Güncelleme Tarihi:
Havelsan Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, DHA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin milli ve yerli savunma sistemlerinde istenilen seviyede olunup, olunmadığı sorulan Atalay, "Türk savunma sanayi özellikle son 10 yılda ama yoğun olarak son 5 yılda çok önemli mesafeler katetti. 2 önemli göstergesi var. TSK’nın ihtiyacının yüzde 60’ının yerli imkanlarla karşılanması çok önemli bir gösterge. Bir diğer göstergesi ise ihracat rakamları. Türk savunma sanayinin geçen yılki ihracat rakamları 2,5 milyar dolar. Benim bilebildiğim kadarıyla dünyanın 12’nci savunma ihracatı yapan ülkesiyiz. Savunma ihracatını artıran birkaç ülkeden biriyiz. Dolayısıyla bu temel göstergelere baktığımızda Türk savunma sanayisi altın çağını yaşıyor. Burada başta Sayın Cumhurbaşkanı’mızın çok özel gayret ve bu alanı himayelerine almasının çok önemi var. Savunma Sanayi Başkanlığı gibi bir yapının bu alanda olmasının ve Başkanlığın gayretlerinin çok önemli payı var. Aynı zamanda da savunma firmalarının başta Havelsan ve benzeri vakıf firmaları olarak gayret ve faaliyetlerinin de payı var" diye konuştu.
THY ENVANTERİ İÇİN YERLİ VE MİLLİ SİMÜLATÖR
Havelsan’ın F-16 savaş uçaklarına ürettiği simülatör hakkında bilgi veren Atalay, şunları söyledi:
"Havelsan olarak dünyada simülatör üreticileri arasında ilk 10’da hatta bazı değerlendirmelere göre ilk 5’te kendimizi görüyoruz. Çok geniş yelpazede ürün çeşitliliğinde ilk 5 hatta ilk 3’teyiz. F16, helikopter, milli eğitim uçağı Hürkuş, tank simülatörü, paraşüt, yangın eğitimcisi ve denizaltı gibi çok çeşitli üretimimiz var. Simülatör belki çok bilinmiyor ama, çok ileri teknoloji gerektiren bir alan. Örneğin biraz önce gördüğümüz F16 simülatörleri var. F16 simülatörü F16 uçağını birebir simüle eden, biz ona kanatsız motorsuz uçak diyoruz. Kokpiti F16 kokpitinin birebir aynısı, yaptığı hareketler ve yapılabilecek hareketler uçakta yapılabileceklerin çok daha fazlası. Teknoloji olarak da neredeyse uçak teknolojisi, kullanılıyor. Uçak simülatörlerimiz Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi EASA’nın en yüksek seviye kabul ettiği D seviyede simülatörler yapıyoruz. Bizim simülatörlerimizde eğitim alan pilotlar, gerçek uçakta uçmuş olmakla aynı puanı alıyor. Gerçek uçağı birebir simüle ediyoruz. Ki zaten bu yönde yıllardır sahip olduğumuz savunma alanındaki simülatör yetkinliğini, son yıllarda sivil alana taşımış durumdayız. Şu anda Türk Hava Yolları’nda (THY) çalışan bir Boing 737 simülatörümüz var. Artık THY pilotları bizim simülatörümüzde eğitim alıyorlar. Üretim hattımızda Airbus ve başka uçak simülatörleri yapıyoruz. Yakın gelecekte THY’nin envanterine yeni yerli milli simülatörleri yapıyor olacağız. Dolayısıyla simülatör alanı iddialı olduğumuz bir alan. Simülatörün en önemli faydası da düşünün ki bir uçakta pilota eğitim aldırdığınızı düşünün. Gerçek uçağı kullandığınızda uçağın ömründen yiyorsunuz, yakıt harcaması çok yüksek oluyor, yüksek riskte acemi bir pilota uçağı teslim ediyorsunuz, son olarak da bütün olasılıkları bir uçakta deneyemezsiniz. Örneğin uçağın bütün motorlarını aynı anda susturup hadi bu uçağı piste inebiliyor musunuz diyemezsiniz gerçek uçakta. Bütün bunları uçakta yapabilirsiniz. Hem ucuz hem zamandan bağımsız, 7/24."
SÜRÜ İHA’LAR
Sürü İHA’lar ile ilgili de konuşan Havelsan Genel Müdürü Atalay, "Artık yalnız İHA değil, insansız araçlar konusu günümüzün yükselen teknolojik birkaç trendinden bir tanesi insansız araçlar ve otomasyon konusu. İnsansız hava, kara ve deniz araçları olabilir. Havelsan olarak bu otonom sistemler ve insansız araçlar konusunda önemli Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. İnşallah yakında bazılarının sonuçlarını da gösteriyor olacağız. Sürü İHA’lar bambaşka bir konsept ve fırsat. Çok sayıda insansız hava aracını aynı anda sürü halinde hareket ettirmek. Drone da olabilir İHA’lar da olabilir. Etkin bir araç ve yüksek bir tahrip etme gücünü elde edebilirsiniz. Örneğin savaş uçağını engelleyebilirsiniz, drone ya da İHA sürüsüyle düşürebilirsiniz. Bir savaş uçağının yapamayacağı etkiyi de yapabilirsiniz. Düşünün yüzlerce uçağı bir kuş sürüsü gibi bir şehrin üzerine saldığınızda, şehri bir bütün olarak hiç istemeyiz inşallah olmaz ama binlerce İHA’ya patlayıcı yükleyip şehrin üzerinde patlattığınızı düşünün konsept olarak. Bu alanda teknolojisi olan bütün ülkeler çalışıyor biz de çalışıyoruz. Yakında Teknofest var. Bu kapsamda sürü İHA konusundaki yarışmanın da destekçisiyiz. Teknik test ve değerlendirmelerini bizim uzmanlarımız yapıyor. Sonuçlarını da oraya gelirseniz göreceksiniz" diye konuştu.
