Gözler kritik kararda! Euro ne tepki verebilir?

Güncelleme Tarihi:

Gözler kritik kararda Euro ne tepki verebilir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2022 13:16

Avrupa Birliği enerji kriziyle boğuşurken, piyasalar yarın açıklanacak Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararına kilitlendi. Beklentiler ne yönde? Euro ne tepki verebilir? ECB bu şartlar altında faiz artırmalı mı? Stratejist Yusuf Kavak tüm senaryoları hurriyet.com.tr’ye değerlendirdi.

Haberin Devamı

Küresel piyasalar, haftaya Avrupa’da derinleşen enerji kriziyle başlarken; risk iştahı da baskılandı. Zayıf seyrini sürdüren Euro, bugünkü işlemlerde dolar karşısında 0,9877 seviyesine kadar gerileyerek 20 yılın en düşük seviyesini gördü. Avrupa’da enerji fiyatları hafta genelinde sert dalgalandı. Rus enerji şirketi Gazprom, geçtiğimiz cuma günü Kuzey Akım boru hattından Avrupa’ya doğalgaz sevkiyatının belirsiz bir süreliğine durdurulduğunu açıklamış; şirket yaptığı yazılı açıklamada ise, 31 Ağustos'ta bakıma alınan ve tekrar faaliyete geçmesi beklenen Kuzey Akım'daki bir türbinde arızaların tespit edildiğini belirtmişti.

Avrupa'daki enerji krizi, bölge ekonomisine yönelik endişeleri artırırken; büyüme rakamlarında yavaşlamaya ve enflasyon üzerindeki baskıya dair tehditleri yükseltti. Enerji fiyatlarının artmasıyla enflasyondaki tırmanışın sürmesi beklenirken; diğer taraftan da resesyon endişeleri yükseliyor. Böyle bir ortamda Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), faiz artırımlarında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu… ECB’nin faiz kararı perşembe günü Türkiye saati ile 15:15’te açıklanacak. Ekonomistlerin 50 baz puan, 75 baz puan ve 100 baz puan artırım gibi beklentileri oluşurken; piyasa fiyatlamalarına bakıldığında 75 baz puan faiz artışının gerçekleşme ihtimali daha olası görünüyor.

Haberin Devamı

Faiz artırımlarının öncelikli olarak yükselen enflasyon ve büyüme rakamları üzerindeki etkisi takip edilecek. ECB'den beklentilere paralel bir faiz artırımı gelmesi halinde, önceden fiyatlandığı için piyasalarda sert hareketler beklenmiyor. Ancak, beklentilerin üzerinde bir faiz artırımı gerçekleşirse, küresel borsa endekslerinde risk iştahı yavaşlayabilir ve dolayısıyla değer kayıplarına şahit olabiliriz. Euro ise, nispeten güçlenebilir. Avrupa'da işlerin daha da kötüleşebileceği bir senaryoda da Euro'da değer kayıpları derinleşebilir.

Avrupa Merkez Bankası’nın en son toplantısı 21 Temmuz tarihinde yapılmış olup; banka 11 yıl aradan sonra ilk defa faiz artırımına gitmişti. ECB temmuz toplantısında piyasa beklentilerinin de üzerine çıkarak, 50 baz puanlık faiz artışı yapmış ve böylelikle negatif faiz dönemine son vererek faizi yüzde 0 seviyesine çekmişti.

Haberin Devamı

ENFLASYONDA YÜKSELİŞ SÜRÜYOR

Avrupa Birliği (AB) ve Euro Bölgesi'nde enflasyon rakamları yükselişini sürdürüyor. Buna göre; 19 üye ülkeli Euro Bölgesi'nde ağustos ayı enflasyonu, yıllık bazda yüzde 9,1 seviyesine yükselerek tarihi rekorunu tazeledi. Euro Bölgesi enflasyon kayıtları 1997 yılından itibaren tutulmaya başlanırken; bu rakam kayıtların tutulmaya başlandığından bu yana en yükseği… 27 üye ülkeli Avrupa Birliği'nde ise, yıllık enflasyon temmuz ayında yüzde 9,8 olarak gerçekleşti.

Enflasyondaki yükselişte, temel gıda ve enerji ürünlerindeki artış öne çıkıyor.

ECB BU ŞARTLAR ALTINDA FAİZ ARTIRMALI MI?
Yusuf Kavak - Stratejist

Gözler kritik kararda Euro ne tepki verebilir

Haberin Devamı

Rusya ve Avrupa arasında enerji krizi her geçen gün derinleşirken, dikkatler bir yandan da 8 Eylül Perşembe günü yapılacak olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası toplantısında olmaya devam ediyor. Hatırlayacak olursak, 21 Temmuz’da yapılan son para politikası toplantısında alınan kararlarla; bankanın faiz oranları 50 baz puan artırılırken, 11 yıl aradan sonra gelen bu faiz artırımı ile sonraki toplantılara dair faiz artırımları için de kapı aralanmış oldu. ECB ayrıca, faiz artırımlarının etkilerini olabildiğince hafifletmek amacıyla; krize karşı tahvil aracı olan yeni Aktarım Güvence Mekanizması’nı da faaliyete geçirirken, bundan sonraki faiz kararlarının büyüklüğüne toplantıdan toplantıya karar verileceği belirtildi. Eylül toplantısına değinen ECB Başkanı Lagarde da, “Eylül ayı için önceki sözlü yönlendirmenin artık geçerli olmadığını, ECB’nin gelen verilere göre ay ay karar vereceğini ve yüzde 2’lik orta vade enflasyon hedefine göre ayarlanacağını” söyledi.

