Güler Sabancı MIT öğrencilerine liderliği anlattı

Güncelleme Tarihi:

Güler Sabancı MIT öğrencilerine liderliği anlattı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2009 11:27

Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Massachusetts Institute of Technology (MIT) öğrencilerine liderlik semineri verdi ve Sabancı Holding'in ortaya çıkışını, gelişimini ve kurumsallaşmaya verdiği önemle 21. yüzyılın koşullarına nasıl hazırlanıp uyum sağladığını anlattı.

Washington'da Sabancı Üniversitesi'nin Brookings Enstitüsü ile birlikte düzenlediği Sakıp Sabancı Konferansının ardından Boston'a gelen Güler Sabancı, Massachusetts Institute of Technology'nin (MIT) en az 12 yıllık iş tecrübesi olan üst düzey yöneticilere yönelik bir yıllık yoğun master programı olan “İnovasyon ve Küresel Liderlik” (Sloan Fellows) programı öğrencilerine liderlik semineri verdi ve sorularını yanıtladı.

Güler Sabancı konuşmasında, Sabancı Holding'in ortaya çıkışını, kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik üzerinde durarak 21. yüzyıla ve koşullarına nasıl hazırlandığını, Holding'i dönemlere ayırarak detaylı bir şekilde anlattı.

Aile şirketi olarak 21. yüzyılın değişen koşullarına uyum sağlamanın önemine işaret eden Güler Sabancı, Sabancı Holding'in Türkiye'nin ikinci büyük özel şirketi olduğunu ve aynı zamanda büyük sosyal sorumluluklar taşıdığını anlattı.
Güler Sabancı konuşmasında, dedesi Hacı Ömer Sabancı'nın girişimciliği ve büyük öngörüsüyle Adana'da geliştirdiği aile işini, daha sonra Akbank'ı ve Bossa'yı kurmasını, onun ölümünün ardından 33 yaşında işin başına geçen Sakıp Sabancı'nın 38 yıl işe ve aileye liderlik yaptığını söyledi. Bu dönemin 30 yılını “kardeşler dönemi” olarak adlandıran Güler Sabancı, bu dönemde 5 kardeşin hep birlikte Sakıp Sabancı'nın liderliğinde işi nasıl büyüttüklerini, 1974'de işin merkezini Adana'dan İstanbul'a taşıdıklarını, pek çok iş koluna girerek nasıl başarı kazandıklarını, örnekler vererek anlattı. Güler Sabancı, 30 yıllık dönemde şirketin büyüdüğünü ve 11 ülkede 34 bin işgücüyle uluslararası iş yapan büyük bir holdinge dönüştüğünü söyledi.

KURUMSALLAŞMA ÇALIŞMALARI

Ailede peş peşe yaşanan ölümlerin Sakıp Sabancı'nın holdingin yönetiminin daha fazla kurumsallaşması gereği üzerinde durmasına yolaçtığını anlatan Güler Sabancı, Sakıp Sabancı'nın holdingi yeni nesillere aktarabilmek için 1995-96'larda “McKenzie çalışmaları” olarak bilinen kurumsallaşma çalışmalarına başladığını anımsattı.

Güler Sabancı, Sakıp Sabancı'nın bu çalışmaları başlattığı son 8 yılını ise “kurumsallaşma arayışı dönemi” olarak adlandırdığını söyledi. Kurumsallaşma çalışmalarının kendilerine “aile işleri ile iş meselelerini birbirinden ayırmaları gereğini” gösterdiğini belirten Sabancı, “önceliğin iş olduğunu” söyledi. Güler Sabancı “Aile için doğru olan bir şey ille de iş için iyi olmayabilir ama iş için iyi olan bir şey kesinlikle aile için de iyidir” dedi.

Güler Sabancı, Sakıp Sabancı'nın 2004 yılında ölümünün ardından iki amcasının 3. kuşak olarak kendisini holdingin başına seçmelerinin, kendi içinde son derece belirleyici bir karar olduğunu söyleyen Sabancı, Holding için yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Sabancı, amcası Sakıp Sabancı'yla uzun bir dönem çok yakın çalıştıklarını ve Sakıp Sabancı'nın, son 8 yılında kurumsallaşma çalışmalarının içinde olduğunu anımsattı.

