Elif ERGU
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2018 14:36
1990’lı yılların gözde mankenlerinden Sibel Tan Arıkan, şimdilerde tüm enerjisini köy okullarındaki ihtiyaç sahibi çocuklara verdi. Instagram’daki ‘köy okulları ablası’ hesabıyla sosyal bir girişim başlatan Arıkan, şu ana kadar 150 okula ulaştıklarını söylüyor.
Sibel Tan Arıkan, Türkiye’nin ilk mankenler kraliçesi. 1988 yılında yapılan ilk yarışmada birinci seçilen mimar Sibel Tan Arıkan, 1990’lı yılların en gözde mankenlerindendi. Kariyerinde mankenlik dışında sunuculuk ve oyunculuk da olan Sibel Tan Arıkan, şimdilerde ise tüm enerjisini köy okullarındaki ihtiyaç sahibi çocuklara verdi. Instagram’daki Köy Okulları Ablası hesabıyla sosyal bir girişim başlatan ve Türkiye’nin farklı bölgelerindeki öğrencilere ulaşan Arıkan, “Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için hepimize düşen çok şey var” diyor.
Arıkan nasıl
köy okulları ablası olduğunu şöyle anlatıyor: “Karlı bir istanbul gününde oğluma spor ayakkabısı yerine kar botunu giymesini söylerken o gün bana Şemdinli’den bir köy okulundan bir öğretmen ulaştı. Sosyal medya aracılığıyla bir mesaj attı. Naylon ayakkabılarla okuyan çocukları görünce “benim bir şey yapmam lazım” dedim. Kendi çevremdeki anneleri, arkadaşlarımı örgütledim ve biz Şemdinli’deki okuldaki çocukların botlarını aldık. Halen orada okuyan başarılı bir çocuğum eğitimini de üstleniyoruz. Ben onun manevi ablasıyım. İlk böyle başladı. Şu ana kadar 150 okula ulaştık. Bir şirket sponsorumuz oldu, onlar 1000 çocuğun kırtasiye ihtiyaçlarını karşılıyorlar.”
DOĞRU ADRESE DİREKT YARDIM
Hedefinin daha iyi organize olarak çok daha fazla çocuğu mutlu etmek olduğunu söyleyen Arıkan, “Sabah 08.00’den akşam geç saatlere kadar bu organizasyonlarla uğraşıyorum. Yardım kuruluşlarına ya da şirketlere bazı okulları verebilmeye çalışıyorum. Bir iş adamı ‘350 çocuğa ben ayakkabı alabilirim’ diyor, bunun gibi örnekler artıyor. Okullardaki öğretmenler çok önemli. Öğretmenler teşekkür videoları çekiyor, mektuplar geliyor. Geçenlerde Siirt’ten evimize ceviz geldi. Çocuklar kendi topladıkları cevizleri göndermişler. Çok büyük mutluluk bu benim için.
Hayatlarındaki ilk hediyelerini alan çocuklar var aralarında. Çocuk nüfusunun çok olduğu, olanakların kısıtlı olduğu yerler var ülkemizde. Bu çocukların kaderi bu olmamalı. Hepimizin yapabilecekleri var. Hepimizin hayatında zor günler, dönemler oluyor. Ben ve ailem bu çocukların yüzlerinin gülmesiyle mutlu oluyoruz. Keşke tüm çocuklarımız eşit olanaklara sahip olabilse… Benim de çevrem maalesef tam bir tüketim toplumu. Herkes sürekli alıyor, ihtiyacı olduğu için değil…Bu beni müthiş rahatsız ediyor. Yardım toplamak için düzenlenen etkinliklere daha çok para harcanıyor. Bence direkt yardım yapılsa doğru adreslere çok daha iyi olur” diyor.