Haberin Devamı

VERİLERDE BOZULMALAR DEVAM EDİYOR

Temmuz toplantısından bugüne kadar geçen süreci ele alacak olursak; öncelikle birçok veride bozulmaların devam ettiğini görmekteyiz. Buna karşın, faiz artırımlarına esas teşkil eden enflasyon oranları ise; bu süreçte yeni rekor seviyelere yükselirken, bozulmaya başlayan diğer makro verilere rağmen ECB’nin daha yüksek faiz artırıma girmesini elzem hale getirdi. En azından son bir haftalık periyoda kadar durum böyleydi.

Ancak, geçtiğimiz haftanın ortasından itibaren; G7 ülkelerinin, Rus petrolü ve doğalgazına tavan fiyat uygulanmasına yönelik aldıkları kararlar dikkat çekerken, yeni haftanın başlangıcı ile Rusya cephesinden gelen: Yaptırımlar kaldırılana kadar, Kuzey Akım-1 boru hattından doğal gaz akışının yapılmayacağına dair açıklama sonrasında, ECB toplantısı öncesinde işler içinden çıkılmaz hâl aldı.

Haberin Devamı

ECB’NİN İŞİNİN DAHA DA ZORLAŞTIĞI GERÇEK

Son gelişmelerle birlikte; ECB’nin işinin daha da zorlaştığı bir gerçek. Öyle ki, Rusya’nın gaz akışlarını beklenenden daha erken kesmesi ile resesyon ihtimallerinin de artmaya başladığı Avrupa’da, bir yandan da hızla artan enerji fiyatları ile enflasyon oranlarının çok daha yüksek fiyatlara ulaşması bekleniyor. İşte tam burada, ECB’nin büyüme ve enflasyon arasındaki ikilemi de daha şiddetli bir hâl alıyor. Zira, artık sorulan soru: “ECB kaç baz puan faiz artırmalı?” değil, “Bu şartlar altında ECB faiz artırmalı mı?”

ECB FAİZİ SABİT BIRAKMALI

Peki, gerçekten de bu şartlar altında ECB faiz artırmalı mı? Öncelikle, Rusya’nın gaz akışını kesme kararı ile büyüme enflasyon üzerindeki risklerin oldukça yükseldiği yadsınamaz bir gerçek. Kaldı ki, ECB faiz artırsa bile; bu riskler hafiflemeyecek. Yani, ECB’nin faiz artırımlarının amacı; -diğer merkez bankalarının da amacı olan- talep yoluyla fiyat istikrarını sağlamak olmasına karşın, enerji krizinin arz kaynaklı etkileri olduğu için; ECB’nin faiz artırımları bu şartlar altında enflasyona karşı etkisiz kalacaktır.

Fikrimi soracak olursanız: Bu sebeplerden ötürü ECB, faizleri bu toplantıda sabit bırakmalı ve arz yönlü risklerin etkilerini bir süre izlemeli. Rusya ile yaşanan restleşmenin ileride son bulması durumunda da; gerekirse olağan üstü toplantıda, gerekirse sonraki toplantılarda daha yüksek faiz artırımları ile enflasyonla mücadeleye devam etmeli. Öyle ki, son veride yüzde 9,1 seviyesine yükselen senelik TÜFE oranı; doğal gaz ve elektrik gibi enerji fiyatlarında yaşanan ekstrem yükselişlerle çift haneli rakamlara doğru yol olacaktır.

İŞLER DAHA FAZLA ZORA GİREBİLİR

ECB, buna rağmen; faiz artırımlarına, ABD Merkez Bankası’na (Fed) nazaran geç kalmış olmanın psikolojik etkisi ve her geçen gün eriyen Euro’nun değerini bir miktar savunma amacı (Böyle bir ana amacı olmaması gerekiyor. Kaldı ki, 25 Eylül’de yapılacak olan İtalya seçimlerinde; İtalya’nın Kardeşleri ve Kuzey Ligi gibi aşırı sağ patilerin iktidara gelme ihtimalinin güçlü olduğu bir ortanda, Euro’yu savunmanın da pek de etkisi olmayabilir!) ile popülist bir yaklaşımla faiz artırımına gidecek olsa bile; her halükarda enflasyon cephesinde değişen bir şey olmayacak. Diğer yandan ECB, 8 Eylül’de önden yüklemeli 50 veya 75 baz puan faiz artırımına giderse de şaşılacak bir şey olmaz. Ancak, bunun fiyat istikrarına etkisinin nötr olacağı gibi, hatta ve hatta; enerji krizinin etkilerinin büyüme üzerinde de derinleşmesi beklenen bir ortamda, işleri daha fazla zora sokabilecek bir hamle olması da muhtemel!

BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR 

BAKMADAN GEÇME!