Güncelleme Tarihi:
Olimpiyat oyunları başladıktan itibaren bilgi işlem merkezlerinden güvenlik kameralarına, oyunların saatlerinden sporcu test merkezlerine kadar birçok noktaya siber saldırılar gerçekleşiyor. Atos IMEA CEO’su Francis Meston, ”Olimpiyatlarda en önemli konu güvenlik. Örneğin Rio’da açıklanan rakamlara göre, günde yaklaşık 50 bin ataktan bahsediliyor. Diğer bir ifadeyle günde 50 bin atağın engellendiği ve sıfır başarısızlık ile biten bir olimpiyattan bahsediyoruz” dedi.
1000 FARKLI SENARYO
Francis Meston, “1992 yılından bu yana olimpiyat oyunlarına IT çözümleri sunuyoruz. Rio 2016 Olimpiyat Oyunları, ilk kez ‘bulut’a taşınan ve şimdiye kadar gerçekleştirilmiş en dijital olimpiyat olarak diğerlerinden ayrılıyor. Atos, bu oyunlardan önce 200 bin saat süren testlerle oyunlara hazırlandı. İletişim, medya, spor ve güvenlik sistemleri ile ilgili tüm teknolojik altyapısı, Olimpiyat Oyunları Organizasyon Kurulu ve diğer teknoloji ortaklarıyla işbirliği içinde Atos tarafından tam olarak test edilip, değerlendirildi. Atos ekibi, 22 olimpiyat alanında meydana gelebilecek sel, internet bağlantısı kopmaları, elektrik kesintileri, yarışma takviminde yapılacak değişiklikler ve güvenlik saldırıları gibi yaklaşık 1000 farklı felaket senaryosunu test etti” diye konuştu.
Meston, “Güvenlik söz konusu olduğunda, Londra ve Rio ile atak farkı kıyaslandığında 11 kat fazla olduğunu görüyoruz. Teknoloji geliştikçe ataklar fazlalaşıyor. Mesela 2018’de kış oyunlarının gerçekleşeceği Kore’de 5G altyapısı hazır durumda. Atos olarak olimpiyatlarda 5G teknolojisinden nasıl faydalanırız, onu inceliyoruz. Atos, olimpiyatlardan elde ettiği tüm bu bilgi birikimi ve inovatif uygulamaları, iş ortaklarının iş süreçlerine de taşıyor” dedi.
SİPARİŞ DÖNEMİ
Teknolojinin gelişmesiyle spor izleyicinin de hayatını kolaylaştırmak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Atos Türkiye CEO’su Cüneyt Uslu, “Teknolojinin hayatımızdaki yeri çok farklı. Türkiye’de de sürekli yeni stadyumlar devreye giriyor. Bunların birçoğu da yeni nesil teknolojilerle hayata geçiriliyor. Biz de bu alanda Türkiye’de farklı bir adım atmak istiyoruz. İngiltere’de Wembley Stadyumu’nda kullanılan bir sistem var. Taraftar maç öncesi mağazada uzun kuyruklara girmek zorunda kalmıyor. Stada gelmeden ya da maç esnasında tuttuğu takımın mağazasından sipariş veriyor. Koltuk numarasını yazıyor ve sipariş ayağına geliyor. Bunu yeme-içme alanları için de kullanıyorlar. Maç öncesi ve devre arasında yeme-içme alanlarında inanılmaz bir kuyruk oluyor. Kuyruğa girene kadar ikinci yarı başlıyor. Futbol seyircisinin hayatını kolaylaştırmak için yeme-içme alanları da bu sisteme dahil oluyor. Bunu Türkiye’ye getirmek için önümüzdeki dönemde görüşmeler yapacağız” dedi.