Haute Couture çiçekçi

Ayşe Tuncel, 20 yıl boyunca teknolojiden otomotive birçok farkı sektörde yönetici pozisyonunda çalıştı. Yaklaşık 2 yıl önce ise çocukluk hayalini gerçekleştirmek için çalıştığı kurumdan ayrıldı. İstanbul ve İngiltere’de katıldığı kursalar sonrasında İstanbul Göktürk’te kendi markası ‘Be Flowers’ı hayata geçirdi. 100 çeşit çiçek ile farklı vazo tasarımlarını birleştiren Ayşe Tuncel, kişiye özel tasarımlarıyla (haute couture) bir anda kurumsal markaların da dikkatini çekti. Satışlarının yüzde 50’sini internet üzerinden gerçekleştirirken gelen teklifleri değerlendiren Ayşe Tuncel, bugün otellerden restoranlara, şirketlerden villalara birçok yerin çiçeklerini temin ediyor. Kendi işini kurmanın hayallerle ilgili olduğunu dile getiren Ayşe Tuncel, markanın büyüme hikayesini şöyle anlattı:

TASARIM İLE ÖNE ÇIKTIK

“Birçok farklı sektörde deneyimlerim oldu. En son otomotiv sektöründe çalışıyordum. Buradaki pozisyonum da çok iyiydi. Ancak kurumsal hayatın verdiği tecrübeyi çocukluk hayalim ile bütünleştirmeyi düşündüm. Ayrıldığım gibi çiçek konusunda birçok eğitim aldım. Daha sonrasında dükkânımı tuttum. Bir de çok iyi bir usta ile çalışmaya başladım. Bunları yaparken de bir yandan da ‘nasıl farklı olabilirim’ diye çalışmalar yaptım. Markanın ismini ve logosunu kendim tasarladım. Bunun ardından paketleme ve vazo konusunda yeni tasarımları Türkiye’ye getirmeye başladık. Yaptığımız bu çalışmalar dikkat çekti. Bulunduğumuz bu bölgede birçok villa var. Buralardan gelen teklifleri değerlendirmeye başladık. Villaların haftalık çiçek ihtiyacını karşıladık.

Daha sonrasında da kurumsal talepler geldi. Örneğin, binlerce çalışanı olan bir kurum doğum günlerinde çalışanlarına çiçek veriyor, ya da kadınlar gününde çiçek dağıtıyor. Bu tür kurumsal çalışmalar yapmaya başladık. Biz büyümemizi sürdürürken oteller, restoranlar ve rezidanslardan da talepler geldi. Buraların günlük çiçek ihtiyacını karşılıyoruz. Ayrıca nişan, düğün ve doğum günleri için de çalışmalar yapıyoruz.

Sektörde yarattığımız farklılaşma tüketicilerden de beğeni topluyor. Müşterilerimizin önemli bir bölümünü erkekler oluşturuyor. En çok çiçek sattığımız günler ise ‘14 Şubat Sevgililer Günü’ ve ‘Anneler Günü’ oluyor. Bu iki günde en çok kırmızı gül satıyoruz. Orkide ve mevsim çiçekleri de bu günlerde büyük ilgi görüyor.

ÇİÇEKLER HOLLANDA VE KENYA’DAN GELİYOR

Fransa ve İngiltere’de de birçok çiçekçi dükkanında incelemeler yaptım. Aynı zamanda buralarda da bazı küçük eğitimlere katıldım. Türkiye’de bu alanda önemli bir açık olduğunu düşünüyorum. Çiçeklerin büyük bir bölümünü ithal ediyoruz. Hollanda’dan ve Kenya’dan geliyorlar. Bunların yanında Türkiye’deki seralardan da alım yapıyoruz. Önümüzdeki döneme ilişkin büyüme planlarımız var. Böyle bir işe girişmek biraz çılgınlık istiyor. Ancak çok hızlı bir büyüme planımız yok. Bu alanda biraz butik kalarak yolumuzu çizeceğiz. Önümüzdeki dönemde Başak Dizer ve Deniz Marşan tarafından kurulan Room and Rumours’un içerisinde de ‘Be Flowers’ açıldı. Küçük bir corner olarak yer aldığımız bu noktada büyük bir ilgi bekliyoruz. Buna benzer bir çalışmaların içerisinde yer alacağız.”

