 2021 yılına çok daha olumlu bir bakış açısı ile girdi. Otomotiv pazarında yükselen fiyatlar ve değişen vergi matrahları sebebiyle yıl sonunda yaşanan yavaşlamanın yeni yıldan sonra devam edeceği ve ocak ayında satışların daha da yavaşlayacağı öngörülüyordu. Ancak gerek kampanyalar, gerekse devam eden talep, ocak ayının olumlu geçmesini sağladı. Böylece otomotiv pazarı yıl sonu tahminleri 2020’nin üzerine çıkarak 850 bin seviyelerini buldu. Ana sanayi ve yan sanayide de olumlu hava kendisini gösteriyor. 2020’de koronavirüs etkisiyle yaşanan düşüşe karşın, bu sene için hem üretim kanadında, hem de ihracat açısından büyüme öngörülüyor. Elbette bunun önemli sebeplerinden bir tanesi Avrupa’da ve dünyada beklenen toparlanma...
1.5 MİLYON ÜRETİM
İhracat pazarlarındaki yavaşlamanın etkisiyle 2020 yılında otomotiv tedarik sanayinin ihracatı yüzde 11.4 daralarak 9.4 milyar dolar oldu. Bu dönemde sektörün ciro kaybı ise 22 milyar lirayı bulduğunu belirten TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, “Otomotiv Tedarik Sanayicilerinin kasasından geçen sene yaklaşık 3 milyar TL eksildi. Tedarikçilerin yeni teknolojilere yatırım yapması gereken bir dönemde 3 milyar TL civarında kayıp yaşaması sektör için önemli bir kayıp oldu. 2021 yılının dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toparlanma yılı olmasını bekliyoruz. Bu sene ülkemizde araç üretiminin yüzde 13 artışla 1.5 milyon adet olacağını öngörürken, toplam otomotiv ihracatının 30 milyar dolar, tedarik sanayi ihracatının ise 10.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
YARALAR SARILACAK
Küresel anlamda 2020 yılını değerlendiren Kemal Yazıcı şu verileri paylaştı: “2020 yılında pandeminin neden olduğu etkilerle küresel otomotiv endüstrisi yüzde 17 daralarak önceki yıllarla karşılaştırıldığında 15 milyon daha az araç üretti. 2021 yılında sektör temsilcileri yüzde 13’lük bir artışla küresel üretimin 87 milyon adetlere ulaşacağını tahmin ediyor. Dünyanın en büyük araç üreticileri milyonlarca üretim kaybı yaşadılar. Yani genel tabloya bakıldığında OEM’ler pandemiden yoğun bir şekilde etkilendi diyebiliriz. Avrupa özelinde otomotiv üretimi bir önceki yıla göre yüzde 22 daralarak 4.8 milyon adet azaldı. Doğal olarak bunun yansımasını bizler de hissettik. Avrupa’da da 2021 yılı sonunda yüzde 15 büyümeyle 19.4 milyon adet araç üretiminin yapılması öngörülüyor. Yani 2021 bugünden bakıldığında 2020 yılının yaralarını sarma yılı olacak gibi duruyor. Ancak, zaman neler gösterir bunu hep birlikte deneyimleyeceğiz.”
‘HAYATTA KALMAK İÇİN HIZLI ADAPTE OLMALIYIZ’
ELEKTRİKLİ araçların gelişimi ile birlikte özellikle bu tarz yatırımları daha çok Türkiye’ye çekebilmek için en önemli alanlardan bir tanesi tedarik sanayisi. Bu konuda da yorumlarda bulunan Yazıcı şu şekilde konuştu: “Yeni teknolojiler, otomotiv sektöründe hayatta kalmak istiyorsak mutlaka adapte olmamız ve üzerine çalışmamız gereken bir konu. Elektrikli araçlara gereken teknolojilerin geliştirilmesi için Türkiye’de uygun ortamın yaratılmasına, üye firmaların bu teknolojileri geliştirebilmesi adına gerekli bilgi seviyesi ve altyapıya ulaşmasına destek olmak istiyoruz. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ile tedarikçilerimizi online konferans aracılığıyla bir araya getirdik. Teknolojinin Türkiye otomotiv endüstrisine etkilerinden bahsettik.”
