Güneydoğu'nun gerçek 'Paris'i

Güncelleme Tarihi:

Güneydoğunun gerçek Parisi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2010 15:38

Siirt'in Eruh ilçesine bağlı bir dönem adı Paris olan ve daha sonra Üzümlük adını alan köy, keşfedilmeyi bekliyor.

Haberin Devamı

İşte o köy / FotoGaleri

Siirt'e 40 kilometre, Eruh ilçesine ise yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta, sebze meyve bahçeleri, fıstığı, sadece yörede yetişen üzümü, inciri ile ünlü Üzümlük/Paris köyü, düzgün yolları olan ve altyapı sorunu çözülmüş, hakim tepelere kurulu 53 haneli, yaklaşık 800 nüfuslu şirin bir köy.

Alt kısmında Dicle Nehri'nin bir kolu Olan Uluçay'ın (Botan) kollarından Zorava çayı sayesinde yeşilliğine yeşil katan köy, mezar taşları ve taş kitabeleriyle, Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyor.

“Sebze-meyve anlamına gelen Kürtçe 'pares' kelimesinin zamanla Paris olarak ağızdan ağıza söylenerek kayıtlara bile geçtiğini” belirten köylüler, bunu kanıt olarak da, hala özenle sakladıkları 1960'lı yıllara ait pasaport ve diplomaları gösteriyor. Köyün içinden geçen genişçe yolu Fransa'nın başkenti Paris'in ünlü bulvarı 'Şanzelize” olarak niteleyen köylüler, köyün tabelasının tekrar Paris olarak değiştirilmesini ve Türkiye'nin Paris'i olmak istediklerini belirtiyor.

Haberin Devamı

Köy sakinleri, tarih boyunca Avrupa'nın en önemli sanat, politika, din, eğitim ve ticaret merkezi konumundaki Paris kadar olmasa da, küçük Paris'in, turizmde Türkiye'de ilgi çeken mekanlar arasında yerini almasının hayalini kuruyor.

Öte yandan köyüler, bir dönem köyde gazeteci Coşkun Aral'ın düzenlediği etkinlik kapsamında hazırlanan ve anı olarak sakladıkları Paris Cafe tabelasını konuklarına göstermeyi de ihmal etmezken, köyde “Paris Aile Dinlenme Tesisleri” adını taşıyan küçük bir lokanta da mevcut.

“PARİSLİYİM DEYİNCE ŞAKA SANIYORLAR”

Bölgedeki terör olayları nedeniyle bir dönem yoğun göç vermiş, ancak şimdilerde tersine göçün başladığı köye dönenlerden Hasan Toprak (22), AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce başka illerde çalıştığını, ancak güvenlik sorunu kalmayınca köyüne geri döndüğünü söyledi. Toprak, köyünün dört tarafının akarsular ile çevrili olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Köyün ismi; dedelerimizden duyduğumuz kadarıyla Kürtçe'de sebze ekilen yerlere verilen isim demek olan 'Pares' olduğunu biliyoruz. Pares isminin de zamanla konuşma dilinde Paris olarak değişime uğradığını sanıyoruz. Bu yörede herkes köyü Paris olarak bilir. Resmiyette tabelamız 'Üzümlük' ancak kimse bu ismi bilmiyor. Bence köyümüzün tarihi çok eskilere dayanıyor. Mezarlığımız içinde bile hala eski yerleşimin izleri var. Bu da köyümün tarihi bir geçmişinin kanıtı. Ama tam olarak bilinmiyor. Siirt genelinde herkes Paris olarak biliyor. Ama başka bir ilde Parisliyim deyince şaka sanıyorlar. Biz de Fransa'daki Paris'ten özenerek 'Paristen geliyoruz ve Paris'e gidiyoruz' deyince inanmıyorlar. Ancak biz anlatınca durumu anlıyorlar. Atalarımız yoluyla bize aktarılan isim Paris. Bence burada bir çok medeniyetin izi var. Biz köyümüzün tabelasının isminin yine Paris olmasını istiyoruz. Çünkü dededen, atadan kalma bir isimdir. İsminin bir önemi olmasa bile yaşatılmasını istiyoruz.”

