Gürün Han’dan yola çıktı BMW hissedarına 400 bin Van Laack gömlek dikiyor

BİRÇOK sanayi kolunda Avrupa’nın üretim üssü haline gelen Türkiye, tekstil ve konfeksiyondaki iddiasını da sürdürüyor. Gömlek üreticilerinden Yusuf Bayat, bir yandan kendi markası Dufy ile yurt içinde ve yurt dışında yayılırken, diğer taraftan da önde gelen markalara fason üretimini sürdürüyor. Bayat’ın Ümraniye’de yılda 1 milyon 700 bin adetlik kapasiteye sahip ‘gömlek fabrikası’nda üretilen gömleklerin yarısı ihraç ediliyor. Bayat, “1997’den beri dünyanın en eski ve en kaliteli gömlek markalarından biri olan Alman Van Laack’ın üreticisiyiz. Markanın sahipleri aynı zamanda BMW’nin de hissedarı olan Quandt Ailesi. Van Laack’a yılda ortalama 400 bin civarı üretim yapıp gönderiyoruz” diyor. Yusuf Bayat, girişimcilik öyküsünü şöyle özetliyor:
Gürün Han’ın ‘Kısmet’iydik
Erzincanlı bir aileyiz ve 1940’larda İstanbul’a göç etmişiz. Sultanhamam Gürün Han babamızın mekanı olmuş. Babamız Bekir Bayat, gömlekçi olarak başlamış. Oradaki markamız ‘Kısmet’ti. Gürün Han da tekstil piyasasında tarihi öneme sahiptir. Bir zamanlar sektörün kalbiydi. 11 yaşımdan itibaren yaz tatillerinde orada çalışmaya başladım. ‘Yerleri süpür, sigara al, tost söyle’ diye 5 lira haftalıkla başladık. 1966’da her gün 2.5 lira, cumartesileri 10 lira alıyordum. 1972’de artık gömleğin ustası olmaya başlamıştım. Anadolu’ya toptan, düzine hesabıyla mavi, gri, beyaz, kemik renklerde gömlek satardık. 1975 sonunda (aralık ayı) Gürün Han’da büyük yangın oldu. Biz etkilenmedik, zaten sigortamız da vardı.
Annemi ikna ettiler okumadım
Annem okumamı istiyordu ama gömlek tasarımında ve dikiminde çok yetenekli olduğumu düşünen ağabeylerim ve babam, bir an önce işe yönelmem gerektiğini söylüyorlardı. Gündüzleri çalışıp akşamları okula giderek ticaret lisesini bitirdim. İşyeri, ev, okul arası 10 dakikaydı. Çarşıkapı’da oturuyorduk. Ağabeylerim beni hep desteklediler. Osmanbey’e açılmamı teşvik ettiler. Osmanbey cazipti. Şair Nigar, Matbaacı Osmanbey sokaklara gidiliyordu. ‘Gömleklerim en iyi mağazalarda Beymen, Vakko, İGS’de satılacak, gömleğin kralı olacağım’ diyordum.
Osmanbey’de hızlı büyüdüm
Osmanbey’e geçtikten sonra ilk yıl Gürün Han’dakinin üç katı gömlek sattım. Üstelik fiyatı da 2-3 misli tutturmuştum. En iyi markaların gömlekçisi oldum. Bayrampaşa’da büyük atölye kurdum, ‘Artık ihracat yapmalıyım’ dedim. Avrupa’ya gittim, fuarları gezmeye, modayı yakından izlemeye başladım. 1995’ten itibaren de Avrupa’ya üretime başladım.
Paris ve Como’da mağaza
Bu arada Abbate ve Bisse gibi ciddi rakipler çıktı. Mağazalaşma ve reklam yatırımları devreye girdi. Ben de gömleğin yanına blazer ceketler, klasik pantolon ve akseuarlar ekleyip 92 Dufy mağazası açtım. Dufy bir İtalyan ressamın adıydı. Kendisine gömlek dikiyordum, iznini isteyip ‘bunu markam yapacağım’ dedim. O da ‘olur’ dedi. Şu anda 56 Dufy’miz var. Malum yoğun rekabette mantar gibi çoğalmıştık. Paris’te ve İtalya Como’da bir toptan bir perakende olmak üzere mağazalar açtım.

Avrupa’nın büyükleri keşfetti, işimiz büyüdü

DUFY Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bayat, şunları anlatıyor: “1995’ten sonra Avrupa’daki kumaş fabrikaları da bizi keşfetti. Almanya’da çok firmaya üretim yapmaya başladım. İç pazarda da en iyi markaların gömleklerini dikiyorum. Bu aşamada büyük fabrika yatırımı kafamıza girdi. Çünkü Bayrampaşa’daki fabrikamızda günde 1500 tane üretiyorduk ama 3 bin 500 tane de fason yaptırıyordum. 2002’de Ümraniye’de günlük 7-8 bin adet üretim kapasitesine sahip 10 bin metrekare kapalı alanı olan fabrika kurdum. 800 kişilik kadroyla yılda 1 milyon 700 bin adet üretim yapabiliyoruz. Yurt dışında da Van Laack, Dorani, Edi Mayer gibi markalara dikiyoruz ve ihraç ediyoruz.”

