Güncelleme Tarihi:
Reklam yaratıcılığı yarışmaları hakkında, sektöre bir katkısı olup olmadığı, değeri, önemi, hizmet ettiği amaç vb. konularda genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Yarışmalara birkaç açıdan bakmak lazım. Reklam sektörünün ve ajansların diğer sektörlere, potansiyel müşterilerine kendilerini gösterebilmesi adına yarışmaları işlevsel buluyorum. Reklamcılar olarak kendi reklamımızı pek yapamadığımız için de yarışmaların bizler için iyi birer mecra olduğunu söyleyebilirim.
Yaratıcı insanlar içinse ödüllendirilmeyi motive edici buluyorum. Yaptığımız iş her geçen gün zorlaşıyor. Dünyada yaratıcılığın sınırları genişlerken hatta kalkarken bizim buralardaki reklamcılığın biraz daha köşelere sıkışmış olduğunu hissediyorum. Her türlü yaratıcılık yarışması, sektör çalışanlarının, ajansların kendini ve potansiyelini gösterebildiği arenalar haline geldi diyebilirim. Yani bir nevi suni teneffüs kıvamındalar.
Bir taraftan da bu sıkışmışlık içinde çok güzel işler çıkarmayı ve birbirinden değerli ödüller kazanmayı başaran bir ülke haline geldik. Belki de böylesi daha iyi. Bize fazla rahatlık gelmez çünkü.
Yaratıcılığın, pazarlama iletişimi faaliyetlerinin iş başarısındaki rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Günümüzde yaratıcılık her işte her sektörde elzem. Fark yaratmak istiyorsanız mutlaka sizi ayrıştıracak bir fikriniz ve yaratıcı uygulamalarınız olmalı. Bizim de işimizin neredeyse tek olmazsa olmazı yaratıcılık. Bir ajansı değerlendirirken ilk olarak yaptığı işlerin yaratıcılık seviyesine bakılmalı diye düşünüyorum. Ben müşteri olsam öyle yapardım. Ama o yaratıcılık da mutlaka işe yaramalı diyorsunuz değil mi? Kesinlikle katılıyorum. Denge çok önemli. İşe yarayacak iş yaratıcı olmaz ya da yaratıcı iş ödüllük iştir ve işe yaramaz diye bir denklem yok. İşte bu da müşterilerimizin bizlere destek ve cesaret vermesi gereken taraf. Bir ajans mutlaka stratejileri sorgulayacak, markalara yeni yollar çizecek, stratejik düşünecek. Bunları temelde işin olmazsa olmazı olarak kabul edersek geriye aslında fark yaratabileceğin alan olarak sadece yaratıcılık kalıyor. Müşteriler de işte tam da bu sebepten ajansları daha yaratıcı olmaları için sonuna kadar teşvik etmeli. Dizginleri rahat bırakmalı, yeri geldiğinde de daha ileriye gitmemiz, daha hızlı koşmamız için kırbaç bile vurmalı. Çünkü çıkan iş yaratıcı değilse o bulduğunuz strateji de, yol da, yaklaşım da, tüketiciye geçmiyor. Duvara çarpıp geri geliyor. Kısacası ben hala iyi sonuç alabilmenin yolunun kesinlikle iyi bir yaratıcı işle olabileceğini savunuyorum. Stratejiniz çok çok güçlü olsa da onu, hakkını veremeyen, sıradan bir mesajla, işle duyurursanız sizi kimse duymaz. Yaratıcı olmayan bir işi kim hatırlıyor söylesenize? Küçük ve çok önemli bir not: En önemlisi çıkış noktası. Yaratıcı işler, yaratıcı markalardan çıkar. Kıvılcım markadır her zaman.
Ödüllendirilen çalışma(ları)nızın, ödüle değer bulunma gerekçeleri sizce nedir?
BÜRO 13. Kırmızı’da en çok ödül alan 3. ajans oldu. Bu yıl 5 Kırmızı ve 7 Başarı Belgesi olmak üzere toplam 12 ödüle layık görüldük. Ödül alan işlerin kendi kategorisinde yarışan diğer işlere göre farklı bir bakış açısına sahip olduğu ve özgün oldukları için ödüllendirildiğini düşünüyorum. Yarışan ve ödül alamayan işlerimiz de oldu. O kategorilerde de rakip işler bizimkilerden daha yaratıcıydı açıkcası.
Kırmızı Ödülleri’ne bir kategori eklemeniz istense, bu ne olurdu?
“Bambaşka Ödülü” eklemek isterdim. Türk reklamcılığına bambaşka bir bakış açısı getirecek, bizi ileri itecek güce sahip, trend yaratacağı düşünülen bir fikre bu ödülü vermek güzel olurdu. Bazı yıllar belki ödül de çıkmayabilir bu kategoride ama varlığıyla iyi bir itici güç olur ve hepimizi teşvik eder bence.
