Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2008 00:00
Kurumsalın yanı sıra son iki yıldır bireysel bankacılık hizmeti de veren BankPozitif, kulvarını ’butik banka’ olarak seçerken, Genel Müdür Hasan Akçakayalıoğlu, bunu "İşin hamaliyesini yapmıyoruz. Fatura ödemek isteyene değil, konut kredisini almak isteyene en iyi hizmeti veriyoruz" sözleriyle anlattı.
DEMİRBANK’ın eski sahibi Halit Cıngıllıoğlu’nun kızı Damla Cıngıllıoğlu’nun bankası olarak bilinen C Bank’ın adının ve ortaklık yapısının değişmesiyle ortaya çıkan BankPozitif, farklı bir kulvarda ilerlemeyi hedefliyor. İsrailli Bank Hapoalim’in büyük hissedar olduğu BankPozitif, Türkiye’nin pek de alışık olmadığı "butik bankacılık" kategorisini seçerken, Genel Müdür Hasan Akçakayalıoğlu bunu, "bazı alanlarda kaliteli hizmet" olarak özetledi ve "İşin hammaliyesini yapanlar zaten var" dedi.
HER İLDE ŞUBEMİZ OLMAYACAK: Son iki yıldır, ortaklık yapısının da değişmesiyle birlikte, kurumsalın yanı sıra bireysel bankacılık da yapan BankPozitif’in halen 6’sı İstanbul’da olmak üzere 9 olan şubesi bulunuyor. Bunlara 4 tane daha ekleyeceklerini açıklayan Akçakayalıoğlu, bankalar arasında yaşanan organik büyüme yarışından çok uzak olduklarını anlattı. "Rekabette büyüklüğü esas almadık" diyen Akçakayalıoğlu, şöyle konuştu: "Bizim, ’şu kadar pazar payım, her ilde bir şubem’ olsun gibi bir derdimiz yok. Tabii ki hedeflerimiz var, büyüyeceğiz ama bunu rekabette ayrışarak yapacağız. Bizim önceliğimiz verimlilik. Daha az fiziksel yatırımla daha çok iş yapmak. Ya da sadece verimli iş yapabildiğimiz yerlerde şube açmak."
UFAK TEFEK İŞLERE TALİP DEĞİLİZ: Her sektöre ve her segmente hizmet vermeyeceklerini de belirten Akçakayalıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Eski ihtisas bankaları büyüdü, çok şubeli, herkese her şeyi sunan bankalar oldular. Onların yarattığı boşluğu dolduruyor değiliz, daha gelişmiş bir modeliz. Kurumsalda da, bireyselde de bazı alanlara odaklanıp, kaliteli hizmet vermek istiyoruz. Kurumsalda şirketlerin biraz daha karmaşık, zor işlerini yapıyoruz. Günlük işlerine talip olmuyoruz. Müşterimiz bütün bankacılık hizmetlerini BankPozitif’te yapamaz. Ama bizim sunduklarımızı, en iyi bizden alır. İşin hamaliyesini yapan bankalar zaten var, biz tahsilat gibi işlerle uğraşan bir banka değiliz. Fatura ödemelerini almıyoruz ama müşterimiz konut kredisi istiyorsa ona çok iyi hizmeti sağlıyoruz."
MÜŞTERİLERİMİZ GAYET NORMAL: Bu anlattıklarının private banking (sadece üst gelir grubuna hizmet eden özel bankacılık) olarak algılanmamasını isteyen Akçakayalıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Gayet normal insanlara, seçilmiş bazı alanlarda hizmet veriyoruz. Kurumsal bankacılıkta ticaret ve yatırım finansmanında uzmanlaşıyoruz, çok iddialıyız. Bireyselde konut, araç kredileri ve diğer tüketici kredilerinde özel hizmetler sunuyoruz. Zaten insanlar, birden fazla bankayla çalışıyorlar. Kimse bütün hizmetleri aynı bankadan almıyor. Biz de bütün hizmetleri vermek yerine, bazı alanlarda en iyisi veren bir bankayız."
