Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 3 bin tüketicinin (%89 erkek,%11 kadın, %60’ı aylık 7 bin 500 TL üstü hane geliri ) katılımıyla ki daha önce 20 ülkede hayata geçirilen benzer çalışmalardan daha fazla katılımcıyı kapsayan bu araştırma Türk halkının bir sonraki alacağı otomobilde tercihinin elektrikli ve SUV olacağını ortaya koyuyor. Bu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle TOBB ve 5 babayiğidin (4’e düştüğü iddia ediliyor) çalışmalarına başladığı ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesinin elektrikli ve SUV tercih edilmesinin doğru bir hamle olduğunu gösteriyor. Kuşkusuz sıfır otomobil satışlarının yüzde 50’ye yakın daraldığı, 2’nci elde bile sadece 8 yaş otomobil satışlarının arttığı (%73) bir ortamda, bu durum 2022’ye kadar tüketicilerin alım gücünün artıp yeni otomobil alabilmesine de bağlı.
FOSİL İSTEMİYORUZ
Dün basın toplantısıyla açıklanan araştırmadan çıkan ilginç sonuçlara göre yüzde 55 gibi büyük bir oranla bir sonraki araçları için SUV gövde tipini tercih edeceklerini belirten tüketicilerin ikinci tercihleri ise yüzde 24’lük oranla ile sedan araçlar. Ama unutulmaması gereken nokta artık SUV dediğimizde aklımıza devasa araçlar gelmesin. SUV tercihlerinde ağırlık B ve C sınıfı küçük ve orta ölçekli yüksek araçların. Motor tiplerine bakıldığında ise yüzde 75 ile hibrit, elektrikli ve diğer alternatif yakıt hücreli araçlara duyulan ilgi son derece yüksek iken, dizel ve benzinli motora sahip araçlara duyulan ilgi ise yüzde 25 seviyesinde. Bu da tüketicilerin artan yakıt fiyatları ve çevresel etkilerle birlikte fosil yakıtlı araçlardan vazgeçmeye başladıklarına işaret ediyor. Çevresel etkilerden daha çok burada kriter cebindeki para.
TOPLU DEĞİL KİŞİSELİZ
Araştırma Türkiye’de toplu taşıma alışkanlığının olmadığını, tüketicilerin yüzde 81’inin kişisel araç kullanımını tercih ettiğini de gösteriyor. Yani tüketiciler hâlâ ağırlıklı olarak ulaşım için kişisel araçlarına güveniyor. İşin dikkat çeken tarafıysa, tüketicilerin yüzde 79’u önümüzdeki 3 yıl içerisinde de her gün kişisel araçlarını kullanacağını öngörüyor. Kişisel araç tercihinin gerekçeleri ise yüzde 36 ile minimum süre, yüzde 21 ile güvenlik, yüzde 15 ile konfor ve yüzde 14 ile maliyet olarak sıralanıyor. Yani insanlar pahalı olsa da zamanını iyi kullanmak için kişisel otomobiliyle seyahat ediyor. Türkiye’yi kişisel araç kullanımında yüzde 66 ile İtalya takip ederken, Çin yüzde 38 ile kişisel araç kullanımında son sırada yer alıyor.
MELTEMİ HİSSETTİK, EYLÜL AĞUSTOSTAN İYİ OLACAK
ODD Başkanı Ali Bilaloğlu, otomotiv pazarında eylülde ilk kez sıcak havayı, meltemi hissettiklerini belirterek, “Eylülde satışlar ağustos ayına oranla çok daha iyi geçecek gibi görünüyor” dedi. Satışlarda 3 faktörün önemli olduğunun altını çizen ODD Başkanı Bilaloğlu, şöyle devam etti: “Fiyatlar yani döviz kurunun nereye doğru gittiği, tüketici güven endeksine bağlı satın alma iştahı ve finansman imkanı çok önemli. Faizlerde bir düşüş olduğunu görüyoruz. Aylık faizler yüzde 1 düzeyinde olursa direkt satışları olumlu etkiliyor. Oraya doğru gidiş var. Markalar da finansman kampanyaları düzenliyor. Son 5-6 yıla baktığımızda yıl içinde satışların yüzde 40’ı son 4 ayda gerçekleşiyor. Birikmiş bir talep olduğunu görüyoruz. Belki son çeyrek yüzde 40’ın bile üzerine çıkılabilir. Bizim öngörümüz binek otomobil ve hafif ticari araç pazarının 350-400 bin adet aralığında gerçekleşmesi.”
