Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2010 00:00
Türkiye’de en çok istihdam yaratan 13’üncü, İSO’nun en büyük 500 sıralamasında ise 157’nci sırada yer alan toplu yemek şirketi Sofra Grubu’nun Genel Müdürü Yaşar Büyükçetin “Kriz istisnasız tüm sektörleri etkiledi. Krizin nabzını tutuyoruz. Aralıkta ekonomi burnunu kaldırdı. Son 3-4 aydır yüzde 5 artış var” dedi.
TÜRKİYE’nin önde gelen catering (toplu
yemek) şirketi Sofra, her gün 400 bin kişiyi doyuruyor. Türkiye’nin en çok istihdam yaratan kuruluşları arasında 13’üncü, İSO’nun en büyük 500 sıralamasında ise 157’nci olan Sofra Grubu’nun Genel Müdürü Yaşar Büyükçetin, toplu yemek ile ekonominin tabzını da tuttuklarını söyledi. Ekonomik krizin istisnasız tüm sektörleri etkilediğini belirten Büyükçetin, “Bizim sektörümüz de krizden etkilendi. Krizi çok iyi ölçümleyebiliyoruz” dedi. Fabrikalardan iş merkezlerine okullardan hastanelere, kamudan orduya hemen her sektöre hizmet verdiklerini vurgulayan Büyükçetin, “Ülkedeki lider şirketlerinin neredeyse hepsiyle çalışıyoruz. Biz 2009 Aralık ayında ilk kez 13 ay önceki değerlere ulaştık. Aralık ayında kapasite kullanımında yüzde 5 civarında bir artış oldu. 2008 kasımından itibaren gerileme vardı. 2009 Aralık’taki bu artış uçak gibi düşünürsek bir burun kaldırışıdır” diye konuştu.
Krizde yüzde 70 büyüdü2008 kasımından sonra Bursa’da İzmir’de Kocaeli’de çok büyük kayıplar olduğunu hatırlatan Büyükçetin, şunları söyledi: “Bazı yerlerdeki iş kaybı yüzde 50’leri buldu, otomotivde yüzde 50-55, beyaz eşyada yüzde 35 düşüş oldu. Tekstil bitik durumdaydı halen de toparlanamadı. 14 yıllık müşterilerimizin battığını bile gördük. Otomotiv ve beyaz eşyada hem sanayideki hem de yan sanayideki gerileme oldukça yüksekti. O dönem stoklar bitene kadar sürdü. Sonra başlayan üretimle artışa geçildi. Toparlanma kademeli oldu. Biz ise 2009’u yüzde 70 büyümeyle kapattık.”
Dev ihalelerKamuya da yemek verdiklerini belirten Yaşar Büyükçetin, “Sadece Ankara’da Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nde günde 4 bin 500 kişiye hizmet sunuyoruz” bilgisini verdi. Son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) üç önemli ihale aldıklarını belirten Büyükçetin, şunları anlattı: “Balıkesir Ordonat Okulu, Konya Asgari Jet Ana Üssü ve Burdur Er Eğitim Tugayı’nın toplam 60 bin kişilik yemek ihalesini aldık. Bunlar çok büyük rakamlar. Sofra, TSK’dan sonra en fazla tedarik yapan şirket. Bunun yanında Türk Telekom ile Güneydoğu dahil geniş bir coğrafyada çalışıyoruz.”
İyi yemek isteğiŞirketler için yemeğin aslında düşük bir maliyet kalemi olduğunu söyleyen Büyükçetin, yemeğin insan sağlığını ve çalışma motivasyonunu direkt etkilediğini hatırlattı. Kriz döneminde bunun önemini bilen firmalarla da karşılaştığını belirten Büyükçetin, “Örneğin Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, krizin tam ortasında bize gelip ‘Yemekleri nasıl daha iyileştirebiliriz’, dedi. Biz de seçmeli mönü yaptık. Özel aşçılar getirdik, kostümlü canlı müzikli ülke yemekleri günleri düzenledik” diye konuştu.
Türk CEO’lar sağlıklı besleniyor
YAŞAR Büyükçetin Türkiye’de üst düzey yöneticilerin beslenme alışkanlığına ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’de üst düzey yönetim, CEO’lar, çok iyi beslenir. Sağlıklarına çok dikkat ederler. En çok beyaz et, özellikle balık, sebze ve salata tüketiyorlar. CEO ve yönetim kurulu üyeleri diyetisyen kontrolünde yemek yiyor. Kolesterol şeker, tansiyon problemine karşı önlem alınıyor. Bazılarına özel mutfaklar kuruluyor ve VIP aşçıları da bulunuyor.”
Kore’de aşçı yetiştirdi
TÜRKİYE’de faaliyet gösteren Koreli, Japon ve Fransız şirketleri için o ülkelerin geleneksel yemeklerini de hazırladıklarını belirten Yaşar Büyükçetin, şunları söyledi: “Kore’ye belirli sayıda personel gönderip orada eğitim aldırdık. Orada eğitim alanlardan bazıları şu anda baş aşçı, VIP aşçı olarak çalışıyor. Sadece üst düzey hizmet veren özel aşçılarımız var. Yabancı yöneticiler sonuçta farklı bir ülkede çalışıyor. Kendi damak tatlarına uygun mönüler, onların Türkiye’ye adaptasyonunu kolaylaştırıyor. Aşçılarımız Türkiye’de çalışan yabancı yöneticilere özel, Kore, Fransız, Japon, İtalyan yemekleri hazırlıyor.”
Çorba ve pilav mutlaka oluyor et yemeden asla doymuyoruzYAŞAR Büyükçetin, Türkiye’de beslenme alışkanlıklarını şöyle sıraladı:
Türkler genelde karbonhidrat ağırlıklı besleniyor. Soframızda pilav ve çorba mutlaka olacak.
Ayrıca kırmızı veya beyaz et yemeyince çalışanlar doymadıklarını düşünüyor.
Tuzu seviyoruz. Ekmeği çok seviyoruz.
Ancak biz diyetisyenlerle görüşüp dengeli beslenme sunmaya çalışıyoruz.
Öğrencilerin yüzde 40’ı obezTÜRKİYE’deki öğrencilerin çok sağlıksız beslendiğini belirten Yaşar Büyükçetin şunları anlattı: “Devlet okullarında beslenme rezalet durumda. İlk öğretimi kast ediyorum. Biz özel okullara yemek hizmeti veriyoruz. Özel okullarda bu sorun yok. Burada da kapasitemiz yüzde 40 arttı. Çocukların
günlük kalori ihtiyacını karşılayacak mönüler hazırlıyoruz. Kalori ihtiyacının yüzde 30’u sabah, yüzde 50’si öğlen, yüzde 20’si de akşam alınmalı. Fakat devlet okullarında kantinden çok kötü besleniyorlar. Çocuklarda obezite ciddi sorun. 1.5 liraya sucuk ya da döner yiyorlar. Bu fiyata mümkün değil. Tamam öldürmüyor ama 30’lu yaşlardan sonra kalp ve damar hastalıkları ortaya çıkıyor. Şu anda öğrencilerin yüzde 40’ı obez, kız öğrenciler bu aşırı kiloluların yüzde 60’ını oluşturuyor.”