Güncelleme Tarihi:
BCG'ye göre "hastanın acil servisten çıktığına" iÅŸaret eden 10 ana gösterge şöyle:Â
1.    ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke, 2008’in kayıplarını ilk kez 2011’de geri almaya başladı. Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve İspanya haricindeki Avrupa Birliği ülkelerinde GSMH büyümeye başladı. Almanya, tarihinin en yüksek GSMH’sına ulaştı.
2.    Gelişmekte olan ülkeler ise büyümeye devam ettiler. 2007’den 2011’e kadar, yılda yüzde 10 büyüyen Çin’i, yılda yüzde 8 büyüyen Hindistan ve yüzde 4 büyüyen Brezilya takip etti. Ortadoğu ve Afrika kriz sonrasında yüzde 4-5 arasında büyüdü.
3.    Global krizi tetikleyen Amerikan gayrimenkul piyasası düzelme sinyalleri verirken, Amerika’nın en çok takip edilen gayrimenkul endeksi S&P/Case – Shiller talep ve fiyatlarda toparlanmaya işaret etmekte.
4.    İşsizlik oranlarında düşüş baÅŸladı. Amerika'da 2010’da %10 civarında olan iÅŸsizlik 2012'de yüzde 7,8’e düştü. Almanya 2007’de yüzde 9 olan iÅŸsizlik oranını 2011’de %7’ye düşürdü.Â
5.    Avrupa’da İspanya ve İrlanda gibi ülkeler iş gücü maliyetlerini düşürerek rekabet güçlerini artırma yoluna gittiler. Buna bağlı olarak cari hesaplar artan ihracatla iyileşmeye başladı.
6.    Özel sektörde borçlanma oranları geriliyor. ABD’de hane borcu 2008’de GSMH’nin %97’siyken 2011’de yüzde 83’üne gerilemiş durumda. İspanya’da ise aynı yıllarda yüzde 91’den yüzde 88’e bir düşüş var. Almanya’da bu oran aynı yıllarda yüzde 62’den yüzde 60’a inmiş durumda.
7.    Sermaye piyasaları toparlanmaya başladı. S&P 500, DAX, FTSE 100, 2009 Mart ayında krizin en yoğun olduğu dönemlerdeki seviyelerinin yüzde 65-yüzde115 üzerinde işlem görüyor.
8.    Yatırımcılar İngiltere, ABD, Japonya ve bazı AB ülkelerinin borç sorunlarını çözebileceğine inanıyorlar ve böylelikle bu ülkeler rekor seviyede düşük faizlerle borçlanabiliyorlar.
9.    AB’nin belli problemleri devam ediyor olsa da, hükümetlerin ve Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı en son kararlar parasal birliğin devam etmesi olasılığını yükseltti.
10. Merkez Bankaları bu dönemde enflasyon ve deflasyonu engelledi. Tüketici fiyatları, AB’de yılda sadece yüzde 2,6, ABD’de ise yılda yüzde1,7 artarak stabil bir hale geldi.     Â
ÇOK YOL VAR Â
BCG, geliÅŸmiÅŸ ülke ekonomilerinin kurÅŸunlarının bitmeye yaklaÅŸtığını ve bunun ilerisi için en büyük problem olduÄŸunu öngörüyor. Merkez Bankaları kendilerine zarar vermeden borçlulara yardımcı olmanın yollarını bulmak durumunda. BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan'a göre Acil Servisten çıkmış olmak, dünya ekonomisinin tam olarak düzeldiÄŸi anlamına gelmiyor.Â
 BCG'ye göre riskler ise şöyle sıralanıyor:
·        Almanya dışında, ABD ve Avrupa’da işsizlik oranları hala yüksek seviyede. OECD verilerine göre İspanya’da işsizlik oranı %25 seviyesinde.
·        Avrupa’nın bir bölümünün tekrar durgunluğa girdiğine dair işaretler bulunmakta ve ABD’de de ekonomik durgunluğa giriş riskinin artması söz konusu.
·        AB tarafından uygulanan kemer sıkma programları Avrupa’daki "sosyal tedirginlik" riskini artırmakta.
·        Batı bankacılık sistemi halen kırılgan bir yapıda. Ekonomisine kıyasla çok daha büyük bir boyutta olan Avrupa bankacılık sektöründe borçluluğun azalması henüz başlamış durumda.
·        Basel III ve yeni bazı düzenlemeler Avrupa bankalarının bilançolarını küçültmeleri konusundaki baskıyı artıracak ve bu durum reel ekonomiye aktarılacak kredileri azaltacak.
Türkiye için ne ifade ediyor?
Raporu ve son gelişmeleri değerlendiren BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, Türkiye ekonomisi ve Türk şirketleri için fırsat olduğu görüşünde.
Sadece son üç senede perakende ve tüketici ürünleri sektöründe gerçekleşen 50 adet yabancı bazlı ortaklı ve/veya satın alma işlemi olduğuna dikkat çeken Tansan, "Türkiye aynı zamanda rekabetçi işgücü ve son dönemde getirilen ciddi yatırım teşvikleri ile birlikte, çok önemli bir "yatırım üssü" olma yolunda. Birçok küresel dev, üretim tesislerini Türkiye'ye kaydırmak için çalışmalar yapıyor. Bugüne kadar Türkiye'ye yatırım yapılmasının önündeki en önemli 2 engel olan ekonomik büyümedeki sert çalkantılar ve "kredi notu" engelleri aşılmaya başlandı. Ekonomi, uzun bir süreden sonra hızlı büyüme senelerinden sonra ilk defa "yumuşak bir iniş" yaparak gene sağlıklı ve kuvvetli bir büyüme trendine doğru yol alıyor. Kredi notunun artırılması ve "yatırım yapılabilir" ülkeler sınıfına girmesi, bu 2 belirsizlik yaratan konunun çözüldüğünü işaret ediyor "dedi.
Türkiye'nin artık çok daha fazla sayıda küresel firmanın "radarına" girmeye başlayacağını ve yatırım yapmayı değerlendirecek şirket sayısında çok ciddi bir artış olacağını kaydeden Tansan, "Bu şirketlerin önemli bir bölümü sıfırdan bir yatırımdan çok ortaklık ve satın alma yoluyla giriş yapmayı seçecek. Ortaklık seçimlerinde, marka, çalışan ve yönetim kalitesi, verimlilik ve yenilikçilik özellikle ön plana çıkan seçim kriterleri olacak. Birçok Türk şirketinde, Strateji ve İş Geliştirme fonksiyonları kurulacak ve çok önemli bir konuma gelecek" diye konuştu.