Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2009 00:00
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, gıda ve içecek sektöründe 1184 üreticinin işyerini kapattığını belirterek, "Kriz nedeniyle hanehalkı gelirleri düştü. Ucuz ürünlere yönelme yaygınlaştı. Bu durum toplum sağlığını hiçe sayan merdiven altı üretim yapanlara fırsat yarattı" dedi.
KRİZİN gıda ve içecek sektörünü de "teğet geçmediğini" en çarpıcı sonuçları istihdam rakamlarının ortaya koyduğunu bildiren Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, gıda ve içecek sektörlerinde 2006’da 881 bin olan istihdamın 2007’de 639 bin kişiye, 2008 sonunda ise 471 bine gerilediğini bildirdi. Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2008 çalışmasının açıklandığı toplantıda konuşan Kopuz, 2008’de; gıda ve içecek sanayiinde kayıtlı 1184 üreticinin işyerini kapattığını bildirdi.
En büyük tehlike
Krizde kapanan firma sayısı artarken, kayıtdışı firmaların ve "merdivenaltı" tabir edilen sağlıksız üretimin arttığını bildiren Şemsi Kopuz, şöyle devam etti: "Krizde hanehalkı gelirleri de düştü, tüketici talebinde daralma yaşandı. Gıda ve içecek, hálá tüketicinin harcama kalemlerinde kiradan sonra ikinci sırayı alıyor. Vatandaş bütçesinden gıda için aynı oranda para ayırmasına rağmen, 2 yıldır yüksek seyreden fiyatlar nedeniyle gıda satışlarında belli oranda düşüş oldu. Krizde ucuz ürünlere yönelim olması, halk sağlığını hiçe sayanlar için fırsat doğurdu. Kayıtdışı, sağlıksız, hiçbir standart gözetmeden ve denetimden uzak üretim yapan firmalar bu durumdan faydalanmaya başladı. Bu yolla karşımıza çıkan kayıtdışı, altını çizerek söylüyorum, devlete vergi kaybı yaşatmasının yanı sıra halk sağlığının önündeki en büyük tehlike bu."
İstihdam yükleri indirilsin
Kayıtlı, vergisini veren, namuslu gıda üreticisinin, "mücadelesinde müthiş bir haksız rekabetle" karşı karşıya olduğunun altını çizen Şemsi Kopuz, "Ne yazık ki devlet kayıtdışı ile mücadele etmek yerine yükleri artırıyor" ifadesini kullandı. Hükümete de seslenen Kopuz, "Artık destek zamanı. İstihdam üzerindeki vergi ve SSK gibi yükler önemli birer faktör. Krizde, önlem adı altında birçok sektöre yönelik paket hazırlandı. O paketlerdeki kolaylıklar, KDV indirimi hariç, gıda ve içecek sanayiine sağlanmadı. Oysa kriz gıda sanayiini de teğet geçmedi. Sanayicinin istihdam noktasındaki sorunlarında kolaylık sağlanmalı, en başta istihdam üzerindeki yükler aşağı çekilmeli" dedi. Kopuz, istihdam sağlayan, katma değer yaratan ve hammaddesini yurt içinden temin eden sektörlere yönelik çeşitli kolaylıklar sağlanmasının, krizden çabuk çıkılmasında da fayda sağlayacağını bildirdi.
Rakamlar çöküşü ortaya koyuyor
Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2008’e göre sektörlerde firma sayısı 22 bin 92’ye geriledi.
2008’de kayıtlı 1184 üretici işyerini kapattı.
2006’ya göre istihdamda yüzde 50’ye varan gerileme oldu.
2008 yılı itibariyle istihdam edilen çalışan sayısı 471 bin kişiye düştü.
İstihdam 2006’da 881 bin, 2007’de 639 bin kişiydi.
Kapasite kullanım oranları yüzde 68’e kadar geriledi.
Aileler; 2007’de, gelirinin yüzde 24.4’ünü gıda ve alkolsüz içecek için harcadı.
’Bugün başım ağrıyor’ deyip ödemesini aksatan yok olacak
GIDA ve içecek sektörünün bankalarla yaşadığı sıkıntılara da dikkati çeken Şemsi Kopuz, "Finans sektörü maalesef güneşli havada geliyor, yağmurlu havada kaçıyor. Ancak bizde de hata olduğunu kabul etmeliyiz. Krizden etkilenenler ve krizi bahane edenler yüzünden karşılıksız çek oranı yüzde 40’ı buldu. Ben bu dönemi ’itibarı koruma dönemi’ olarak görüyorum. ’Kriz var’, ’Bugün başım ağrıyor’ deyip ödemesini aksatan firmalar yok olmaya mahkumdur" ifadelerini kullandı. Kopuz gıda sanayiinin tarıma bağlı olduğuna ve mevsimsellik özelliği bulunduğuna işaret ederek "Geçen yıl bu günlerde leylekler ülkemizden geçmişti. Bu yıl ise yağışlar bol, leylekleri de görmedik. Gıda hammaddesi bol olacak, küresel ısınma daha az konuşulacak" dedi.