Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2010 00:00
‘Halka Arz Seferberliği’ne adlı zirveye 500’ü aşkın şirketin ilgi göstermesi, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan ile SPK Başkanı Vedat Akgiray’ı heyecanlandırdı. Akgiray, “Bu yıl yeni halka arz 40’ı aşacak. Son yılların en çok halka arzı yaşanacak” dedi.
SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) ve İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2008’de imzaladığı işbirliği protokolüyle hayata geçirilen halka arz seferberliği kapsamında dün başlayan “Halka Arz Zirvesi”ne şirketler yoğun ilgi gösterdi. İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, 2 gün sürecek zirveye 500’ü aşkın şirketin kayıt yaptırdığını belirterek, “1980’lerden bu yana sermaye piyasasının içindeyim, ilk kez bu kadar yoğun ilgi ile karşılaştım. Başlangıçta Marmara Bölgesine önem verdik ancak, seferberlik öyle bir duyuldu ki başka şirketler de kayıt yaptırdı. Katılımcı şirket sayısı son olarak 514’ü geçiyordu” dedi.
Rekor halka arz bekliyorSPK Başkanı Vedat Akgiray, yoğun ilgi üzerine sermaye piyasalarının büyümesinden ümitli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu yıl geçen yıla göre milyon kere daha umutluyum. Yarın Kurul toplantımız var. 3 veya 4 tane halka arzı kayda alacağız. 11-12 tane raporu yazılan var. 40’tan fazla ön başvuru var. 2010’da 40 diyorduk, onun da çok üstüne gideceğimiz düşünüyorum. Herhalde, iddia etmiyorum, bu yıl bu tempoda gidilirse İMKB, kurulduğu ilk 2 yıldan sonraki en çok halka arzın yapıldığı yıl olacak.”
Takım arkadaşı arıyoruz
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, halka arzın Türkiye’nin üç önemli makro sorununu da doğrudan ilgilendirdiğini belirterek, şöyle konuştu: “Birincisi yapısal olarak düşük seviyedeki tasarruf oranlarımızı yükseltmek, böylece dış kaynak bağımlılığımızı azaltmak. İkinci olarak reel sektörün finansman kaynaklarını artırmak ve çeşitlendirmek istiyoruz. Üçüncüsü ise halka açılmanın kayıtlı ekonomiyi teşvik ediyor olması. Halka açılmak isteyen bir şirket sahibi doğal olarak şirketinin değerini büyütmek istiyor, kısacası, biz Türk özel sektörü olarak yeni ortaklar arıyoruz. Yeni takım arkadaşları arıyoruz.”
Yurtışından da ilgi yoğun Uluslararası yatırımcıların bu dönemde Türkiye’ye yoğun ilgil gösterdiklerini söyleyen Hüseyin Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye global krizde en hızlı toparlanan ülkelerin başında geldiği için gelişen ekonomiler arasında popüler durumda. Yabancı yatırımcılar büyük ilgi gösteriyor. Dünyada yüksek miktarlarda likidite var, fonlar getiri arayışı peşinde. Bunu da gelişen ekonomilerde gerçekleştirebileceklerini bildikleri için buralara bir akış var. Türkiye’nin cazibesi, kendi kendini sattırmaya yetiyor.”