Bankalar devlete isteyerek gitmediHASAN Akçakayalıoğlu, Türk bankacılık sektörünün yaşadığı yapısal değişimde devletin rolünün önemini vurgularken, şöyle konuştu: "Bundan 5 yıl önce bizim bankaların en büyük müşterisi devletti. Hazine bonosu banka bilançolarındaki en büyük varlık kalemiydi. Eskiden en büyük müşteri devletken artık değil. Bunu kim sağladı? Devlet sağladı. Devlet eskiden tüm kaynakları emiyordu. Bankalar bilerek, isteyerek devlete gitmiyordu. Devlet en sağlam borçlanıcıyken, en yüksek faizi de öderken kaynakları çekiyordu. Şimdi bu yapı değişti. Devletin finansman yapısı, mali yapı değişti. Sonrasında da bankaların ortak yapısı uluslararası bir yapıya geçti. Büyüklükler değişti. 1.5-2 milyar kár açıklayan bankalar var. O bankaların 5 yıl önceki özkaynakları bu kadardı, hacimler çok büyüdü."
2008’i kaybettik ama sektör pırıl pırılBANKPOZİTİF’in geçtiğimiz günlerde, bir program kurarak tahvil ihraç ilk Türk bankası olmasını da değerlendiren Hasan Akçakayalıoğlu, böyle bir dönemde 150 milyon dolarlık bir işlem yapmanın önemini vurguladı. Bu yıl borçlanmada yaşanacak herhangi bir sıkıntıya karşı, bu ihracın Türk bankalarına örnek teşkil edeceğine vurgu yapan Akçakayalıoğlu,
kredi piyasalarında yaşanan krizin uzun süreceği görüşünde. "2008’i kaybettik" diyen Akçakayalıoğlu, bu konuda şunları söyledi: "Bu kriz bizde bankacılık sektörünün çok sağlam, çok likit olduğu bir dönemde geldi. Elbette bize de yansıyan tarafları olacak. Kaynağın azaldığı daha pahalandığı bir dönem. Ama para buharlaşmadı, güvenli limanlara park edildi. Şimdi ABD’deki bankaların içinde ne kadar sorun var, kimse bunu söyleyemiyor ve oralara güven yok. Avrupa bankalarında zarar var mı, yok mu bu tartışılıyor. Türk bankalarını tartışan yok. Türk bankacılık sektörünün şeffaf olduğunu herkes biliyor. Türkiye’ye bakınca pırıl pırıl bir sektör var, bir de süper kárlar açıklanıyor. Bu süreç içerisinden Türkiye dahil olmak üzere gelişen piyasalar iyi performans gösterdi. Artık Türkiye gibi gelişen piyasalar güvenilir oldu, roller değişti."
Büyüklük 1 milyar dolar oldu, ortaklar çok memnunBİREYSEL bankacılığa başlamış olmanın sonuçlarını almaya başladıklarını söyleyen Hasan Akçakayalıoğlu, 2007 sonu itibariyle 1 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştıklarını belirtti. Yeni başlamış olmalarına rağmen 200 milyon dolarlık bir kredi hacmi yarattıklarını söyleyen Akçakayalıoğlu, 2007 yılını da 27 milyar YTL net kár ile kapattıklarını açıkladı. BankPozitif’in İsrailli ortaklarla yapılan iş planını çok uygun bir gelişim gösterdiğini vurgulayan Akçakayalıoğlu, duyulan memnuniyeti de aktardı. Bu arada Akçakayalıoğlu, İsrail’in en büyük bankacılık grubu olarak tanınan Bank Hapoalim’in gücünü şöyle anlattı: "Bizim ortakları, Türk bankaları çok iyi tanır. Bank Hapoalim, uzun yıllardır bizim bankalarımıza verilen sendikasyonların aktif katılımcılarından biridir. Dünyanın pekçok yerinde faaliyetleri var. Türkiye’yi de çok iyi bilen uluslararası bir banka."
Bedeli bütün ülke ödediBU görevinden önce Aralık
2000’de el konulan 193 şubeli ve aktif büyüklüğü ile Türkiye’nin 6’ncı büyük bankası olan Demirbank’ın genel müdürlüğünü yapan Hasan Cıngıllıoğlu, o döneme ilişkin sorularımıza kısa ama net bir yanıt verdi.
"Türkiye’de sektör bugünkü sağlıklı yapısını kazanırken, ’bedeli A, B, C grupları ya da bankaları ödedi’ diye bakmamak lazım" diyen Akçakayalıoğlu, şöyle konuştu: "Bütün ülke bir bedel ödedi. Devletin faiz oranı yüzde 32 idi yüzde 70-80’e çıktı. Ve uzun bir süre kaldı ve o faiz farkını bütün ülke ödedi. Bu konu çok işlenmedi ama esas kayıplar orada."