‘ESMA’NIN ÜRÜNLERİ 7 ÜLKEYE ULAŞTI

ESMA Dereboy’un, 2008 yılında başladığı seramik ürünler girişimi, 10 senede yurt dışına sanat ihraç eden bir markaya dönüştü. Ürünleri 7 ülkede satılan Esma Dereboy dünyaca ünlü pek çok mağaza ile görüşmelerini sürdürüyor. Seramik sanatını özgün bir teknik ile hayata geçiren Esma Dereboy, hobi olarak başladığı yolculukta, ihracatçı noktasına geldi. Ufak bir atölyede üretime başlayan Esma Dereboy’un ürünleri bugün Hong Kong, Fransa, Lübnan, Amerika, Dubai, Ürdün ve İsviçre’de satılıyor. Geçtiğimiz 10 senede birbirinden farklı 6 koleksiyon üreten sanatçı bir yandan uluslararası pazarda daha etkin olmaya çalışırken, bir yandan da yeni ürünler geliştiriyor. Çalışmalarına 60 metrekarelik atölyesinde başlayan Esma Dereboy, kısa bir zaman sonra 750 metrekarelik yeni atölyesine geçerek, 20 kişiye doğrudan istihdam sağlayacak. Dereboy, ülkemizin ekonomik gelişimi için kadın iş gücünün daha etkin rol alması gerektiğini vurgulayarak “Türkiye, el sanatları konusunda büyük potansiyel barındırıyor. Dünyada sanayi süreci sonunda el yapımı ürünlere ilgi azalır gibi oldu, ancak son yıllarda bu trend tersine dönmüş durumda. Yüksek gelir grubu, el yapımı ürünlere yönelmeye başladı” dedi.

‘SÜT EVLERİ’ BÖLGE EKONOMİSİNE KATKI YAPACAK

ORDU Büyükşehir Belediyesi, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen ‘Ordu İli Çiğ Süt Toplama Altyapısının İyileştirilmesi Projesi’nde çalışmalar sürüyor. Proje kapsamında Aybastı, Kabataş, Korgan ve Kumru ilçelerinde kurulacak 8 süt evinin yapım çalışmaları devam ediyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, kurulacak süt evleriyle çiğ süt üretim ve işleme sektörünün canlanacağını ve bölgenin sosyoekonomik düzeyinin yükseleceğini belirtti. Güler, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, projeyle ilçelerde üretilen çiğ sütün kalitesini artırıp marka değer oluşturarak üretimi teşvik etmeyi hedeflediklerini söyledi. Söz konusu projenin yüzde 75’inin DOKAP, yüzde 25’inin Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanacağını belirten Güler, “Proje kapsamındaki süt evleri ile mevcut çiğ süt altyapısı iyileştirilerek çiğ süt üretim ve işleme sektörü canlandırılacak” dedi.

150 ÜLKEYE 279 MİLYON DOLARLIK MEYVE SUYU

TÜRKİYE’den geçen yıl 150 ülkeye ihraç edilen meyve suyundan 279 milyon dolar elde edildi. Ege İhracatçı Birliklerinden (EİB) yapılan açıklamaya göre, Türkiye 2018’de 150 ülkeye meyve suyu ihraç etti. Meyve suyu ihracatı 2017’ye göre yüzde 30 artarak 279 milyon dolara yükseldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, meyve suyunda ihracatın artarak devam edeceğini belirterek, “Meyve suyu sektörümüz, meyvelerimizi sezonda katma değere dönüştürememe riskimizi ortaya kaldırıyor. Ayrıca meyveleri işleyerek sektörün elde ettiği katma değer de artmış oluyor” ifadelerini kullandı. Türk meyve suyunu en çok tercih eden ülkenin 73.7 milyon dolarla ABD olduğunu aktaran Uçak, bunu sırayla 37.5 milyon dolarla Hollanda ve 16.5 milyon dolarla İtalya’nın takip ettiğini kaydetti.