Güncelleme Tarihi:
İNSANOĞLU binlerce yıldır evini ısıtma, yemeğini pişirme, sıcak su gibi ihtiyaçları için güneş enerjisinden yararlanıyor. Öyle ki antik Yunan zamanlarında
Dünyada ilk kez temiz enerji yatırımlarının fosil yakıtları geçtiği açıklandı. ABD ve Çin gibi devler, özellikle güneş enerjisi yatırımlarına hız veriyor. Bu da güneş sistemlerinde teknolojinin büyük bir hızla ilerlemesini, maliyetlerin de düşmesini sağlıyor. Bir hesaba göre, güneş enerjisi kurulum maliyetleri son 10 yılda yüzde 70’ten fazla düşüş göstermiş. Güneş enerjisi, giderek petrol ve doğalgaz gibi kaynaklara karşı rekabet gücü kazanırken; Meksika, Dubai ve Hindistan gibi yerlerde son dönemde yapılan büyük çaplı projelerin sübvansiyon olmadan da fosil yakıtlarla rekabet edebildiği görülüyor.
TÜRKİYE’DE DURUM NE
Peki, Türkiye tüm bunların neresinde? Türkiye’nin yerli ve temiz enerji kaynakları arasında, güneş enerjisinin çok önemli bir potansiyele sahip olduğu sık sık uzmanlarca dile getiriliyor. 2016 yılsonu itibariyle Türkiye’nin 78 bin 500 megavatlık (MW) kurulu gücü içinde, güneş enerjisi 860 MW ile yalnızca yüzde 1 civarında pay alabildi. Ancak dikkat çeken nokta, bu kapasitenin, bir önceki yıla göre yüzde 235 artış göstermiş olmasıydı. Bundan sonra sektörün neler beklediğini Viko by Panasonic Grup Satış Müdürü Koray Yıldız ile konuştuk. Yıldız, teknik olarak Türkiye’nin bütün enerji ihtiyacını güneşten karşılamanın mümkün olduğunu söylerken, “Türkiye’nin enerji portföyünün en az üçte ikisinin yerli enerji kaynaklarından karşılanması hedefleniyor. Genel olarak bizim öngördüğümüz elektriğin yüzde 25-30’u HES dışı yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak. Güneş bunun yarısını kapsayabilir. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri bin megavatla başlıyor. Bizim beklentimiz 5-10 bin MW’lık ihalelerin de yapılması” diyor.
GÜNEŞTE ALTIN ÇAĞ
Çatı üstü uygulamaların da yakında çıkacak bir yönetmelik sayesinde kolaylaşacağını, bu sayede güneşten daha yaygın bir şekilde yararlanmanın mümkün olacağını söyleyen Yıldız’a göre, Türkiye güneş enerjisinde “şaha kalkıyor”. Yıldız, bunu şöyle açıklıyor: “Çatı pazarı, yani 0 ila 10 kilovat pazarı için yönetmelikler hazırlanıyor. Sadece mahsuplaşma nasıl olacak, fatura nasıl kesilecek, bu kısımlarla ilgili bekleme var, sonuçlandıktan sonra Haziran’da çıkmasını bekliyoruz. Bir yandan küçük çatı pazarı, diğer yandan büyük YEKA süreçleri, hem lisanslı üreticilerin kurulumları, hem lisanssız kurulumlar, ayrıca fabrika çatılarıyla alakalı bir başka çalışma daha olacak. Bu beş, altısı beraber yürüyecek. Türkiye güneş enerjisinde emekleme aşamasını daha yeni geçti, daha ergeniz bu konuda. Küçük küçük başladı, şu an önü görülemeyecek şekilde büyümeye başlayacak. Bundan sonra güneş pazarında altın çağımızı yaşayacağız.”
