Güncelleme Tarihi:
Akbank’ın yenilikçi bir vizyon ile hiç ara vermeden sürdürdüğü müşteri odaklı yatırım ve çalışmaları, ulusal ve uluslararası düzeyde ödüllere layık görülürken, dünyanın önde gelen üniversitelerinde de "ders" oluyor. Dünyanın en büyük şirketlerine ve bankalarına yönetici yetiştiren Harvard Business School, Akbank Direkt’i öğrencilerine ders konusu yaptı. Harvard Business School’da, Akbank Direkt’in başarılı bir vaka çalışması olarak işlendiği derse, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer de katılarak, başarıya giden yolun inceliklerini anlattı ve öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Suzan Sabancı Dinçer, Harvard Business School’un "Executive Education (Üst Düzey Yönetici Eğitimi)" çerçevesinde düzenlenen "General Management Program (GMP - Genel Yönetici Programı)" dersine katıldı. Dünyanın her yerinden önde gelen şirketler ve bankalarda ortalama 10-15 yıllık deneyime sahip iş insanlarının katıldığı GMP’deki "Akbank’ın Başarıları Dersi"ni, Prof. Rajiv Lal anlattı. Derste, öncelikle Akbank Direkt’in başarıları üzerinde duruldu.
Dersin işlendiği amfiyi dolduran Harvard Business School öğrencilerine, Akbank’ın rekabetçi ve dinamik DNA’sı ve sürekli güncellenen teknolojik altyapısıyla geliştirdiği yenilikçi ürün ve hizmetlerine ilişkin bilgiler veren Suzan Sabancı Dinçer, öğrencilerden gelen soruları da yanıtladı.
BİR TESADÜF DEĞİL
Akbank başarısının Harvard Business School’da bir ders olarak işlenmesinin, bir tesadüf olmadığının altını çizen Suzan Sabancı Dinçer, "Yenilikçi, sürdürülebilir değer yaratma ilkelerimiz ile yürüttüğümüz çalışmalarımızın arkasında öncelikle tüm çalışanlarımızın özverili çabaları bulunuyor. Çünkü yeni rekabet ortamında öne çıkmak için yalnızca iyiyi üretmek yetmiyor; farklılaşarak öne çıkmak gerekiyor. Bu anlamda Akbank’ın dijitalleşme süreci bankamız için bir devrimin de ötesinde evrimsel bir gelişimi ifade ediyor " dedi ve ekledi:
"MÜŞTERİLERİMİZİN GÖSTERDİKLERİ YAKIN İLGİ BİZİ YENİLİKÇİLİK ALANINDA MOTİVE EDİYOR"
"Önceliğimizi her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak oluşturuyor. Bu konuda iki önemli dayanağımız var; Türkiye’nin en iyi bankacılarından oluşan ekibimizin birikimi ve her yıl ortalama 100 Milyon dolarlık yatırım yaptığımız gelişen teknolojinin desteklediği altyapımız.
Teknoloji ve bankacılık hizmetlerinin birleştirilmesinde yaptığımız yenilikçi çalışmalar, ürün ve uygulamalarımıza olan ilgiyi her geçen gün artırıyor. Yenilikçi çalışmalarımız sonucu geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizi kısa sürede sahiplenen müşterilerimiz, kendileri için büyük gelişmeler içeren teknolojik yeniliklerimizi her geçen gün daha çok kullanıyor. Bugün yapılan işlemlerin % 90’ı dijital tarafta gerçekleşiyor. Müşterilerimizin gösterdikleri yakın ilgi bizi yenilikçilik alanında motive ediyor ve her geçen gün Türkiye’de dünyada ilklerin yaratıcısı olarak öne çıkıyoruz. Tüm bu süreçlerde Akbanklılar markamızın dijitalleşme elçileri olarak büyük görev üstleniyorlar."
"TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN DİJİTAL DÖNÜŞÜM SERÜVENİ DÜNYANIN EN İYİLERİNDEN BİRİ"
Akbank başarılarının Harvard’da daha önce de "case study - vaka çalışması" olarak ders konusu olduğuna işaret eden Suzan Sabancı Dinçer, "Akbank Vaka Çalışması’nın Harvard Business School’da gördüğü büyük ilgi, dünyanın en önemli üniversitesinde, geleceğin liderlerinin eğitiminde önemli bir rol oynaması, Türkiye’nin küresel düzeyde tanıtımı için eşsiz bir fırsat oluşturdu. Türk bankacılık sektörünün dijital dönüşüm serüveninin dünyanın en iyilerinden biri olduğunun Harvard tarafından teyit edilmesi bizim için ayrı bir gurur kaynağı olmuştur. Bu çerçevede Akbank, güçlü ve iyi yönetilen Türk bankacılık sektörünün dünyaya tanıtımı için başarılı bir örnek oldu" dedi.
"YILLARDIR TEKNOLOJİ AÇISINDAN EN İLERİ VE ÇAĞDAŞ BANKACILIK YAPAN ÜLKELERDEN BİRİYİZ"
Türkiye’nin yurt dışında doğru ve iyi tanıtılmasının "çok önemli" olduğunu vurgulayan Suzan Sabancı Dinçer, "Akbank başarısının Harvard’da ders olarak işlenmesini bu bağlamda çok önemli buluyorum; çünkü Akbank’ın başarısı, Türk bankacılık sektörünün başarısı ve elbette Türkiye’nin başarısıdır" dedi ve ekledi:
"Türk bankacılık sektörü teknolojik olarak dünyanın en iyilerinden biri düzeyine yükselmesinde, Türkiye’nin dijitalleşmeye yatkın genç bir nüfusa sahip olması da önemli bir etkendir. Demografik yapımızın bu önemli avantajıyla, yıllardır teknoloji açısından en ileri ve çağdaş bankacılık yapan ülkelerden biriyiz; sektör genelinde kullandığımız teknoloji oldukça ileri düzeyde Türkiye büyüyor; bankacılığın da önü açık, büyüme potansiyeli var."