‘ELEKTRİKLİ DÖNÜŞÜM ÖNGÖRÜMÜZDEN HIZLI’
2020 yılı başında içten yanmalı motorlu araçların oranını yüzde 85 olarak öngördüklerini belirten Kemal Yazıcı, “Elektrikli ve hibrit araç oranı en fazla yüzde 15 olur diyorduk. Avrupa’da 2020 yılının ilk 9 ayında elektrikli ve hibrit araçların payı yüzde 20’ye kadar çıktı. Yani öngörümüzden daha hızlı bir değişim var. Elektrikli araçların artışına paralel, tedarik sanayi olarak yeni parçaları üretebilir hale hızla gelmeliyiz. 2030 yılına gelindiğinde konvansiyonel araçların parçaları yüzde 50 oranında düşecek. Yani, bundan 10 yıl sonra eğer elektrikli araçlara özgü yeni parçaların üretimine geçemezsek, tedarik sanayinin cirosu yarı yarıya düşecek ve belki firmaların yarısı olmayacak. Türkiye’deki altyapı şu anda yeni teknolojiler anlamında, özellikle batarya konusunda istediğimiz seviyede değil. TAYSAD olarak 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir vizyonumuz var. Otomotiv tedarik sanayini küresel pazarda tasarım, teknoloji ve tedarik gücüyle küresel üretimde ilk 10’a taşımak istiyoruz” şeklinde konuştu.
OTOMOBİLİNİ KENDİN GELİŞTİR
İSVEÇLİ lüks otomobil üreticisi Volvo’dan yepyeni bir hamle geldi. Yaratılan yeni bir platform sayesinde, araçların geliştirme aşamalarına dış geliştiriciler de katılabiliyor. Markadan yapılan açıklamaya göre, yeni İnovasyon Portalı ile, yüksek kalitede uygulamalar, daha kolay ve daha rahat sahiplik ve hatta daha güvenli otomobiller mümkün olabilecek. Portal, harici geliştiricilerin yenilikçi hizmetler geliştirmelerine olanak tanıyor. Volvo Cars Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CTO) Henrik Green, “Otomobillerimiz gittikçe daha akıllı ve daha bağlantılı hale geliyor ve bununla birlikte müşterilerimiz arasında uygulamalar ve hizmetler için talep de artıyor. Bu kaynakları halka açık hale getirerek, geliştiricileri destekliyoruz ve kendi alanlarında en iyinin en iyileri ile işbirliği yapıyoruz” diye konuştu.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMDA SIKI REKABET
MOTOSİKLET ile ulaşım denildiği zaman akla özellikle küçük cc’li motor hacmine sahip scooter modelleri geliyor. Honda ve Yamaha da bu alanda rekabeti kızıştırıyor. 125 cc’lik hacme sahip modellerini yenileyen Japon üreticiler, hem motosiklete yeni başlayanlar için hem de şehir içi ulaşımda veya kurye taşımalarında iddialı olabilmek için iddialı konumdalar. Honda’nın ilk satışa sunduğu günden bu yana 140 bin adetin üzerinde satış rakamını geride bırakan scooterı PCX125, 2021 yılında yenilenen versiyonuyla yollarda. PCX125, Honda Seçilebilir Tork Kontrolü (HSTC), Kombine Fren Sistemi, Akıllı Anahtar Teknolojisi, CVT Şanzımanı, Start&Stop Sistemi ve USB Type-C Soketi gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Yamaha Nmax ise Euro5 Blue Core motoru ile bir depo ile 300 kilometrelik menzil ile dikkat çekiyor.
3 YILDA 40 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
ENDÜSTRİYEL lastik odaklı üretici Prometeon, pandeminin etkileri ile zorlu geçen 2020 yılını Türkiye’de yüzde 35 oranında rekor bir büyüme ile tamamlayarak, pazar payını 3 puanın üzerinde artırdığını açıkladı. 2017-2020 arasında Türkiye fabrikasının kapasitesini artırmak için 115 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdiklerini aktaran Prometeon Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya Bölge CEO’su Antonio Dolgetta, “Bu yatırım sonucunda üretim kapasitemizi 1.4 milyon adete çıkardık. Önümüzdeki üç yılda 40 milyon dolarlık daha yatırım hedefliyoruz. Bunun önemli bir kısmı Ar-Ge Merkezimizi tamamlamaya tahsis edildi. Böylece, 2017-2023 arasında Türkiye’ye toplam doğrudan yabancı yatırım tutarımız 150 milyon doların üzerine çıkmış olacak. Pandemi sona erdiğinde, büyümenin devam edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.