’6 AYDA SİMÜLATÖRÜN YERLİSİNİ YAPTIK’
Teknofest’in çok etkili organizasyon olduğunu belirten Atalay, "Tahminimizin çok ötesinde etki yarattı. Binlerce çocuğumuzun havacılık ve teknoloji konusundaki merakını uyardı. Bizler de bunun için ordayız. Teknoloji gösterimi için orada değiliz, oraya gelecek bu sene belki 500 bin üzerinde, çoğu çocuk ziyaretçiye teknolojiye yakın olmalarını, dokunmalarını sağlayacak ürün ve çözümlerimizi götürüyoruz. Simülatörlerimiz olacak, bir takım yarışmalarımız da olacak, eğitimler veriyor olacağız. Sürü İHA bunlardan biri, Keskin nişancı simülatörümüz var geçen yıl çok ilgi çekmişti. Hikayesini bu vesileyle anlatmakta fayda var. Bir operasyon sırasında TSK’nın ihtiyacı oldu. Bize bunu temin etme görevi verildi. Bir ülkeden temin etmek istedik ama, bize vermekten kaçındılar. Parasını verdiğimiz halde bunu bize vermediler. Acil lazımdı. Türk mühendisleri dünyanın en iyi mühendisleridir. Arkadaşlarımız hırs yaptı. Biz o simülatörün 6 ayda yerlisini yaptık. Yerli simülatörü sergiliyoruz. İki amaçla; bir gençlerin ilgisini çekiyor, ikincisi bu hikayeyi anlatmak için. Bakın bize vermediler ama biz bunu yaptık, hatta daha iyisini yaptık. Gençlerimizin buna inanmasını sağlayacak bir örnek olduğu için" diye konuştu.
’ARTIK FİZİK BOYUTUNDA İŞLER YAPIYORUZ’
Türkiye’nin yapabilirliğini ispatlama aşamasını aştığını vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:
"Eğer bir ürünü istediğiniz anda temin edebiliyorsanız, o zaman o ürünü illa yapmaya çalışmamalısınız. O ürünü ancak siz daha ucuza, daha kaliteli ve daha yüksek performanslı üretebiliyorsanız üretmelisiniz. Yoksa istediğiniz zaman temin edebileceğiniz bir üründür. Daha iyi ve daha ucuza üretirken ne diye biz kendimiz yapalım. Türkiye artık şundan kurtuldu çok şükür. Biz yapabilirliğimizi ispatlama aşamasını çoktan aştık. Türk Savunma Sanayi olarak hiçbir şey yok. Artık malzeme seviyesinde çalışıyoruz fizik boyutunda işler yapıyoruz. Mühendislik tarafını aşmış vaziyetteyiz. Ama bunu yapmalı mıyız sorusunu mutlaka sormalıyız. Ekonomik nedenlerle yapmak gerekiyor mu. Biz bunu kendimiz yapmazsak kendimiz temin edebilir miyiz, istediğimiz zaman darda kaldığımız zaman. Birden çok kaynaktan temin edebilir miyiz. Temin edersek başka bir şey demeliyiz, temin edemezsek başka bir şey yapmalıyız. Dolayısıyla bu gözle baktığımızda ya şu kadarın üstünde yerli milli diye bir şeyden ancak o zaman bahsedebiliriz. Türkiye bugün istediği bölgede istediği operasyonu yapabiliyorsa bunun için kimseden izin ve icazet alma durumunda değilse biz savunma alanında ihtiyacımızı yerli ve imkanlarla karşılıyoruz demektir. Tabi ki bunu daha çok artırmalıyız, en azından yurt dışına para aktarmamak hatta gelir elde etmek açısından. Stratejik boyutuyla TSK’nın ihtiyacını karşılayacak oran, yaklaşık yüzde 60- 65 iyi bir orandır. TSK’nın yüzde 60- 65 oranında ihtiyacını karşılıyoruz. Bu yeterince yerli ve milli bir oran. Yeryüzünde hiçbir ülke kendi ihtiyacını yüzde 100 kendisi yapmıyor, yapması gerekmediğinden. Bizim hedefimiz yüzde 100 yerli ve milli yapmak değildir, olmamalıdır. Yapma zorunluluğu olduğu durumlarda bunu mutlaka yapmalıyız, yapıyoruz da zaten."
’MİLLİ UÇAK BUGÜNDEN YARINA OLABİLECEK BİR ŞEY DEĞİL’
Milli uçak konusundaki değerlendirmesi sorulan Havelsan Genel Müdürü Atalay, "Yazılım açısından yeryüzünde yapılabilecek ne varsa biz bunu yapabilecek durumdayız. Burada hiç tereddüt yok. Kendi uçağımızı yapmak konusu çok hassas bir konu. Kendi uçağımız dediğimiz milli muharebe uçağı 5’nci nesil uçaktan bahsediyoruz. Bu beşinci nesil uçakta ABD F35 projesinde 15/20 yıldır yapmaya çalışıyor. Henüz de tam yapabildiğini iddia edemiyor. Bir sürü problemleri var. Sürekli iyileştiriyorlar. Bugünden yarına olabilecek bir şey değil. Zaman alacak bir şey. Kesinlikle yaparız ama belli zamanda ki zaten başladık. Biz bu işin küçük bir parçasındayız kardeş şirketlerimiz yürütüyor. Başkalarının yaptığı zaman kadar zamanda belki de daha kısa zamandı. Biz belki de başkalarından daha kısa zamanda" dedi.