Güncelleme Tarihi:
Seçim kampanyasını sürdürdüğü Batman'da soruları yanıtlayan Şimşek, bazı kişilerin kasıtlı olarak “seçimden sonra vergi artışlarına gidilecek, zamlar gelecek” şeklinde açıklama ve değerlendirmeler yaptığını ifade etti.
Medyada da sık sık bu tür yorumların yer aldığını kaydeden Şimşek, “Bizim gündemimizde seçimden sonra ne vergi artışı, ne de zam var. Ben, (Bir vergi artışı ve zam yok) diyorum. Evet (Yok) diyorum” dedi.
Ekonominin sıkılaştırılmasına dönük çeşitli para politikası tedbirleri alındığına dikkati çeken Maliye Bakanı, bu politikaların belli noktalarda sonuç vermeye başladığını belirtti. Türk ekonomisinin geleceği açısından makro istikrarı korumanın çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
“Biz, politika yapıcısıyız. İstikrarı da her zaman ön planda tutuyoruz. Makro istikrarı korumak için gerekirse mali tedbirlerin de devreye girebileceğini söylüyoruz. Ancak mali tedbirler, niye illa da zam olarak algılanıyor veya o şekilde algılanmak isteniyor? Mali tedbir dediğimizde illa vergi artışı ve zam olarak sunuluyor? Ben, bunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Maliye politikası derken, harcamaları kontrol altına almak, sınırlamak da bir maliye politikası değil mi? Sıkılaştırmanın harcama ayağı yok mu? Bütçe sıkılaştırmasının birinci ayağı harcama ayağı olamaz mı? Elbette ikisi de aynı anda olabilir. Ancak bizim şu anda bütçede ek gelir ihtiyacımız yok ki. Tam aksine bizim bütçemiz şu anda çok güçlü. Gelirlerimiz de gayet iyi gidiyor.”
BÜTÇE PERFORMANSI İYİ
Maliye Bakanı Şimşek, harcamaların da kontrol altında olduğunu, bu çerçevede 2011 yılında bütçe hedeflerini çok rahat tutturacaklarını belirtti. Şimşek, “Hatta, bütçede hedeflerimizin çok daha ilerisinde bir performans göstereceğimize inanıyorum” dedi.
Ekonominin sıkılaştırılmasında para politikası tedbirlerinin çalışmadığının ortaya çıkması halinde makro istikrarı korumak için makro ihtiyat anlamında gerekirse yeni tedbirlerin alınabileceğini tekrarlayan Şimşek, böyle bir gereksinim halinde bunların Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Bakanlar Kurulunda tartışılarak, uygulamaya konulacağına da işaret etti. Maliye Bakanı, “Ancak ben yine de tekrarlayayım, maliye politikası demek illa vergi artışı veya zam demek değildir. Bizim gündemimizde de böyle bir şey yok. Seçimden sonra zam olacağı, vergi artışı olacağı söylemlerini ben tamamen siyasi buluyorum” diye konuştu.
İSTİKRAR BANKALARIN DA İYİLİĞİNE
Maliye Bakanı Şimşek, Merkez Bankasının zorunlu karşılıkları artırması ve ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun bankaların kredi hacminin kontrol altında tutulmasına dönük uyarıları için de “Herkes kendi işini yapacak” açıklamasında bulundu.
Makro ekonomik istikrarı korumanın en önemli öncelikleri olduğunu yineleyen Şimşek, şunları söyledi:
“Biz, her zaman (ekonomik istikrar) diyoruz. Ekonomik istikrarı koruduğunuz zaman bankalara da iyilik yapıyorsunuz, herkese iyilik yapıyorsunuz. Dolayısıyla bunun başka türlü olması mümkün değil. Ayrıca bir çok bankacı da alınan tedbirleri, yapılanları (takdir ediyoruz) diyor. Öyle değil mi? Demek ki resim siyah beyaz değil.”
REEL FAİZ ONDA BİRE DÜŞTÜ
Bakan Şimşek, sıfır reel faiz tartışmalarıyla ilgili olarak da değerlendirmeler yaptı.
Reel faizin, şu an itibariyle yüzde 1,6-1,7 civarında bulunduğunu belirten Şimşek, “Reel faizin bu kadar düşük olması, Türkiye'ye, Türk ekonomisine olan inancın ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Türkiye ekonomisi güçlü, Türkiye'nin bütçe dengeleri sağlam, sadece enflasyon değil, enflasyondaki oynaklık da eskisi kadar yüksek değil” dedi.
Bazı gelişmiş ülkelerde uzun bir süredir kısa vadeli reel faizlerin eksilerde bulunduğunu ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Reel faiz birçok faktörle ilişkili. Ülkelerin risk priminden, fon arz ve talebine kadar bir çok etkenden etkileniyor. Ancak gelinen noktada Türkiye'deki reel faizler, geçmişle karşılaştırılamayacak kadar düşmüş durumda. Ama bu tesadüf değil. Gerçekten Türkiye'nin geldiği noktayı yansıtıyor. Makro dengeleri ve Türkiye'nin performansını gösteriyor. 1990'lı yılları alırsak reel faizler ortalama yüzde 17'ler civarındaydı. Bugün o yıllardaki oranın onda birine düşmüş durumda.
Biz, Türkiye'nin kamu borç stokunu ve bütçe açıklarının milli gelire oranını aşağı doğru trendinde tutarsak, Türkiye'nin risk primini düşük tutarsak, bu da hem reel, hem de nominal faizlere olumlu yansır. Türkiye'yi de daha güçlü bir hale getirir. Olaya sadece Hazinenin faiz yükü olarak da bakmamak lazım. Türk firmalarının, Türkiye'deki esnafın, tüketicinin, herkesin uzun vadeli finansmana daha makul maliyetle erişim açısından da olay çok önemli. Geçmişte bankaların kredilerde ne kadar sıkı davrandıkları biliniyor. Sonuçta vatandaş da tüketici de bundan yararlanacak.”
İŞGÜCÜ MALİYETİ
Maliye Bakanı Şimşek, yeniden yapılandırmaya yoğun ilginin devam ettiğini de bildirdi.
Sadece kesinleşmiş alacakların değil, matrah artışı ve stok beyanının da yapılandırma kapsamında bulunduğuna işaret eden Şimşek, “Bu çok kapsamlı bir vergi barışı. Beyanlar bittiğinde beklediğimizden çok daha iyi bir gelir hedefine ulaşacağız” dedi.
Yeniden yapılandırma gelirlerini öncelikli olarak Türkiye'nin borçların azaltılmasında kullanacaklarını yineleyen Şimşek, gerekirse buradan gelecek kaynağın bir kısmını altyapı, Ar-Ge, eğitim gibi alanlarda da kullanabileceklerini ifade etti.
Yeni dönemde istihdama da ağırlık vereceklerini belirten Bakan Şimşek, bu konuda da şu açıklamayı yaptı:
“Vergiyi tabana yayarsak, bütçede manevra alanı kazanırsak, buradan elde edilecek ek mali kaynağı istihdam yükünün azaltılmasında kullanacağız. Burada arz yönlü bir yaklaşım içindeyiz. Üretken kapasiteyi artırmamız lazım. Kayıt dışı istihdamı cazip hale getirmemiz lazım. Bunun için istihdam üzerindeki yükün azaltılması önemli.”