Güncelleme Tarihi:
HAYALİ alacaklı adına sahte belgelerle başlatılan 30 milyon liralık haciz işlemi, ağır cezalık oldu. Olmayan bir kişiyi alacaklı gösterip, 2 şirkete haciz uygulamakla suçlanan Hamit Mert Taşçıoğlu’na dava açıldı. İngiliz makamlarının “Böyle bir vatandaşımız yok” dediği David Sheridan’ı alacaklı gösterip tekstilci Esen Pamukçu’ya ait 2 şirkete haciz gönderdiği iddia edilen Taşçıoğlu’nun dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilikten 5-14.5 yıl ağır hapsi isteniyor.
Satılmış marka için haciz
Lüleburgaz’daki fabrikasında 550 kişi çalıştıran İstanbul merkezli Tekboy Tekstil’e 7 Ekim 2009’da haciz gitti. Haciz işlemini yürüten avukat Ramazan Bayar, dayanak olarak 11. İcra Müdürlüğü’nün 14 Eylül 2009 tarihli ödeme emrini gösterdi. Belgede alacaklı İngiliz David Sheridan, borçlular Promed İlaç Kozmetik ile Hamit Mert Taşçıoğlu görünüyordu. Tekboy Tekstil’in kurduğu Tekmed Kozmetik’in daha önce Promed’den satın aldığı “Oksitin” ve “Prozinc” markaları iddiaya göre, aynı Promed tarafından Sheridan’a ABD’de yapılan 2003 tarihli sözleşmeyle 6 milyon dolara satılmıştı. Sheridan’ın avukatı, Taşçıoğlu’nun adres gösterdiği Tekboy’a hacze gelmişti.
İngiliz vatandaşı dendi
Tekboy Tekstil’in avukatları “Yabancı bir alacaklının Türkiye’de haciz yapabilmesi için yüzde 20 teminat yatırması gerektiği” itirazında bulundu, takip durdu. Sheridan’ın avukatı ABD’nin teminattan muaf ülkeler arasında bulunduğunu öne sürüp belge sunacaklarını söyledi, sözleri tutanağa geçti. ABD’nin teminattan muaf ülkelerden olmadığı anlaşıldı. Avukat ertesi gün bu kez icra mahkemesine müvekkilinin İngiliz vatandaşı olduğunu, İngiltere’nin teminattan muaf olduğunu öne sürdü, bir pasaport fotokopisi sundu.
David İngiliz de çıkmadı
Fotoğraf hanesi görünmeyen, üzerinde iki farklı numara bulunan pasaport fotokopisi, Tekboy Tekstil’in avukatının sahte iddiası üzerine savcılıkça İngiltere’nin İstanbul Boşkonsolosluğu’na soruldu. Konsolosluktan gelen 3 Şubat 2010 tarihli yazıda, şöyle denildi: “İsim ve doğum tarihiyle yapılan araştırmada bahsi geçen şahıs adına hiçbir pasaport kaydı bulunamamıştır. Ayrıca fotokopisi gönderilen pasaportta yer alan bilgiler, Birleşik Krallık pasaport veri tabanına göre gerçeği yansıtmamaktadır. 765099509 seri numarasıyla herhangi bir Britanya pasaportu tanzim edilmemiştir.”
‘David’ hayali karakter çıktı
ŞÜPHELİ Hamit Mert Taşçıoğlu, David Sheridan ile ABD’de 2000-2004 yılları arasında iş idaresi okurken tanıştığını, Yahudi asıllı bir banker olduğunu, o tarihte babasına ait Promed firması krize girince marka hakkını 5 milyon dolara sattığını, paranın büyük bölümünü harcadığını öne sürdü. Buna karşılık müşteki avukatı İsmail Yılmaz, “David Sheridan hayali bir karakter. Hiç gelmediği bir ülkede, hiç tanınmayan bir markayı devralmış gibi sözleşme yapmış. Bu olay büyük bir organizasyon dahilinde şirketin malvarlığına konma operasyonudur” dedi.
Alacak nedeniyle tanışıp bir dönem ortaklık yaptılar
ESEN Pamukçu ve Hasan Taşçıoğlu’nun yolları bir alacak nedeniyle kesişti. Bir alacağına karşılık Promed’in senetleri eline geçen Pamukçu, bu şirketin sahipleri Taşçıoğlu Ailesi’nden parasını tahsil etmek istedi. Ancak borcun tamamı ödenemeyince, Taşçıoğlu’nun 2 markasına karşılık ortak bir şirket kurma kararı alındı. Böylece “Oksitin” ve “Prozinc” markaları için Tekmed adında bir şirket kuruldu. Bu şirketin yüzde 75’i Pamukçu’nun, yüzde 25’i de Taşçıoğlu Ailesi’nin oldu. Bir süre sonra şirkette işler yürümeyince ortaklık bozuldu. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın iddianamesinde, bu durum şöyle anlatıldı: “Şüpheli Hamit Mert Taşçıoğlu’nun daha önceki borçları yüzünden markalarını kendisine devretmek zorunda kaldıkları müştekiye (Esen Pamukçu) kızdığı için onu baskı altına alabilmek veya ondan kendi hayal ettiği miktar kadar parayı tahsil edebilmek maksadıyla kendilerine ait Promed şirketinin markalarını borca karşılık (tespit ve ispatı zor/imkansız olması düşünülerek Amerika’da yaşayan İngiliz vatandaşı dedikleri, gerçekte hiç olmayan) birine devretmiş gibi gösteren sahte sözleşme, vekaletname ve apostil evrakları ürettikten sonra icra takibinin kesinleşmesi ve özellikle 3. şahıslar aleyhine yapılan takiplere karşı itiraz ve şikayet hakları konusunda düzenlemeler bulunmaması gibi açıkları kullanıp kendi aleyhine göstermelik ilamsız takip yaptırdığı, borca süresinde itiraz etmeyip takibi kesinleştirdiği, sonra da müştekinin fabrikasında 30 milyon TL. haciz yaptırdığı açıkça görülmektedir.”