Haberin Devamı

Kendini doğma büyüme 'Paris'li olarak tanıtan Talat Nas ise köyünün isminin dedelerinden Paris olarak aktarıldığını, tüm yörenini de köyü bu isimle tanıdığını söyledi.

Köyde bir kale, etrafında hendekler olduğunu belirten Nas, köyde nesilden nesile aktarılan bir söylenceyi de şöyle anlattı:

“Köyümüzün alt kısımında yuvarlak, yaklaşık 3 ton ağırlığında tahmin ettiğimiz bir taş vardı. Söylentiye göre, kralın kızı gitmiş bu taşı saçlarına bağlamış ve köye kadar getirmiş. Sonra 'baban öldü' diye haber vermişler. Kralın kızı da taşı köyün alt kısmında bırakarak babasının yanına koşmuş. Zaman içeresinde sözü edilen bu kaya parçası kırılmış, koruyamadık. Buna benzer bir çok tarihi buluntu var. Ama tam anlamıyla belki araştırılsa gerçek ismi de ortaya çıkar. Ancak tarihsel bir geçmişi olduğu kesin. Eski nüfus cüzdanlarında, pasaportlarda hep Paris yazılıydı.”

PARİS, İSMİNİ TURİZMLE DUYURMAK İSTİYOR

Köyünün gerçek adını almasıyla daha çok ilgi çekeceğini belirten Nas, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

“Fransa'daki Paris'ten ne eksiğimiz var. Türkiye'nin ne eksiği var. Türkiye'nin de bir Paris'i olsun. Kendisi küçük ama sahiplenildiği zaman büyük bir Paris haline getirebiliriz. Turizmle kalkınmasını istiyoruz. Buradaki halk fakir, iş imkanı yok. Eğer burada turizm gelişirse, büyük bir Paris haline gelebilir. Amacımız budur. Hem kendi halkımıza hem de kendi köyümüzü dünyaya tanıtmaktır. Zaten Üzümlük denilince 'hangi köy' diyorlar. Halk arasında hep Paris olarak biliniyor. Biz buna sahip çıkarsak, hem halk hem de devlet olarak ben inanıyorum ki Fransa'yı da geçebiliriz. Biz hayvancılık ve tarımla geçiniyoruz. Eğer turizme açılırsa, bir dönem göçle gidenler insanlarımız da artık geri dönmeye başlar. Herkes köyüne döner ki, geri dönüşler de başladı. Bu da ülkemize büyük katkı sağlayacak.”

Haberin Devamı

“Eski kitaplardan, peygamber efendimizin zamanından sahabeler buraları fetih ettiği zaman ismi “pares' imiş, o zamandan beri Paris olarak deniliyor' diyen Mahmut Erden (60) de, “Dedelerimizin babalarımızın söylediği Paris daha sonra Üzümlük olarak yazılmış ama yüreğimize göre hala Paris. Bütün köylüler Paris olarak isminin değiştirilmesini istiyoruz. Bu ismin yaşatılmasını istiyoruz” dedi.

Tahir Özdemir (67) ise diğer köylülerin sözlerini onayladığını, köyün isminin tekrar Paris olarak kayıtlara geçmesini istediklerini ifade ederek, “Şimdi gene Paris olsa daha iyi olur. Zaten herkes Paris olarak biliyor. Eskiden nüfus cüzdanlarımızda Paris olarak yazılırdı. 60'lı yıllarda Üzümlük olarak değiştirildi. Ben 1968'de Almanya'ya gittiğimde pasaportumda köyümün ismi Paris olarak yazılmıştı. Şimdi yine Paris olsa çok seviniriz diye konuştu:

Haberin Devamı

Köyün yaşlılarından 80 yaşındaki Mustafa Geriş de köyde doğup büyüdüğünü, köyünün isminin Paris olduğunu ifade ederek, köyün kendi gözüyle her yerden daha güzel olduğunu, isminin yeniden Paris olmasını istedi.

