Hani kimse kıramazdı! Apple'a iPhone X şoku

ÖNCE rakamlar-dan oluşan şifreler, daha sonra parmak izi okuma sensörleri akıllı telefonlarımızın güvenliğini sağladı. Teknoloji şirketleriyse artık yüz tanıma teknolojileri üzerine çalışmaya başladı. Apple’ın iPhone’un 10’uncu yılına özel geliştirdiği yeni akıllı telefon modeli iPhone X bunların başında geliyor. Apple’ın tasarım ikonu haline gelen yuvarlak ana menü tuşunun kaldırıldığı iPhone X’te güvenlik, artık yüz tanıma teknolojisi ‘Face ID’ ile sağlanıyor. Yeni modelin tanıtım toplantısında paylaşılan bilgilere göre parmak izi sensörlerinin kırılma ihtimali 50 binde bir iken, Face ID’de bu rakam milyonda bir ihtimale çıkıyor. Başka bir deyişle 20 kat daha güvenli bir teknoloji. iPhone X’in üzerinde bulunan 3 sensör kullanıcıların yüz haritasını çıkarıyor ve buna göre tuş kilidini açıyor. Böylelikle fotoğraf veya maske gibi yanıltıcı unsurların Face ID’de çalışmayacağı Apple’ın iddiaları arasında.

150 DOLARA MAL OLDU

Ancak önceki gün söz konusu milyonda bir ihtimali gerçekleştirdiler. Vietnam merkezli siber güvenlik şirketi ‘Bkav’ Face ID’yi kırmayı başardı. Heykeltraşlarında yer aldığı çalışmada öncelikli olarak 3 boyutlu (3D) yazıcılarla bir yüz modeli oluşturuldu. Bu yüz üzerinde en çok çalışılan yer alın kısmı, kulak ve deri yapısı oldu. Elle şekillendirilen bu alanlardan sonra modelin burnu silikon malzemeyle şekillendirildi. Ağız ve burun ise yazıcıdan çıkarılan 2 boyutlu bir görselle hazırlandı. Yaklaşık 150 dolara mal olan model yüz üzerinde saatlerce çalışmalar yapıldı. Daha sonra bu yüz modeli, kopyalanan bir kişinin iPhone X’ine gösterildi ve tuş kilidi açıldı. Başka bir deyişle “Milyonda bir kırılma ihtimali var” denilen Face ID teknolojisi hakkında soru işaretleri oluşmaya başladı.

Peki Face ID nasıl çalışıyor? Face ID’nin arka planında ‘TrueDepth’ yani gerçek derinlik adında bir kamera sistemi bulunuyor. Bu teknolojinin en büyük amacı gerçek zamanlı olarak yüzlerle oluşturulan derinlik haritasını kullanması. Apple, TrueDepth kamera sistemi için 3 farklı sensör geliştirmiş. Bu sensörlerin başında ‘Nokta Projektörü’ bulunuyor. Yüz haritasını oluşturmak için kullanıcıların yüzüne 30 binin üzerinde görünmez nokta yansıtıyor. Yansıtılan noktalar iki kulak arasından alın ve çeneye kadar uzanıyor. Nokta Projektörü, kızılötesi bir kamera ile destekleniyor. Kızılötesi bir kamera, noktaları okuyarak kızılötesi bir görüntü yakalıyor. Kullanıcıların bulunduğu ortam karanlıksa ‘Işık Projektörü’ devreye giriyor ve görünmez kızılötesi ışık sayesinde karanlıkta bile yüzünüzün algılanabilmesini sağlıyor.

MATEMATİKSEL MODELİ ÇIKARILIYOR

SENSÖRLERDEN toplanan verilerle yüzün matematiksel bir modeli çıkarılıyor. Daha sonra veriler, Apple’ın yeni A11 Biyonik (Bionic) çipine gönderiliyor. Face ID için geliştirilen bu çipin en önemli özelliği ise yüz tanıma teknolojisi için geliştirilen sensörlerden gelen veriyi hızla işlemesi. Bunun için A11 Biyonik çipin içinde sinirsel ağlar (Neural Engine) yer alıyor. Yüzden gelen veriler anında çözülüyor. Bu noktada ise devreye güvenlik giriyor. Kullanıcıların yüz haritası şifrelenerek A11 Biyonik çipindeki ‘Secure Enclave’ alanında korunuyor. Her yapılan işlemde kullancıların yüz haritası doğrulama işlemi anında cihazda gerçekleştiriliyor. Paylaşılan bilgilere göre ise oluşturulan yüz haritaları internet platformlarına çıkarılmıyor.