Güncelleme Tarihi:
EKONOMİ muhabirliğine başladığım ilk yıllarda heyecanla izlediğim birkaç isimden biridir Hüsnü Özyeğin. İlk tanıdığımda Pamukbank Genel Müdürü’ydü. Daha sonra “yöneticilikten patronluğa geçenler” dizilerimizin ana kahramanlarından biri ve en başarılısıydı. Banka sahibi oldu, kurduğu Finansbank’ı Yunanlara rekor fiyatla sattı.
Bugün Türkiye’nin en zenginlerinden. Girişimcilik konusunda bir “guru”. Bu nostaljik girişin nedeni de Özyeğin’den yeni fısıltılar. Özyeğin’in bugün farklı sektörlerde 30’a yakın şirketi var. Yeni girdiği alanlardan biri de sağlık.
‘SAĞLIKLI’ ADIMLAR
Özyeğin, kalp ve kanser alanlarında haklı bir ünü bulunan Florance Nightingale Sağlık Grubu’nun yüzde 50 ortağı. Grubun yöneticileri geçen günlerde dünyada özellikle kalp alanında ünü bilinen Cleveland’la görüştü. Türkiye’de ofisi bulunan ünlü klinik, Londra’ya hastane kurma çalışmaları nedeniyle henüz Türkiye’ye böyle bir yatırımın stratejisini belirlememiş. Yani Florance Nightingale ile böyle bir işbirliği henüz netleşmemiş. Ancak bu görüşme, grubun sağlıkta önemli adımlar atacağının sinyali.
HSBC’Yİ İSTİYOR
Özyeğin, Türkiye’de satışa çıkan HSBC’ye de talip. ING ve TEB’in de ilgilendiği HSBC’yi almak için görüşmeler sürüyor. Finansbank’a da talip olan, ancak rakamlar büyüyünce geri çekilen Özyeğin, 300’e yakın şubesi olan HSBC’yi alırsa, 17 ilde 68 şubesi olan Fiba Bank, Türkiye’nin en büyük bankalarından biri olacak.
Anlayacağınız hem sağlıkta hem bankacılıkta, ileride birer Finansbank olması muhtemel şirketler Özyeğin’in garajına çekilmiş durumda. Her hamlede servetini katlamayı başaran Hüsnü Özyeğin’in durmaya niyeti yok.
Yakın bir arkadaşımdan söz ediyorum. Ancak o yalnız değil. Bugün Rusya’da karma evlilik yapmış ve sayıları yüz binleri bulan Türk ve Rusların endişesi bu. Türkiye’de yaşayan Rusların sayısının ise resmi olmayan verilere göre 500 bin civarında olduğu söyleniyor.
BAŞKANLAR DEVREDE
Rusya’da önemli işler yapan bir işadamıyla konuşuyorum. Oldukça endişeli. Arabulucuk yapmak için birçok devlet başkanının devrede olduğunu söylüyor. Bu devlet adamlarını ABD Başkanı Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Holland, Kazakistan Başkanı Nazarbayev, Azerbaycan Başkanı İlhan Aliyev, Türkmenistan Başkanı Kurbankulu Berdimuhammedov olarak sıralıyor. Sadece devlet başkanlarının değil, birçok şirketin de Putin’i ikna etmeye çalıştığını ekliyor.
BASKI ARTIYOR
Konuştuğum işadamı Türkiye’nin en büyük sanayicilerinden biri. Sadece yurtiçinde değil yurtdışında da yatırımlar yapan büyük grubun en tepesindeki isim. Söz verdiğim için adı bende saklı ancak söyledikleri çok önemli. Daha geçen yıl Rusya’da önemli bir yatırım yapmıştı, “Türk mallarına karşı mahalle baskısı artıyor. Fabrikaların taşınması bile gündemde” diyor. Siyasetteki gerilim en çok iş dünyasını etkilemiş durumda.
ŞARIK TARA GİDİYOR
Rusya’da yaptığı büyük yatırımlar ve devlet yetkilileri ile yakın ilişkisiyle tanınan Enka Holding’in Onursal Başkanı Şarık Tara’nın Ocak ayında Rusya’ya giderek görüşmeler yapacak olması, gelişmeleri heyecanla bekleyen iş dünyası için olumlu haberlerden biri...
Türk şirketlerinin 15 yıldır 62 milyar dolar taahhüt gerçekleştirdiği, Zorlu, Enka, Anadolu Grubu, Koç, Şişe Cam, Eroğlu Giyim, Ant Yapı, Rönesans, Alarko gibi büyük grupların faaliyet gösterdiği Rusya pazarı, Türkiye için göz ardı edilecek gibi değil.
Elbette krizin bedeli sadece ekonomik olmayacak. Parçalanan aileler, işsiz kalanlarla önümüze daha ciddi insani bir faturası da çıkıyor, çıkacak...
Satış değil stratejik işbirliği!