“BEN SAKIP SABANCI DEĞİLİM”

Güler Sabancı, işi devraldığında ailenin yıllardır başı olan merhum Sakıp Sabancı olmadığını söylediğini belirterek şöyle konuştu:
“Sakıp Sabancı hem ailenin hem de şirketin başıydı, o yüzden başa geldiğimde ilk söylediğim şey (Ben Sakıp Sabancı değilim, Sakıp Sabancı'nın yerini almıyorum, benim Sakıp Sabancı olmamı beklemeyin, çünkü olamam. Bu hem ona hem bana haksızlık olur, ben sadece onun işini devralıyorum) demek oldu” diye konuştu.

Güler Sabancı, kendisinin başa geçtiği kurumsallaşmaya geçiş döneminde ise önce bundan sonra hissedar olarak tanımlanacak ailenin ve profesyonellerin rollerini birbirinden nasıl ayırdıklarını, bu rolleri nasıl tanımladıklarını ve şirket için nasıl yeni bir strateji, yol haritası ve yönetici kadrosu oluşturduklarını anlattı. Bu yol haritasının oluşması için “Arama Konferansları” düzenlediklerini belirten Sabancı, Sabancı Üniversitesinin oluşum aşamasında da aynı yönetimi kullandıklarını ve yine başarı sağladıklarını söyledi.

“8 İŞ KOLUNDAN 5'E İNME KARARI ALDIK”

Güler Sabancı bu yeni strateji kapsamında 8 iş kolundan 5 iş koluna inme ve daha fazla odaklanma kararı aldıklarını, eskiye göre daha farklı roller üstlenen ve eşgüdüme odaklanan yeni bir üst yönetici (CEO) anlayışına gittiklerini ve girişimciliğe önem verdiklerini bildirdi.

Sabancı, bu 5 iş kolunu “perakende, bankacılık-sigortacılık, enerji, çimento sanayi ve otomobil sektörü” olarak sıraladı. Bu yeni stratejik kararların rakamlara bakıldığında Sabancı Holding'e yarar getirdiğini söyleyen Güler Sabancı, Holding'in yıllık yüzde 20 oranında büyüdüğünü, gelirlerinin 8,6 milyar dolardan 14 milyar dolara çıktığını belirtti.

Sabancı “işin sürdürülebilirliğinin ve kalıcılığının” da son derece önemli olduğunu anlattığı konuşmasında, 10-15 yıllık iş planları yapmanın, dünyadaki eğilimleri ve stratejik fikirleri yakalamanın son derece önemli olduğunu belirtti.
Güler Sabancı, konuşmasının sonunda, aile şirketlerinin, özellikle kriz zamanlarında uzun dönemli düşünebilme yetilerinin son derece büyük avantaj olduğuna da işaret etti.

Sabancı, lider olabilmenin en önemli özelliklerini ise “vizyon sahibi olmak, disiplinli, bütünlüğünü koruyabilmek ve samimiyet” olarak sıraladı.

SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYOR

Güler Sabancı konuşmasının sonunda, öğrencilerden gelen pekçok soruya da yanıt verdi. Aile şirketlerinin ayakta kalmasıyla ilgili bir soru üzerine Sabancı, dünyada 3. kuşakta ayakta kalabilen büyük şirketlerin oranının yüzde 5 olduğunu, Sabancı Holding'in de hedefinin bu olduğunu, o yüzden profesyonelliğe büyük önem verdiklerini söyledi.
Sabancı, siyasete girme düşüncesi olup olmadığının sorulması üzerine gülümseyerek “Bu basit sorunun basit yanıtı var, hayır” dedi. Şu an yaptığı işten büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Sabancı, zamanı geldiğinde de emekli olmak istediğini söyledi.

Sabancı, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzerine, süreci desteklediğini, süreç biraz yavaşlamış olsa da Türkiye'nin kesinlikle bu yolda yürümeye devam etmesi gerektiğini vurguladı. Güler Sabancı, Türkiye'nin AB üyeliğinin ülke açısından faydalı olacağı gibi, AB'nin Türkiye'nin katılımının kendisine faydalı olacağını görmesi gerektiğine de dikkati çekti.

Soruların ardından MIT öğrencilerinden Şilili Carlos Munoz Güler Sabancı'ya, MIT öğrencileri adına teşekkür ederek bir plaket verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!