“Cesaret Ödülü”nü de eklemek istiyorum. Ben müşterilere özel bir ödülün de olması gerektiğini düşüyorum. Cesaretine hayran kaldığımız müşterilerimizi ödüllendirmek ve daha cesur işler yapabilmeyi teşvik edebilmek de yaratıcı insanların görevi olmalı. Reklamcılara da müşterileri ödüllendirebilme şansını vermiş olursunuz hem. Çünkü reklamverensiz ve cesaretsiz reklam olmaz.
Reklamı ödüllendirilen markanız, yer aldığı pazar segmentinde rakiplerinden nasıl farklılaşıyor, bu farklılaşmada reklamlarınız nasıl bir rol oynuyor?
Nef kurulduğu ilk günden itibaren, “Neden daha iyi olmasın?” sorusunu sorarak yenilikçi çözümler üreten bir markadır. Herkesin daha iyi ve güzel yaşamasına elindeki imkanlarla da ulaşabilmesini sağlayacak keşifleri sayesinde insanların beğenisini kazanarak hızlı bir büyüme performansı gösterdik. Foldhome keşfimiz, Garantili Proje keşfimiz ve tasarım odaklı yaklaşımımız ile sektöre yeni bir nefes getirdiğimizi söyleyebiliriz.
Bir Nef keşfi olan Foldhome, alışılmış sosyal tesislerden tamamen farklı olarak ve kişiye özel kullanım alanları sunarak, 5 bin metrekarelik bir evin sahip olabileceği özellikleri 60 metrekarelik bir ev içine dahil ediyor. Foldhome sistemine göre, bir ev aldığınızda aslında 24 odalı bir eve sahip oluyorsunuz.
Yaşadığınız binada yer alan sinema salonundan, teras jakuzisine; mutfağınızı kirletmek istemediğinizde kullanabileceğiniz tam donanımlı bir mutfaktan, piyano veya bateri çalmak istediğinizde kullanabileceğiniz küçük bir kayıt stüdyosuna kadar 24 farklı üniteden rezervasyon sistemiyle yararlanabiliyorsunuz. Kullan-öde sistemi sayesinde kullanılmayan bir alan için dairelerden ayrı bir ücret alınmıyor ya da aidata eklenmiyor.
Nef, her detayı incelikle düşünerek metrekarelerle değil santimetrekarelerle çalışıyor. Tasarımın, hayatın her detayında, insanlar için bir yaşam biçimi olması gerektiğine inanıyor. Tasarımı ulaşılabilir kılmak için çalışıyor. Bugüne kadar uyguladığı ve planladığı tüm projelerinde dünyanın en iyi tasarımcı ve mimarlarıyla çalışan Nef, onların imzasına, sadece projelerinin dış cephesinde ve lobisinde değil, kapı kolundan asansör tuşuna kadar her detayda yer veriyor. Nef, kendine ait özgün tasarım serileri sayesinde kopya edilemez ürünler sunarak sektörde farklılaşıyor. Coca-Cola, Starbucks için tasarımlar yapan Sebastian Leon Agneessens; Bentley ve Swarovski’nin ünlü tasarımcısı Dror Benshetrit; IKEA ve Sony’nin tasarımcısı Harry Allen; Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nin güçlü akademisyenlerinden Profesör Stefan Gruber çalıştığımız tasarımcılardan sadece birkaçı. Marka olarak müşteri odaklı, fark yaratan çözümlere inanıyoruz ve her zaman daha iyisi için çalışıyoruz.
Gayrimenkul sektörünün geneli lokasyon ve fiyat bazlı mesajları iletişimde ana mesajlar olarak konumlandırıyor. Nef olarak iletişimin gücünün farkındayız ve iletişimde farklılaşmaya inanıyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana bizle aynı heyecanı, inancı paylaşan ve yol arkadaşı olarak gördüğümüz değerli ajansımız BÜRO ile ses getiren işler çıkarttığımıza inanıyoruz. Nef olarak bizler keşiflerimiz (Foldhome) ve tasarım serilerimizi iletişimde ana mesajlar olarak konumlandıracak çözümlerle ilerlemeyi tercih ediyoruz. Bu sayede binlerce oyuncunun olduğu, yoğun rekabetin yaşandığı sektörümüzde farklılaşmayı başarıyoruz. 2014 ve 2015 yıllarında adet bazında sektörün en hızlı ve çok satan markasıyız.
Kırmızı Ödülleri gibi reklamda yaratıcılığı destekleyen ve ödüllendiren yarışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz; bu yarışmaların sizce endüstriye katkısı var mı, neden?
Kırmızı Ödülleri her yıl heyecanla takip ettiğimiz, iletişim dünyasının önemli platformlarından biri. Kırmızı Ödülleri sayesinde iletişim alanında farklı sektör ve disiplinlerden birçok farklı çözümü toplu halde görebilme fırsatını elde ediyoruz. İletişim alanında öne çıkan başarılı örneklerin ödüllendirilmesi birçok oyuncunun işlerini sorgulamasını sağlarken, iletişimde daha kaliteli ve fark yaratan alternatif çözümlerin de gelişmesini sağladığına inanıyorum. Ajansımız BÜRO’nun Nef ile ilgili bir projeyle ödül almasından dolayı yaşadığımız mutluluğu da bir kez daha buradan paylaşmak isteriz.