Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler 4’üncü Konferansı kapsamında ilk kez düzenlenen özel sektör forumunda, Türkiye’nin en az gelişmiş ülkelerin kalkınması için elinden geleni yapacağını belirterek, “2012’den itibaren yılda eğitim ve teknik işbirliği için 200 milyon dolar kaynak ayıracağız” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin en az gelişmiş ülkelerde şu anda 2 milyar dolarlık yatırımı bulunduğunu belirterek, “Bunu 2015’te 5 milyar dolara ve 2020’de de 10 milyar dolara çıkaracağız” diye konuştu.
Hiç kimse masum değil
Erdoğan, 10 yılda bir gerçekleştirilen En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na gelişmiş zengin ülkelerin temsilcileri yeterli ilgiyi göstermediği konusunda sitem ederken, bugün ülkelerin ve halkların artık sınır tanımayan çevre, yoksulluk, terör ve göç gibi sorunları olduğuna dikkat çekti.
“Bu tür küresel sorunları ilgi alanları dışında bırakanlar hem kendi halklarının geleceğine, hem dünyanın geleceğine haksızlık ediyor” diyen Erdoğan, “Yoksulla empati kurmak dünyadaki her liderin, her zenginin yapması gereken eylemdir. Günlük harcaması 1.25 doların altında on milyonlarca insanın bulunduğu bir dünyada açık söylüyorum hiç kimse masum değildir ve olamaz” dedi.
Krizi doğru okuyamazsak
“Ülkelere baktıklarında sadece madenleri, petrol kuyularını görenler o ülkelerin halkları nezdinde ciddi bir güven bunalımı oluşturuyorlar” diyen Erdoğan, çifte standartlarla tarafsızlık duygusunun tahrip edildiğini vurguladı. Bu arada son yaşanan küresel krizi, “öncü sinyal’ olarak nitelendiren Erdoğan, “Küresel finans krizinden gereken mesajları krizi doğru okuyamazsak asıl sarsıntının tahribatı çok daha büyük olacaktır” diye konuştu. Bu arada Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki son gelişmelere de değinen Erdoğan, “Olaylar karşısında uluslararası toplum başarılı bir sınav verememiştir. Bosna’da Kosova’da yaşananların Sudan, Filistin’de yaşananların batı vicdanında açtığı yara daha iyileşmeden aynı şekilde Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananlar vicdanlara leke olarak düşmüştür” dedi.
Kızılderili sözüyle mesaj
“Bu toplantı yeni bir dünyanın anlayışın kapılarını aralayacaktır” diyen Erdoğan, konuşmasını bir Kızılderili sözüyle (Kızılderili Şef Seattle’ın 1853’teki bir konuşmasında kullandığı) sözlerle tamamladı: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
Türkiye terörle mücadele ediyor yalnız bırakılıyor
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye, teröre ve terör örgütüne karşı çok kararlı bir mücadele verirken, bu mücadelesinde yalnız bırakıldığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bugün hala, Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermeyen, mücadele için istekli davranmayan, hatta terör örgütüne destek sağlayan ülkeler olduğunu biliyoruz. 11 Eylül saldırıları, ABD’ye olduğu kadar, insanlığa da saldırıdır. Paris’e, Madrid’e, Londra’ya yönelik saldırılar, tüm insanlık değerlerine saldırılardır. Biz Türkiye olarak, teröre bu nazarla bakarken, ülkemize yönelik saldırılara sessiz ve tepkisiz kalınması son derece manidardır. Bazı teröristler ve terör örgütleri üzerinden, İslam dünyasına toptancı önyargı sergileniyor. Terörist ve terör örgütleri arasında, ayrım yapmıyoruz, terörü insanlık suçu görüyoruz. Ancak, bazı teröristler ve terör örgütleri üzerinden, tüm Müslümanları töhmet altında bırakmak, adı Hasan, Ahmet, Mustafa ve benzerleri olan kişilere potansiyel terörist tavrı takınmak, en az ırkçılık kadar, en az anti semitizm kadar tehlikelidir.”
EXPO 2020 yarışı için İzmir’e destek istedi
BAŞBAKAN Tayip Erdoğan, 50’ye yakın devlet başkanı ve çok sayıda bakanın yer aldığı toplantıdaki konuşmasında İzmir’in EXPO’ya yeniden talip olduğunu duyurdu. Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin 30 Nisan- 31 Ekim 2010 tarihlerinde dünya sergisine yani Expo’ya ev sahipliği yapmak üzere İzmir kentini aday gösterdiğini memnuniyetle belirtiyorum. Serginin teması ‘Daha iyi bir dünya için yeni yollar. Herkes için sağlık’ olarak belirlendi. Bu şekilde BM Bin yıl hedeflerine ulaşmaya katkıda bulunmayı hedefliyoruz İzmir’in ikinci kez talip olduğu adaylığına desteklerinizi bekliyorum.”
Türkiye’de yoksul nüfus azaldı
BAŞBAKAN Recep Tayip Erdoğan, Türkiye’ki gelişmeleri de katılımcılara anlatırken, şu rakamlara dikkat çekti: “Türkiye’de 2002 de gıda artı gıda dışı yoksulluğun toplam nüfusa oranı yüzde 27 idi. Bu da yaklaşık 18 milyon kişiye tekabül ediyordu. Son araştırma 2009’da yapıldı. Yoksulların toplam nüfusa oranı yüzde 27’den yüzde 18’e geriledi. Nüfus artışına rağmen rakamın da 12 milyon 750 bin kişiye gerilediğini görüyoruz. 2006’dan itibaren günlük harcaması 1 doların altında kalan yoksul insanımız kalmadı. Günlük harcaması 4,3 doların altında kalanların oranı 2002’de yüzde 30 idi. Yüzde 4 e kadar çektik.”
Deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, zirevede “Halklarımızın zengin olmasını istiyorsak, girişimciliğin önünü açmalıyız. Bu konuda deneyimlerimizi her zaman paylaşmaya hazırız” dedi. 1990’larda dünya ticareti 3 trilyon dolar iken 2010 yılında 16 trilyon seviyesine geldiğini, 1971 yılındaki 21 olan en az gelişmiş ülke sayısının ise bu küreselleşmeyle birlikte 48 artı 1’e çıktığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Yoksullukla mücadelenin tek yolu girişimciliğin önünü açmaktan geçiyor. Türkiye bu konudaki deneyimlerini az gelişmiş ülkelere paylaşmaya hazır. TOBB olarak son yıl itibariyle 50 ülkede girişimcilik üzerine eğitim verdik” diye konuştu. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, özgürlükleri artırmak, iktisadi ve siyasi reform sürecini tamamlamak suretiyle en az gelişmiş ülkelere daha iyi örnek olmanın Türkiye’nin sorumluluğu olduğunu kaydetti.
Kent: Kalkınmada özel sektör ile işbirliği şart
KONFERANSA katılan Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent, fakirliğin ortadan kaldırılması ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi için, işbirliklerinin şart olduğunu ve bunda özel sektörün en az gelişmiş ülkelere yapacağı yatırımların önemine dikkat çekti. Kent konferansın ana otorumunda yatığı konuşmada “Dünyada en az gelişmiş 48 ülkeye yapılan doğrudan yatırım miktarı 30 milyar dolar. Bu, buradaki farsatlarla örtüşen bir miktar değil. 2050’de bu ülkelerin nüfusu 2 milyarı aşacak. İş çevreleri, sivil toplum kuruluşları ve hükümetler arası işbirliğinin artırılması gerekiyor. Ben buna altın üçgen diyorum” dedi.