Güncelleme Tarihi:
Sosyal medyadan akıllı evlere, sürücüsüz araçlardan hatta kahve makinelerine kadar birçok örnek sıralanabilir. Hemen akla gelen ilk örnekleri paylaşalım. Aylık yaklaşık 320 milyon aktif kullanıcıya sahip olan Twitter'da günde milyonlarca fotoğraf, video veya metin mesajı paylaşılıyor. Bu verilerin toplamı yaklaşık 80 GB'lık bir veriye denk geliyor.
Son zamanlarda adını sıkça duymaya başladığımız sürücüsüz otomobiller de birer veri üretme canavarı. Onlarca sensörle donatılan bu otomobiller, çevreden aldığı tüm verileri önce kendi sistemlerinde sonra bulutta saklıyor. Yapılan hesaplamalara göre ise sürücüsüz otomobillerin bugünkü geldiği teknolojide günlük ortalama yaklaşık 1.5 GB veri üretiliyor. Bu rakamı aylık olarak düşündüğümüzde ise ortama bir dizüstü bilgisayarın hafıza kapasitesini doldurmaya yeterli.
Akıllı evlerdeyse benzer bir tablo söz konusu. Güvenlik, ısıtma, aydınlatma veya hareket sensörleri derken aylık olarak onlarca GB'lık veri akıllı evlerde üretiliyor. Hatta akıllanan kahve makineleri de veri üretme konusunda iddiasını ortaya koyuyor. Kullanıcıların günlük davranışlarını üreten bu makineler, elde ettiği verileri analiz ederek, bozulmadan önce servis çağırıyor. Bu da GB boyutunda verilere ulaşmasa da veri üretme konusundaki becerilerinin gözardı edilmesini sağlamıyor.
Şimdi paylaşacağımız örnek ise endüstrilerdeki veri üretme kapasitesinin boyutlarının nereye vardığını kanıtlar nitelikte olacak. Bu örnek de, havacılık sektöründen geliyor. Paylaşılan bilgilere göre bir yolcu uçağındaki jet motoru tek başına bir uçuşta 500 GB veri üretiyor. Bu da onlarca 4K kalitede film veya milyonlarca şarkı anlamına geliyor. Paylaştığımız tek uçak motoru için olan bu örneği tüm uçak için düşünün. Ortaya çıkacak sonucun inanılmaz bir boyuta ulaştığından emin olabilirsiniz.
Peki toplanan bu veriler ne işe yarayacak? Bu sorunun cevabı, havacılık sektörünün kaderini şimdiden belirlemeye başladı. Havacılık sektörü öyle bir sektör ki 20-30 yıldan beri çok köklü değişiklikler yaşanmıyor. Ta ki endüstriyel internete kadar. Toplanan yüzlerce GB'lık veri, artık anlamlandırılarak havayolu şirketlerinin verimliliği açısından oldukça büyük bir önem taşıyor. Toplanan veriler, uçuş esnasında ve havaalanında şirketler tarafından toplanıyor ve bulut sistemleri üzerinden işleniyor. Ortaya çıkan sonuçta ise operasyonlar yeniden şekillendiriliyor. Özellikle uçakların yerde kalma zamanının şirketlere büyük bir zarar olarak döndüğünü düşünürsek elde edilecek verilerden çıkacak sonuç ciddi bir öneme sahip oluyor.
Bu konuda çalışan şirketlerden biri olan GE ise hem uçak motorları hem de toplanan verileri anlamlandıran altyapı konusunda önemli çözümler sunuyor. GE Havacılık bölümünün Dijital Bölüm Başkanı Jim Daily, motorlardan ve uçaklardan gelen verileri anlamlandırarak neler yapabildiklerini şu şekilde aktarıyor: "Uçakta anormal durumları tespit etmeye yönelik verileri anlamlandırarak uçuşların ertelenmesine veya iptal edilmesine neden olan sorunların önüne geçebiliyoruz. Bunun yanı sıra verilerle pilotların varış noktasına giden en hızlı ve en düşük yakıt tüketen yolu seçmelerinde de yardımcı oluyoruz."
Bu sorunları erken tespit etmenin havayolu şirketleri açısından kritik derece öneme sahip olduğunu anlatan Jim Daily, "Topladığımız veriler her şeyi basitleştiriyor. Havacılıktaki her şeyin ana amacı uçakları daha fazla havada tutmak. Uçaklar uçmuyorlarsa, para kazanmıyorlar" diyor. Bu verileri büyük veri analiz platformu Predix ile işlediklerini aktaran Jim Daily, "Havayolu şirketlerine veri ile çalışabilir ve verileri gerçek zamanlı olarak görselleştirebilecek bir altyapı sunuyoruz. Havayolu şirketleri de bu verileri kolaylıkla anlamlandırarak, operasyonlarını daha verimli hale getirebiliyor" diyor.
Jim Daily'nin de paylaştığı gibi sensörler ve internetle birer veri üretme canavarına dönüşen makinelerde, toplanan verileri anlamlandırmak kritik role sahip. Gelecekte bu verilerle uçaklar, en hızlı şekilde en az yakıtı tüketerek uçmaya başlayacak. Bu da havacılık sektöründe önemli değişimlerin yaşanacağını gösteriyor.