Havacılıkta üretim rotası Türkiye'ye kayıyor
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2009 11:46
Global kriz nedeniyle havacılık sanayinin üretimlerini, daha düşük maliyetle üretim yapılabilen Türkiye'ye yönlendirmeye başladığı belirtildi.
İzmir'de bulunan PFW Havacılık şirketinin de kriz sonrasında siparişlerini artırdığı ifade edildi.
PFW Havacılık Şirketi Genel Müdürü Juergen Viehrig, 2003 yılında Airbus ve Boeing'in off-set yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Ege Serbest Bölgesi içinde başlayan yatırımın hızla geliştiğini belirtti.
Tesisin ilk yıllarında 20 çalışanla Airbus için ilave yakıt tankı ve basınç duvarı zemini parçalarını ürettiğini, sonraki yıllarda üretim kalitesi ve yetişmiş iş gücünü iyi kullanarak grubun Almanya, Fransa, İngiltere ve Çin fabrikaları arasında ön plana çıkmaya başladığını belirten Viehrig, şunları kaydetti:
“Aslında her şey bir taslakla başladı. 2003'de yakıt tankları ve basınç duvarı zemininin ardından taşıyıcı parçaları, sonra da Airbus için boru parçaları üretmeye başladık. Süreç içinde Boeing ile de anlaşma yaparak, onlara da boru parçaları üretmeye başladık. Ürünlerimiz giderek kompleks hale geldi.
Fabrikamıza son olarak Bremen'deki tesislerde yapılan A 321 iç flap parçası üretimini transfer ettik. Bu parçanın üretimi için 18 kişiyi daha işe aldık. Yeni projeler de devreye almaya hazırlanıyoruz. Örneğin A 350 uçağının boru parçaları üzerinde çalışmaya başladık. Gelecek yıllarda Türkiye'de artık daha kompleks ürünlere geçilmesi planlanıyor. Alüminyum parçalar, komposit, yüzey koruma, kaynak ve röntgen gibi prosesleri de burada kuracağız. Artık daha vasıflı ürünler üreteceğiz.”
ÇALIŞANLARIN BAŞARISI
Fabrikada şu anda 120 çalışan bulunduğunu 4-5 yıllık süreçte bu sayının 500'e çıkmasının hedeflendiğini dile getiren Viehrig, İzmir fabrikasının başarısında çalışanların büyük rolünün bulunduğuna dikkati çekti.
Tüm personelin üretime başlamadan önce 6 ay eğitildiğini, üretim sürecinde motivasyonun büyük öneminin bulunduğunu bildiren Viehrig, Türk çalışanlarının dünyadaki diğer fabrikalara göre bu konuda büyük avantaj getirdiğini ifade etti.
Yeni, bilgi yoğun parçaların üretilmesiyle çalışanların eğitim birikiminin de yükseleceğini dile getiren Viehrig, Çin'deki tesisin bu nedenle Türkiye'nin rakibi olmadığını kaydetti.
Viehrig, şirketin bu yıl 10 milyon dolarlık bir satış beklentisinin bulunduğunu, krizde şirketin genel siparişlerinde yüzde 5 daralma olmasına rağmen İzmir fabrikasına yeni siparişler gelmeye devam ettiğini vurguladı.
Türkiye'de Avrupa'daki fabrikalardan daha düşük maliyetle üretim yapılabilmesi nedeniyle bir çok parça için üretim hatlarının yer değiştirmeye başladığını dile getiren Viehrig, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'nin Avrupa pazarına yakınlığı, yetişmiş iş gücünün bulunması ve kalite konusunda problem yaşanmaması nedeniyle burada yatırımı bulunan grupların kriz ortamında üretimlerini artıracağını düşünüyoruz. Aslında krizin bu yönüyle Türkiye'ye bir avantaj getirdiği söylenebilir. PFW grubu içinde Türkiye'deki tesis de üretimini artıracak. Son olarak Bremen fabrikasından bir ürün daha transfer ettik. Bunun gelecekte de devam etmesini bekliyoruz”
PFW Havacılık Şirketi Genel Müdürü Juergen Viehrig, 2003 yılında Airbus ve Boeing'in off-set yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Ege Serbest Bölgesi içinde başlayan yatırımın hızla geliştiğini belirtti.
Tesisin ilk yıllarında 20 çalışanla Airbus için ilave yakıt tankı ve basınç duvarı zemini parçalarını ürettiğini, sonraki yıllarda üretim kalitesi ve yetişmiş iş gücünü iyi kullanarak grubun Almanya, Fransa, İngiltere ve Çin fabrikaları arasında ön plana çıkmaya başladığını belirten Viehrig, şunları kaydetti:
“Aslında her şey bir taslakla başladı. 2003'de yakıt tankları ve basınç duvarı zemininin ardından taşıyıcı parçaları, sonra da Airbus için boru parçaları üretmeye başladık. Süreç içinde Boeing ile de anlaşma yaparak, onlara da boru parçaları üretmeye başladık. Ürünlerimiz giderek kompleks hale geldi.
Fabrikamıza son olarak Bremen'deki tesislerde yapılan A 321 iç flap parçası üretimini transfer ettik. Bu parçanın üretimi için 18 kişiyi daha işe aldık. Yeni projeler de devreye almaya hazırlanıyoruz. Örneğin A 350 uçağının boru parçaları üzerinde çalışmaya başladık. Gelecek yıllarda Türkiye'de artık daha kompleks ürünlere geçilmesi planlanıyor. Alüminyum parçalar, komposit, yüzey koruma, kaynak ve röntgen gibi prosesleri de burada kuracağız. Artık daha vasıflı ürünler üreteceğiz.”
ÇALIŞANLARIN BAŞARISI
Fabrikada şu anda 120 çalışan bulunduğunu 4-5 yıllık süreçte bu sayının 500'e çıkmasının hedeflendiğini dile getiren Viehrig, İzmir fabrikasının başarısında çalışanların büyük rolünün bulunduğuna dikkati çekti.
Tüm personelin üretime başlamadan önce 6 ay eğitildiğini, üretim sürecinde motivasyonun büyük öneminin bulunduğunu bildiren Viehrig, Türk çalışanlarının dünyadaki diğer fabrikalara göre bu konuda büyük avantaj getirdiğini ifade etti.
Yeni, bilgi yoğun parçaların üretilmesiyle çalışanların eğitim birikiminin de yükseleceğini dile getiren Viehrig, Çin'deki tesisin bu nedenle Türkiye'nin rakibi olmadığını kaydetti.
Viehrig, şirketin bu yıl 10 milyon dolarlık bir satış beklentisinin bulunduğunu, krizde şirketin genel siparişlerinde yüzde 5 daralma olmasına rağmen İzmir fabrikasına yeni siparişler gelmeye devam ettiğini vurguladı.
Türkiye'de Avrupa'daki fabrikalardan daha düşük maliyetle üretim yapılabilmesi nedeniyle bir çok parça için üretim hatlarının yer değiştirmeye başladığını dile getiren Viehrig, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'nin Avrupa pazarına yakınlığı, yetişmiş iş gücünün bulunması ve kalite konusunda problem yaşanmaması nedeniyle burada yatırımı bulunan grupların kriz ortamında üretimlerini artıracağını düşünüyoruz. Aslında krizin bu yönüyle Türkiye'ye bir avantaj getirdiği söylenebilir. PFW grubu içinde Türkiye'deki tesis de üretimini artıracak. Son olarak Bremen fabrikasından bir ürün daha transfer ettik. Bunun gelecekte de devam etmesini bekliyoruz”