-%43.93
8 ayda otomobil satışlarındaki daralma
-%5.69
8 ayda 2. el otomobil satışlarındaki daralma
%73.29
8 ayda 8 yaşındaki 2.el otomobil satışlarındaki artış
PARK YERİNİ BULSUN AMA BENİ BULAMASIN
2020 yılı ve sonrasında hayatımıza girecek olan 5G teknolojisiyle birlikte araçlarımız daha fazla bağlantılı hale gelecek. Her ne kadar şu anda BTK kararıyla, otomobillere yerli sim kart ve yerli sunucu zorunluluğu getirildiği için katma değerli hizmetler tamamen durduysa da, ileriye yönelik tüketicilerin yüzde 75’i araçlarının daha fazla bağlantılı hale gelmesinin, daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyor. Tüketiciler kendilerine sağlanacak faydalardan yüzde 91 ile en fazla en yakın park alanına giriş imkânları ve daha sonra yüzde 86 trafik sıkışıklığı, alternatif güzergâh ve yol güvenliği önerileri hakkında bilgilendirme konularına ilgi gösteriyor. Kullanıcılar bağlantılı araçların ürettiği veriler konusunda en fazla markalara (%52) güvenirken, verilerin yönetimi ve işlenmesi ise konusunda da yüzde 30 ile yine markalara güveniyor. Devlete güvenen ise yüzde 16 ile dünya ortalamasının çok altında.
SÜRÜCÜSÜZ OTOYU EN ÇOK TÜRKLER BEKLİYOR
DÜNYADA otonom yani sürücüsüz otomobil dönüşümü henüz ortalama 2’nci seviyede. Bazı yeni nesil otomobillerde bu 3’üncü seviyeye çıksa da, aracın kendi kendine gitmesi ancak 5’inci seviyede mümkün. Bu da dünya için bile henüz erken. Çalışmalar ve testler tüm hızıyla sürüyor ama seçilmiş bazı gelişmiş şehirlerde bile trafikte en erken 5 yıl içinde görebiliriz. Bize bu teknolojinin gelmesi ise 10 yılı aşar. Ama buna rağmen otonom araçlara Türk halkı yoğun olarak ilgi duyuyor ve merak ediyor. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 22’si otonom araçlara ilgi duymadığını belirtirken, yüzde 67’si otonom araçlara ilgi duyduğunu söylemiş. Ankete katılanların yüzde 65’i ise teknolojinin ucuza satılmasıyla otonom araçlar ile buluşmalarının mümkün olabileceğini söylemişler. Küresel olarak incelendiğinde otonom araçlara en yoğun ilginin yüzde 67 ile Türkiye’de olduğu görülüyor. Türkiye’yi ise sırasıyla Almanya (yüzde 54), İngiltere (yüzde 48) ve Amerika (yüzde 47) takip ediyor. Katılımcıların otonom araçlara ve faydalarına karşı tutumu da ilgileriyle tutarlılık gösteriyor. Otomotiv tüketicileri içerisinde, otonom araçların zaman tasarrufu ve farklı işlere odaklanmalarını sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 67. Otonom araç teknolojisinin kendilerine ulaştırılması konusunda da tüketiciler yüzde 43 gibi yüksek bir oranla yine geleneksel araç markası cevabını veriyor. Otonom araçlardan kazanacağımız zamanı yüzde 74 oranında mesajlaşma ve telefon konuşması için kullanmak istiyormuşuz.