Güncelleme Tarihi:
DAHA TEMİZ, DAHA GÜVENLİ
GREENPEACE’in geçtiğimiz yıllarda Avrupa Birliği, Almanya, Çin ve Amerika için hazırladığı Enerji Devrimi Senaryosu, bu kez Türkiye için hazırlandı. Rapor, Türkiye’nin enerji politikalarında şu anda izlenilen yolu referans senaryosu olarak ele alıyor ve Enerji Devrimi senaryosu olarak nitelendirilen önerileri aynı ekonomik etmenler, aynı GSYİH ve nüfus artış öngörüleri çerçevesinde karşılaştırıyor. Türkiye’nin, dünya çapında hızlanan yenilenebilir enerji yatırım akımına katılmak için az zamanı kaldığını söyleyen Greenpeace Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kampanyası Direktörü Sven Teske, “Kömürlü termik ve nükleer santrallerin yakıtları çoğunlukla yurtdışından gelirken, yenilenebilir enerji santralleri enerji bağımsızlığı sağlıyor. Türkiye, kirli ve tehlikeli enerji yatırımlarından vazgeçerek, temiz, daha güvenli ve bağımsız bir yol izleyebilir” şeklinde konuşuyor. Raporda, Türkiye’de enerji için gereken yakıtın yüzde 88’inin ithal edildiği ve bunun önemli bölümünü elektrik üretimi ve ısıtma amaçlı doğalgaz kullanımının oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Mevcut kömür politikalarına yönelik ise raporda şunlar kaydediliyor: “2023 hedeflerinden biri 18 bin 500 MW kömür santrali inşa etmek ve kurulması beklenen 90 proje mevcut. Ancak bu projelerin 34 tanesi ithal kömüre dayalı. Türkiye, planlanan ithal kömürlü termik santraller ve enerji verimliliği ile yenilenebilirlere bu kadar az önem verilmesi nedeniyle enerjide dışa bağımlı kalacak.”
EN UCUZU RÜZGAR
Nükleer enerji konusunda ise Türkiye’nin Rusya ve Japonya ile imzaladığı anlaşmalara işaret edilerek, “Nükleer tesis anlaşması uzun vadeli elektrik aılm anlaşması ile birlikte imzalandı. Anlaşma, kilovatsaat başına 12.35 dolar sent olmak üzere 15 yıllık alım garantisi sunuyor. Bu miktar, şu anki elektrik fiyatlarından yaklaşık yüzde 40-50 daha yüksek” deniliyor. Referans senaryoda Türkiye’nin enerji talebinin 2050’ye kadar yüzde 92 arttığı kaydedilirken, Greenpeace’in enerji devrimi senaryosunda ise enerji talebinin halihazırdaki tüketime kıyasla yüzde 25 gibi çok daha düşük bir oranda artacağı öngörülüyor. Rapora göre, Türkiye’nin daha az büyümesi öngörülen enerji talebini karşılamak için nükleer santral kurmasına ve yeni bir kömür madeni açmasına ihtiyacı yok. Türkiye’nin ekonomik gelişimi için öngörülerin fazla iyimser olduğunu kaydeden Sven Teske, dolayısıyla enerji ihtiyacının da öngörülenden daha az olacağını ifade ediyor. Fosil yakıtların bedelleri artarken, yenilenebilir enerji bedellerinin azaldığına dikkat çeken Teske, bugün dünya genelinde en ucuz elektrik üretim kaynağının rüzgar olduğunu söylüyor. Nükleerin ise artık en pahalı teknoloji olduğunu dile getiren Teske, “Yenilebilir enerjide maliyetler sürekli düşüyor. Nükleer, rüzgara göre 5-6 kat daha pahalı hale geldi. Bugün ABD’de en ucuz rüzgar çiftlikleri 3 dolar sente enerji üretiyor. Güneş enerjisindeki maliyetler ise son 2-3 yılda yüzde 60 düştü. Gelişen ülkelerde güneş ve rüzgar enerjisinin payı hızla artıyor. Çünkü bu enerji kaynakları hem enerji talebine kısa sürede yanıt veriyor. Hem de yerel ekonomiye katkı sunuyor. Fosil piyasasına bağımlılık kalkıyor” şeklinde konuşuyor.
Bilim kurgu değil,
uygulanabilir
YENİLENEBİLİR enerjilerin hem istihdam yarattığını, hem de maliyet düşürdüğünü vurgulayan Greenpeace Akdeniz Finans Kampanyaları Sorumlusu İbrahim Çiftçi ise “Yenilenebilir enerji bilim kurgu değil. Çin’de, Almanya’da, Amerika’da, İskandinavya’da ve Japonya’da, şu anda Türkiye’de uygulanabilir modeller bulunuyor. Yenilenebilir enerji, Türkiye’nin büyüyen ekonomisinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için en doğru teknoloji” diyor. Dünyada yenilenebilir enerjiye bir geçiş olduğunu ve yenilenebilir enerji maliyetlerinin de son on yılda bir düşüş seyrinde olduğunu belirten Çiftçi, “Türkiye’de şu anda 88 kömür santral projesi, iki tane de nükleer santral projesi var. Türkiye bir yol ayrımında: Geleceğin teknolojisinde mi ilerleyecek yoksa geçmişin takipçisi mi olacak? Biz bu raporda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin payının arttırılarak Enerji Devriminin gerçekleştirilebileceğini ispatlıyoruz” diyor.
Nükleer hep
sorgulanacak
RAPORUN önsözünü kaleme alan eski Ekonomi Bakanı Kemal Derviş, nükleer enerjiyle ilgili “Nükleer enerji etrafındaki güvenlik endişeleri ciddi bir biçimde azaltılmadığı sürece ve radyoaktif nükleer atıkların uzun süreli depolanma problemi çok daha ikna edici bir şekilde çözülmediği sürece, nükleer enerji, sürdürülebilir enerji geleceğinin sorgulanan bir parçası olarak kalacak. Bu konuda tartışmalar devam edecek ancak ilginç ve önemli olan, enerji devrimi senaryosunun önerisi, Türkiye’nin ihtiyacını nükleer enerji olmadan karşılayabilecek oluşu” yorumunu yapıyor.