Çatısına panel kurmak isteyenlere müjde
EVİNİN çatısına güneş panelleri kurup, ürettiği elektriğin fazlasını şebekeye vermek isteyenlerin önünde halen bolca engel olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Maalesef Türkiye’de şu anki yönetmelikler sizin gibi son tüketiciyi de büyük enerji santrali yapacak yatırımcıyı da aynı kefeye koyuyor. Aynı merhalelerden geçmek zorundasınız. Son tüketicinin bu işlemleri yapmasına imkân yok. Teknik olarak var ama astarı üzerinden maliyetli çıkıyor. Ama şöyle bir şey var: EPDK haziran ayında yeni bir yönetmelik yayınlayacak.
Yeni yönetmeliğe göre bireysel başvuruların basitleşmesini bekliyoruz. 0 ila 10 kilovat arası için, herhangi bir müstakil ev için çok ideal. 10 kilovata kadar çıkıp, cebine hem gelir elde edip, hem de karbon salımını düşürmüş oluyor. Dışarıya herhangi bir bağlılığı da kalmıyor. Şu an bireysel tüketici de büyük yatırımcı da aynı desteği alıyor. Üretilen 1 kilovat saat (kWh) elektrik için 10 yıl sürekli 13.3 dolar sent alıyorlar. 2 kilovatlık bir sistem, normal iki kişilik bir villa için fena bir rakam değil. Böyle bir sistemin kurulum maliyeti yaklaşık 6-7 bin dolar civarında tutacak beklentimiz. Yatırımı yapmaya başladıktan sonra kontağı çevirdiğiniz an para kazanmaya başlıyorsunuz. Önce kullandığınız elektrikten mahsup ediliyor, fazlasını devlet size 13.3 dolar/sent üzerinden ödüyor” diyor.
Güneşte işgücü fırsatı
ÖZELLİKLE sahil şeritlerinde yaşayanların güneş enerjisine yönelik motivasyonlarının yüksek olduğunu söyleyen Yıldız, “Bugün evinize bir televizyon hattı istediğiniz zaman bunlara ulaşmak nasıl kolaysa, buna da aynı kolaylıkla ulaşabilmek gerekiyor. Pazar büyürken, buradaki en büyük sıkıntımız ise işgücü. Kurulum yapacak insan bulmak çok zor olacak. Nisan ayından sonra tamamen eğitimlere odaklanacağız” şeklinde konuşuyor. ABD’de güneş enerjisi sektöründe 400 bine yakın insan çalıştığını söyleyen Yıldız, “ABD’de her 50 yeni işten 1’i güneş sektöründe. Bu sektör işsizlik sorununa belki çok yardımcı olacak” diyor. Lisanssız elektrik üretiminde 10 yıllık alım garantisi sonunda ne olacağının henüz net olmadığını da ekleyen Yıldız, “Beklentimiz tesisler 10. yılını bitirdikten sonra ya belli bir meblağ karşılığında lisans alacaklar ya da devlet alım garantisini farklı bir bedelle de olsa uzatabilir” diyor.
Yerli üretim düşündük ama rafa kalktı
TÜRKİYE’DE yerli panel üretimi düşünceniz var mı sorumuza karşılık ise Yıldız, “Aslında geçen yıl mayıs ayında yerli üretim Türkiye’de yapabilir miyiz yapamaz mıyız diye fizibilite yapılmasına karar verdik. Ama Mayıs’tan 15 Temmuz’a geldiğimiz zaman bir anda tüm kararlar geri çekildi. Tüm fizibilite çalışmaları iptal edildi. 3-4 ay sonra tekrar bir şeyler yapabilir miyiz derken bu sefer de terörden dolayı bayağı bir dengesizleşme oldu. Tamamen rafa kalktı. Hep fizibilite aşamasında iptal etmek zorunda kaldık. Çok şanssız bir dönem geçirdik hem ülke olarak, hem biz de Panasonic olarak çok şanssız bir dönem geçirdik. O zaman iki aday ülke vardı, Hindistan ile Türkiye yarışıyordu fizibilite konusunda. Ama bizim buraya getirebileceğimiz yerel üretim şu an olsa dahi sadece panel montajı olacak. YEKA’daki sürecin hedefi de Türkiye’ye katma değerli bir iş yaptırmak” diye konuşuyor.