Köy muhtarı İhsan Nas (42), 100-200 yıl öncesinden kendilerine aktarılan ismin Paris olduğunu, eski kimliklerinde de Paris yazdığını, 1960'lı yıllarda köyün isminin değiştirildiğini bildirdi. Köyün yeniden Paris ismini almasını istediklerini belirten Nas, şunları söyledi:

“Köyümüz 53 hane, yaklaşık 758 nüfuslu. Eskiden 120 haneli, bin 500 nüfuslu bir köydü. 90'lı yıllarda 120 haneye indi. Sonra göç ettiler. Ancak daha sonra geri dönüşler oldu. Özellikle yazın köy, bin 500 nüfusa kadar çıkıyor. Köyümüz son derece güvenli. 5 dakika uzaklıkta çay geçiyor. Tatlı su balığımız, fıstığımız, meyvemiz sebzemiz meşhur. Suyun kenarında balık tesislerimiz olursa inanıyorum ki çok sayıda turist gelir. Köyün dört tarafında kaynak suları mevcut. Yeşilliği, suyu bol olan köyümüzün ortasından ana yol geçiyor. Köyümüz Eruh'a 12 kilometre, Siirt'e ise 40 kilometre uzaklıkta. Ulaşımı son derece güvenli ve kolay, 24 saat araç bulabilirsiniz. Bir dönem Gölcük'te Paris adıyla bir marketim vardı. Gelen müşterilerim bu 'Paris nedir' diye sorduklarında köyümün ismi Paris diyordum. İnanmadıklarından daha önceden çektiğim fotoğraflardaki tabelayı gösteriyordum. İlgi çekiyordu. Böyle bir köy Türkiye Cumhuriyeti'nde var mı' diye soranlara fotoğraf gösteriyordum.

Köyümüzün eski ismine sahip olmasını istiyoruz. Fransa'daki Paris'ten ne eksiğimiz var, Türkiye'mizin ne eksiği var. Türkiye'nin de bir Paris'i olsun. Kendi küçük ama sahiplenildiği zaman büyük bir Paris haline getirebiliriz. Hem köyümüz için hem de Türkiye'miz için çok iyi olur.”

KÖYÜN TARİHİ ORTAÇAĞ'A KADAR GİDİYOR

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Ali Boran da, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 2000-2009 yıllarında izni ve denetimi ile alanında uzman mimar, sanat tarihçi, restöratör, arkeolog, epigraf, desinatör, kameraman ve fotoğrafçıdan oluşan bilim heyetiyle 10 yıl süreyle “Siirt İli ve İlçelerindeki Yüzey Araştırması” konulu çalışma yaptığını bildirdi.

Araştırma sonucunda şimdiye kadar hiç bilinmeyen yaklaşık olarak binin üzerinde mezar taşından oluşan eserin tespitinin yapıldığını, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'ne ait olan külliye, han, cami, medrese, çilehane, türbe, çamaşırhane, köprü, değirmen, sebil, çeşme, ev, kale, tabya, yazma eserler, madeni kaplar ve mezar taşlarından oluşan eserin incelendiğini ifade eden Boran, “Siirt'in hem bölge hem de ulusal anlamda çok önemli bir yere sahip kültür merkezi olduğu yaptığımız bu araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda bilimsel olarak hazırlanan kitaplar Siirt Valiliği yayınları olarak yayımlanmıştır' dedi.

Üzümlük (Paris) Köyü'nün Siirt-Eruh yol güzergahı üzerinde kurulmuş olması nedeniyle, köydeki eserlerden hareketle, köyün tarihinin Ortaçağa kadar indiğinin anlaşıldığını ifade eden Boran, “Köyün ismi Paris olarak da geçmektedir. Paris olarak bu ismin ne zamandan bu yana kullanıldığı hakkında net bilgileri tarihçilerin araştırmaları sonunda ortaya çıkabilir. Bu konuda bizim herhangi bir araştırmamız bulunmamaktadır. Köyün yakınındaki kale kalıntısı, ulaşım imkanlarının olmaması nedeniyle incelenememiştir. Ancak Selçuklu Osmanlı dönemine ait bir çok eser bulunuyor” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!