Gömlekten başka iş yapmam

DUFY Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bayat, şu andaki iş modelinin, ‘kendi markası, en iyi markalara fason üretim ve ihracat’ düzenine göre devam ettiğini söylüyor ve gelecekle ilgili şunları dile getiriyor: “Ben 65 yaşıma gelince emekli olup dünyayı gezeceğim. Benim çocuğum olmadı ama çok şükür yeğenlerim var. Onları yetiştiriyorum. Bana ‘artık takım elbise falan da yapalım’ diyorlar ama istemiyorum. Ben işin başındayken başka iş yapmam. Gömlekte çok iyi bir noktadayız. Bu çizgiyi korudukça rekabette zorlanmadan devam ederiz.”

DİĞER E-KOBİ HABERLERİ

‘Birbardakmeyve’ ile başladı şirketlere özel servise de geçti

İNTERNET üzerinden doğranmış taze meyve servisi sunan Bibardakmeyve.com, şirketlere de kurumsal meyve hizmetini başlattı. Kurumsal meyvenin ilk müşterileri ise Anadolu Hayat Emeklilik, Trendyol ve KVK gibi şirketler oldu. Meyve bardaklarının üzerlerine şirket mesajlarını ve logolarını da ekleyen firma farklı menülerden oluşan 300 gramlık hediyelerle çalışanlarının motivasyonlarını artırıyor. Bibardakmeyve.com Genel Müdürü Süleyman Ereke, ürünlerinin genellikle öğle yemeğinden sonra tüketildiğine dikkat çekti.

ODTÜ’lüler Davut Doğan’ı yılın girişimcisi seçti

DOĞTAŞ Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu 1. Girişimcilik Ödülleri’nde “Yılın Girişimcisi” ödülüne layık görüldü. Doğan “Bu ödüle layık görüldüğüm için çok mutluyum. Girişimci, hayalini gerçeğe dönüştürmüş kişidir. Ben de birçok hayalimi gerçekleştirdim” dedi. 1972’de Çanakkale’de kurulan Doğtaş Mobilya, oturma gruplarından yemek odalarına, genç ve çocuk mobilyalarından, yatak odalarına ve medikal sınıf belgeli yataklara kadar geniş ürün yelpazesiyle yola devam ediyor. 2008’den itibaren Turquality kapsamında yurtdışında da mağazalaşmaya başlayan Doğtaş, 65 ülkeye ihracat yapıyor.

35 yeni şube açacak 1000 kişiyi işe alacak

HALEN ülke genelinde 180 şubeyle faaliyet gösteren Uğur Dershaneleri, 2012’de 35 yeni şube açacak ve 1000 kişiye istihdam yaratacak. Uğur Dershaneleri genel müdürü Alparslan Alemdar, 2012’de açılacak 35 yeni şubenin 23’nün İstanbul’da, 12’sinin ise diğer kentlerde olacağını belirterek, “İstanbul’da 40 şubeye ulaşacağız. 2 yıldır yaşadığımız bu hızlı büyüme bizi heyecanlandırıyor. Sloganımız ‘Uğur Size 10 Dakika’ ve buna uygun olarak hızlı bir şubeleşme yaşıyoruz” dedi.

25 milyon dolar yatırıp kapasite büyütecek, süte 300 kişi alacak

YİMPAŞ bünyesindeki Aytaç, 2012 yılında 25 milyon dolarlık yatırım hazırlığı yapıyor. 2011 yılını yüzde 15 artışla 650 milyon TL ciro ile kapattıklarını belirten Aytaç Grup Koordinatörü Erdal Bölükbaş, “2012’de yapacağımız kapasite artırım ve tesis yatırımları ile ciromuzu 800 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Temel alanımız olan şarküterinin yanı sıra, hayvancılık ve unlu mamüller alanında yatırımlarımız olacak” dedi.
Süt fabrikasını açıyor
Bölükbaş, 2012 yatırımlarını şöyle anlattı: “Adapazarın’daki su ve meyvesuyu tesisimize ek olarak altyapısı çok daha önce tamamlanmış entegre süt tesisini açacağız. Tüm süt ve süt ürünlerinin üretileceği bir tesis haline gelecek. 300 kişiyi istihdam etmeyi planlıyoruz. Şu anda 2 olan su tesisi sayısını 2012’de 12’ye çıkaracağız. Bunlar fabrika yatırımı değil. Sadece Aytaç markasıyla su üreten tesislerin sayısı artırılacak. Çalışacağımız tesislerin altyapı eksiklikleri için 3 milyon TL para harcadık. 4 bin büyükbaş kapasiteli hayvan çiftliğimizde yüzde 100 kapasiteye ulaşacağız. 2012’de 13 milyon TL yatırımla 5 bin büyükbaş ithal edeceğiz.”
Besmeleyle  kesiyoruz
120 bin ton kapasiteli beyaz et üretim tesisini de 2012’de tam kapasiteye çıkaracaklarını söyleyen Bölükbaş, “TSE’den helal gıda belgesi aldık. Ortadoğu’ya ihracatımızda çok işimize yarıyor. 23 kasap günde 60 bin tavuğu ‘Bismillah’ diyerek kesiyor” diye konuştu. 2011’de 25 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını kaydeden Bölükbaş, “Belkiça’daki fabrikamızda da 100 kişi çalışıyor. Avrupa’da, 3 milyonu Türk, 30 milyon Müslüman yaşıyor. Helal et konusunda büyük hassasiyet taşıyorlar. Oradaki üretim kapasitemiz yıllık 400 bin ton” dedi.