Güncelleme Tarihi:
GEÇTİĞİMİZ hafta 2.73 lirayı da aşarak tarihi zirvesine çıkan dolar kuruna karşı bu çarşamba günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı gündemini önceden açıklayan Merkez Bankası ne yapacak? Mart toplantısında Merkez Bankası faizde üst sınırı yüzde 10.75’te, alt sınırı yüzde 7.25’te, politika faizini ise yüzde 7.5’te sabit tutmuştu. Piyasa uzmanları açıkçası nisan toplantısında da faizlerde bir değişiklik beklemiyor. Gündeminde açıkladığı gibi ‘döviz depo piyasası faiz oranlarında ölçülü bir indirim’, ‘Türk lirası zorunlu karşılık oranlarına ödenen kısmi faiz oranlarında ölçülü bir artış’ öngörülüyor. Doların rekoruna karşı faiz artırımı seçeneği ise hiçbir şekilde masada değil.
POLİTİK NEDENLER
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı sert eleştirmesiyle başlayan, ardından ekonomi yönetiminin yaklaşan seçimler sonrasında görev başında olmayabileceğine ilişkin endişelerle devam eden Türk Lirası’ndaki değer kaybı seçimin yaklaşması ve yeni gerilimler yaratmasıyla daha da güçlendi. Merkez Bankası’nın dolardaki yükselişe göz yummak gibi bir seçeneğinin olmadığına dikkat çeken Citibank raporunda ise Merkez Bankası’nın politik nedenlerle faiz artıramayacağı ve nispeten düşük rezervler nedeniyle agresif döviz satışının da bir seçenek olmadığına vurgu yapıldı. Türk Lirası yılbaşından beri dolar karşısında yüzde 13’e yakın değer kaybı ile yolsuzluk sorunlarıyla uğraşan Brezilya’nın para birimi realin ardından en çok değer kaybeden ikinci para birimi konumunda.
ELİNDE 3 SİLAHI VAR
Reuters’e konuşan analistler TL’deki değer kaybının devam etmesi halinde Merkez Bankası’nın ana görevi olan fiyat istikrarına ilişkin risklerin daha da belirginleşebileceğini, ve TCMB’nin enflasyon için yüzde 5.5 olarak açıkladığı tahminini yukarı revize etmek zorunda kalacağını belirttiler. Merkez Bankası’nın Türk Lirası’ndaki değer kaybını azaltmak için mutlaka bir adım atması gerektiğini belirten BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ, TL’deki değer kaybının yaklaşık 1.5 puanlık ek enflasyon maliyeti olarak yansıyacağını kaydetti. Altuf “Etkisi tartışılabilecek birçok mini adımı dışarıda bırakırsak Merkez’in üç tane etkili silahı var. Bunlardan birincisi faiz artırmak. Seçim öncesi bu ihtimalin düşük olduğunu söylemek büyük bir tahmin olmayacaktır. İkinci seçenek döviz rezervini kullanarak müdahale. Fakat burada da net döviz rezervinin 35 milyar dolara gerilediğini unutmamak gerekiyor. Diğer bir ifadeyle net cephanemiz sınırlı” dedi. Son ve kısa vadede kullanılması en muhtemel olanının likidite yönetimi seçeneği olduğunu söyleyen Altuğ, “Merkez Bankası yaklaşık 55 milyar TL’lik fonlama yapıyor. Merkez Bankası’nın yüzde 7.5’ten verdiği haftalık fonlamayı azaltarak piyasa faizlerinin yükselmesini beklemek en mantıklı yaklaşım gibi gözüküyor” diye konuştu.