Şirketler yüzde 300 borçlu sermaye tabanını büyütünTÜRKİYE’de “En Büyük 500 Şirket”in borç/sermaye oranının geçen yıl yüzde 250 olduğunu, bu yıl yüzde 300’e yaklaşmış olabileceğini belirten SPK Başkanı Vedat Akgiray şunları söyledi: “Firmalarımız 100 birim sermaye koymuş, 300 birim
kredi kullanmış. Krizden önce bu rakam Avrupa’da yüzde 70-80 dolaylarındaymış, kriz yüzünden biraz sermayeler erozyona uğradığı için yüzde yüzde 110-120’lere gelmiş. Amerika’da bu rakam 2008’e kadar yüzde 35 civarında, şimdi Mart 2010 itibariyle yüzde 49.9. Amerika finansın, birçok bakımdan, kurulduğu, geliştiği yer. 100 birim sermaye 50 birim kredi, biz 100 birim sermaye 300 birim kredi. Bunu düzeltmenin yolunun sermaye tabanını büyütmekten geçiyor. Bunun ardesi ise İMKB. Elimizde İMKB var, akıllıca olan, İMKB’de halka açılmak, sermaye temin etmek. Borsaya yatırım yapıldığı zaman bankalardan mevduat çıkmıyor, o para yine duruyor bankalarda, buharlaşmıyor, para çok kullanılmış oluyor. Kimse kimseye rakip değil. Geçmişte yapılmış bazı yanlışlıklara takılıp enseyi karartmayalım.”
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında 1000 şirket halka açık olacakHALKA arz seferberliğinde amaç Cumhuriyetin 100’üncü yılında halka açık şirket sayısında 1000’e ulaşmak. İMKB’de işlem gören şirket sayısı açısından, gelişmekte olan piyasalar arasında 335 şirket ile 16’ıncı sırada bulunan Türkiye’de, 2008 yılı verilerine göre ilk 500 büyük sanayi kuruluşundan 407, ikinci büyük sanayi kuruluşundan 469 şirket, toplamda İSO-1000 listesinde yer alan 876 şirketin
hisse senetleri borsada işlem görmüyor. Türkiye ile benzer yapıda olan ülkelerdeki 2008 ve 2009 yılında yapılan halka arzlar incelendiğinde, Polonya’da sırasıyla 84 ve 36 şirket, Kore’de 48 ve 64 şirket, Brezilya’da 4 ve 8 şirket halka açılırken, Türkiye’de bu sayı 2 ve 1 olarak gerçekleşti. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Başkanı Nevzat Öztangut, İMKB’deki şirket sayısının yetersizliğini hatırlatarak, bunun Türkiye’nin potansiyelini tam anlamıyla yansıtmadığını dile getirdi.
Duvarları aşalım ‘yaya’ kalmayalımRİFAT Hisarcıklıoğlu, “Özel sektörle sermaye piyasaları arasında ördüğü duvarı, hep birlikte aşmalıyız. Küresel krizin ardından şimdi yeni bir küresel rekabet haritası şekilleniyor. Buna hazırlıklı olmak lazım, yoksa eskisi gibi ‘eller aya biz yaya’ yakınmasından kurtulamayacağız.”
Küçük: Kaynak kıt ve pahalıİSO Başkanı Tanıl Küçük de sanayinin en önemli sorunlarının başında kaynak yetersizliği ile finansman imkanlarının kıtlığı ve pahalılığının geldiğini, bilançolara bakıldığında genellikle yetersiz öz kaynak ve yüksek borç oranı ile faaliyetlerini sürdürdüklerinin görüldüğünü belirtti. Küçük, Türkiye’de borç-sermaye oranının dünya ortalamasının ve benzer ülkelerin çok üzerinde olduğuna dikkati çekti.
Halka arzın ‘5 + 1 K’sı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu kendi şahsi şirketlerinden birinin de halka açık olduğunu hatırlatarak, bir şirketin halka açık olmasının sağladığı yararları anlatmak üzere geliştirdiği formülü şöyle anlattı: “Bir şirketin halka açık olmasının kendisi açısından sağladığı yararları ben 5 K formülü ile açıklıyorum. Bunlar kurumsallaşmayı artırır, kredi ve kredibilite kazandırır, kayıt dışını azaltıp, kazancı artırır ve kültürü yani ortaklık kültürünü geliştirir. Ülkeye ne kazandırır derseniz onu da 1 K formülü ile açıklayayım, ‘kalite’ kazandırır. Neyin kalitesini artırır? Hem ekonominin kalitesini artırır hem de demokrasinin kalitesini artırır.”