Geçen hafta sigorta sektöründe Acıbadem Sigorta ve Aksigorta ile ilgili çok konuşulan bir kulisi aktarmıştım. Aksigorta’dan bir açıklama geldi. Yapılan görüşmeler satış değil işbirliği görüşmeleriymiş. Açıklamada şu önemli bilgiler var:
“Her iki şirket, çeşitli işbirlikleri için görüşme halindedir. Sigorta sektöründe tüm branşlarda yenilikçi yaklaşımıyla istikrarlı büyümesini sürdüren Aksigorta, 2016 yılında sağlık branşında da hızlı büyüme hedefindedir. Acıbadem Sigorta ile halen devam eden işbirliği görüşmeleri de bu iddialı hedeflerin bir adımıdır. Yakın zamanda resmi olarak duyurusunu gerçekleştirmeyi planladığımız stratejik işbirliği sektörde bir ilk olma özelliği taşımaktadır.”
Bir ihale, iki Mehmet ağır fatura!
özelleştirme’nin zirve yaptığı 2010 yılı. 4 önemli enerji ihalesinde verilen teklifler parmak ısırtıyor.
-Boğaziçi Elektrik Dağıtım: 1 milyar 990 milyon dolar
-Gediz Elektrik Dağıtım: 1 milyar 920 milyon dolar
-AYEDAŞ Elektrik Dağıtım: 1 milyar 813 milyon dolar
-Başkent Dogalgaz 1 milyar 211 milyon dolar.
Toplamda 7.9 milyar dolar. İşin ilginç yanı 4 ihaleye de bu yüksek teklifleri veren ise aynı şirket. Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet ile Mehmet Kazancı’nın ortaklaşa kurduğu MMEAK.
İhale sonuçları kesinleşince iki ortak, para bulmak için harekete geçiyor. Ancak anlaşılan hiç hazırlık yapmamışlar.Tam bu aşamada rivayet odur ki ortaya daha önce açıklanmayan sürpriz üçüncü bir ortak çıkıyor ve hisse kavgasıyla büyü bozuluyor.
GİDEN GİDENE
Başkent Gaz ödemesi yapılmayınca, ihale iptal ediliyor. 100 milyon TL’nin üzerinde teminat yanıyor. Derken iki ortağın birbirlerine karşı açtığı davalar, suçlamalar, icra işlemleri bir birini izliyor. Giden sadece 100 milyon TL olsa iyi. O günden sonra iki Mehmet için de hayat iyice zorlaşıyor.
Türkiye’nin en zengin işadamları listesinde yıllarca hep üst sıralarda olan Mehmet Emin Karamehmet, Pamukbank’ı TMSF’ye devrettikten, Yapı Kredi’yi Koç Grubu’na sattıktan sonra 2013’te ikinci bir el koyma furyasıyla karşılaşıyor.
Show TV’nin Ciner’e satışı iptal edilince kanal yeniden TMSF’ye geçiyor. Akşam Gazetesi, 360 ve Digitürk’e de TMSF alacaklarını teminen el koyuyor. Karamehmet 2014’te tüm medya grubunu TMSF kontrolünde yeni sahiplerine devretmek zorunda kalıyor. Bununla da bitmiyor. Turkcell’in kontrol hisselerini elinde tutmasına rağmen yönetimi kamuya bırakmak zorunda kalıyor. Karamehmet, sanayi kuruluşu BMC’yi de yitiriyor.Şimdi elde sadece Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Genel Enerji var. O gün bugündür ortalarda görünmeyen Karamehmet’in geçtiğimiz hafta tekrar gündeme gelme nedeni ise hakkında verilen hapis cezası. Karamehmet, Pamukbank Yönetim Kurulu Başkanı olarak 417 milyon TL’yi zimmetine geçirdiği, yani şirketleri arasında “back to back” kredi verdiği iddiasıyla, 7 yıl 1 ay 16 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezanın kesinleşip kesinleşmediği Yargıtay sürecinde belli olacak.
PROJE BÖLÜMÜ BOŞ
İhale öncesi aile şirketi Kazancı Holding’ten ayrılan Mehmet Kazancı’ya gelince... Tekstilkent’teki ofisinde şimdilik yeni yatırım planları yapıyor. 2014’te açılan mmeak.com.tr internet sitesinde projeler bölümü şimdilik boş ama Mehmet Kazancı “Başkan’dan Mesaj” bölümünde şunları söylüyor:
“Enerji sektörüne dair geliştirdiğimiz vizyon, çalışma disiplinimiz yolumuzu aydınlattı; kurduğumuz ortaklıklar ufkumuzu genişletti; öncü olma arzumuz ve hayal gücümüz ilham kaynağımız oldu. Yıllar süren tecrübeyle kat ettiğimiz bu uzun mesafeyi yolculuğumuzun başlangıcı olarak görüyoruz ve yine uzun yıllar sürecek bu yolculukta sağlam adımlarla hizmet etmeyi amaçladığımız Türkiye ekonomisiyle birlikte gelişip büyümeye devam edeceğiz.”
İki Mehmet’in hikâyesinde 2010 yılındaki o ihale adeta bir dönüm noktası oldu. Ancak her ikisi, ağır bir bedel ödeseler de yaşananlar bugün hala gizemini koruyor. Bakalım sır perdesi tamamen ne zaman aralanacak?