Güncelleme Tarihi:
Sürdürülebilirlik kavramı Vodafone için ne ifade ediyor? Vodafone Türkiye’nin bu konuya bakışı ve sürdürülebilirlik yolculuğu hakkında bilgi alabilir miyiz?
Günümüz tüketicisinin bir markayla olan ilişkisini, sadece kalite ve fiyat belirlemiyor; tüketici, o markayla ve markanın sahibi şirketle duygusal bir bağ da oluşturuyor. Bugün bir şirket, müşterisi olsun olmasın, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarına duyarlı olmak ve bu ihtiyaçları karşılayacak çözümler geliştirmek zorunda. Bu ortamda yatırımcıların da akıl haritası değişiyor. Kârlılık hâlâ çok önemli olsa da, adil, sosyal sorumluluk içeren, çevreye duyarlılığı ve sürdürülebilirliği önemseyen bir yaklaşıma sahip olmak, o şirketin çalışanları, iş ortakları ve yatırımcılar açısından gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Günümüzde birçok şirket, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) unsurlarını, gelirin ve yatırımın ardından üçüncü sırada konumlandırıyor. Vodafone, tüm dünyada sürdürülebilirliğin önemini erken kavramış ve bu yönde gecikmeden harekete geçmiş şirketler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye’deki sürdürülebilirlik yolculuğumuz da bu çerçevede 2010 yılında başladı. Sürdürülebilirlik, iş yapma biçimimizin ayrılmaz bir parçası. Amacımız, sektörümüzde sürdürülebilir dönüşüme öncülük etmek.
DİJİTAL TOPLUM
Vodafone’da sürdürülebilirlik stratejisinde öne çıkan başlıklar neler?
Vodafone olarak şirketimizin ekonomi ve toplum içinde üstlendiği role geniş bir perspektiften bakıyoruz. Yaptığımız her işin bir amaca hizmet etmesi gerektiğine inanıyoruz. “Amaç odaklı bir şirket” olarak, tüm dünyada 2025 yılına kadar 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için kendimize Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre başlıklarından oluşan bir yol haritası belirledik. Ana iş alanımız olan teknolojiyi kullanarak sosyoekonomik gelişmeyi destekleyen, herkesi kucaklayan ve dünya kaynaklarını gözeten bir dijital toplum yaratılması hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz pandemi döneminde daha da önem kazanan dijital ürün ve hizmetlerimizle, toplumun yaşam kalitesini artırmaya, hayatı kolaylaştırmaya ve dijital ekonomi çağına tam entegrasyonun sağlanmasına odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızla BM’nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’ndan 9’una doğrudan katkı sağlıyoruz.
Çevre, sürdürülebilirlikte en kritik konu başlıklarından. Çevresel sürdürülebilirlik alanında ne tür çalışmalarınız var?
İklim değişikliği konusunda acil önlem alınması ve özellikle şirketlerin operasyonel performansından kaynaklı çevresel etkilerin en az düzeye indirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sera gazı emisyonlarımızı azaltma, yenilenebilir elektrik kaynaklarına geçme ve enerji verimliliğimizi artırma taahhütlerimiz ile Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan iklim hedefine odaklanan SKA 13’ü ve temiz enerjiye odaklanan SKA 7’yi destekliyoruz. Çok yeni bir gelişme olarak, şebekemiz ve ofislerimizde kullandığımız elektriğin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanmaya başladık. Türkiye genelinde 12 veri merkezi, 16 ofis binası ve 25 binden fazla baz istasyonunda tüketilen yıllık toplam 515 gigawatt saat elektriğin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından satın alıyoruz. Böylece, yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefimize planlanan tarihten 3 yıl daha erken ulaştık. Şebekesinin tamamında yüzde100 yenilenebilir enerji kullanan ilk ve tek operatör olduk. Yüzde100 yenilenebilir enerji hedefimize ulaşmamız, aynı zamanda grup olarak 2040 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma yolculuğumuzda attığımız önemli bir adım. Diğer yandan, 2025’e kadar sera gazı emisyonlarımızı yüzde 50 azaltmayı, şebeke atıklarının yüzde 100’ünü yeniden kullanmayı, yeniden satmayı veya geri dönüştürmeyi taahhüt ediyoruz.
GÜNEŞ ENERJİSİ SİSTEMİ
Yenilenebilir enerji alanında başka yatırımlarımız da var. 2019’da Adana’da, 2020 sonunda da İstanbul Esenyurt’taki teknoloji merkezlerimizde toplam 5 milyon TL’yi aşkın yatırımla güneş enerjisi sistemleri kurduk. Bu yatırımlara önümüzdeki 2 yılda İzmir, Tuzla ve Diyarbakır’daki teknoloji merkezleriyle devam edeceğiz. Toplamda 5 ana teknoloji merkezinde hayata geçireceğimiz yenilenebilir enerji yatırımlarıyla 2 megawatt kurulu güce ulaşmayı, yıllık yaklaşık 3 gigawatt saat yeşil enerji üretmeyi ve yıllık 1.451 ton karbon salımının önüne geçmeyi hedefliyoruz.
Sürdürülebilirlik konusunda geleceğe yönelik planlarınız, hedefleriniz nelerdir?
Amaç odaklı vizyonumuzla, sürdürülebilirliği temel iş stratejimizin bir parçası olarak görmeyi ve 2025 hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemeyi; kamu ve sivil toplum kuruluşları ile işbirlikleri kurarak, Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Daha iyi ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında rol almak üzere yeni nesil teknolojilere yatırım yapmaya ve dijitalleşmeye devam edeceğiz.
Günümüzde yetenek sürdürülebilirliği de önemli bir konu. Şirketler çalışanlarının beceri gelişimine önem veriyor. Sizin bu alanda çalışmalarınız var mı?
Dijitalleşmede öncü bir şirket olarak, çalışanlarımızın ve organizasyonumuzun geleceğe hazır olmasını önemsiyoruz. Bu yönde attığımız adımlardan biri, kariyer yönetimi yaklaşımımızda “beceri” odaklı bir yapıya gitmek oldu. “Unlearn” (Unut), “Relearn” (Yeniden Öğren) ve “ReSkill” (Yeni Beceriler Kazan) kavramlarını hayatımızın bir parçası haline getirdik. Hem ticari hem de teknoloji ekiplerinde farklı uzmanlıkları pekiştirecek özel gelişim programları tasarlıyoruz. UpSkilling akademileriyle, çalışanlarımızın mevcut rollerinde yeni beceriler kazanmalarını sağlıyoruz. ReSkilling akademilerimizle de çalışanlarımızın yeni beceriler kazanarak kariyerlerine hayal ettikleri rollerde devam etmelerini sağlıyoruz. Vodafone Grubu olarak, 2025’e kadar kadınlar için dünyanın en iyi işvereni olmayı, 2030 yılına kadar yönetimde ve liderlik rollerinde kadın oranının yüzde 40’a çıkarılmasını hedefliyoruz. Grubumuz, kariyerine ara vermiş orta ve üst düzey yönetici pozisyonundaki kadınları iş hayatına geri kazandırmak üzere 2017 yılında “ReConnect” adıyla dünyanın en büyük işe alım programını başlattı. Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 30 çalışanımız bu programdan yararlandı. Müşteri Hizmetleri birimimiz bünyesinde evden çalışma esasına dayalı yeni nesil çalışma sistemini geliştirdik. Kişiler, dijital teknolojiler sayesinde istedikleri yerden, istedikleri şekilde ve istedikleri kadar çalışabiliyor. Ev kadınları, engelli bireyler ve üniversite öğrencilerini önceliklendiren bir çalışma sistemi sunuyoruz. Bu sistemle, önümüzdeki 3 yılda 3 bin 500 ek istihdam yaratmayı hedefliyoruz.
HERKESE DİJİTAL GELECEK İÇİN ÖZEL PROJELER
Toplumsal sürdürülebilirlik alanında neler yapıyorsunuz?
BAŞTA kadınlar ve gençler olmak üzere dijital geleceğin toplumdaki her kesimi kapsaması için çalışıyoruz. Geçen yıl Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü işbirliğiyle ‘Dijital Benim İşim’ projesini başlattık. Bu projeyle, 18 yaş üstü kadınları dijital dünya ile tanıştırarak onlara dijital okuryazarlık becerileri kazandırmak, kadınların sosyal hayatta güçlenmelerini sağlamak ve onları potansiyel dijital iş olanaklarıyla buluşturmak istiyoruz. Kadınlara 24 saatlik ‘Dijital Okuryazarlık’ ve 40 saatlik ‘Dijital Pazarlama’ eğitimleri veriyoruz. Projemizin ilk yılında 13 ilde yaklaşık 12 bin kadına eğitim vermeyi hedefliyoruz. Diğer yandan, çocuklarımızın teknoloji okuryazarlığını artırmak hedefiyle 5 yıl önce Habitat Derneği işbirliğiyle ‘Yarını Kodlayanlar’ projesini başlattık. Bu projeyle, tüketen değil, üreten bir neslin yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında 7-14 yaş arası çocuklara gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş, algoritma mantığı, uygulama yapma, hikâye oluşturma ve oyun yapma gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veriyoruz. Şu ana kadar 81 ilde 120 bini aşkın çocuğa ulaştık. Yeni dönemde 70 bin çocuğa daha kodlama eğitimi vermeyi hedefliyoruz. “Yarını Kodlayanlar” kapsamında bir diğer önemli adımımız da köylerde teknoloji sınıfları kurmak olacak.
TEKNOLOJİ SINIFLARI
Ülkemizin farklı noktalarındaki 30 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açıyoruz. Bu sınıflarda; projeksiyon cihazı, 3D kalem, bilgisayar, 3D yazıcı, eğitim ve STEM kitleri, Zoom iletişim ve etkinlik araçları bulunacak. Bu okullarda öğrencilerimize kodlama başta olmak üzere çeşitli teknoloji eğitimleri vereceğiz. Ayrıca, ailelere yönelik özel buluşmalar ve eğitimler düzenleyeceğiz. Bu sınıflar aynı zamanda EBA Destek Noktaları olarak kullanılabilecek. Amacımız, dezavantajlı bölgelerdeki çocuklarımız için eğitimde fırsat eşitliği sağlamak.