Güncelleme Tarihi:
54 ilde 54 farklı hikâye yazan SosyalBen’li gençlerin kurucusu Ece Çiftçi ise, “Gönüllülük bulaşıcıdır. İnsan bir kez bu gönüllülüğün hazzını yakalayınca bundan vazgeçemez” diyor.
5 Aralık, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1985 yılından bu yana ‘Dünya Gönüllüler Günü’ olarak kutlanıyor. Bu özel günün vesilesiyle Türkiye’nin bu konuda farkındalık yaratmış ismi İbrahim Betil ve son dönemde adını sıkça duyduğumuz SosyalBen’in kurucusu Ece Çiftçi ile bir araya geldik. SosyalBen Derneği, dezavantajlı bölgelerde yaş aralığı 7 ila 13 olan çocukların kendi sosyal becerilerini keşfetmelerini ve geliştirmelerini hedefleyen bir sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiriyor. Yakında vakıf olacaklar. SosyalBen’in kurucusu 23 yaşındaki Ece Çiftçi, 14 yaşında lise birinci sınıfta okurken gönüllülük virüsünü kapmış. Nepal’da sivil toplum örgütlerine destek veren Peter Daglish’i dinledikten sonra, “Ben de bu yolda ilerleyeceğim” diyen Çiftçi, o günden bugüne kadar sayısız proje yürüttü.
SUBBOTNİK UYGULAMASI
Bahçeşir Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Newyork Üniversitesi (NYU) Psikoloji Bölümü’nde de master yapan Çiftçi, ‘Bir Fikrin Mi Var’ adlı yarışmanın da birincisi oldu. Üniversiteli arkadaşlarıyla Türkiye’nin 54 ilinde 7-13 yaş arası çocuklara ulaşan Çiftçi, Zambia’dan Makedonya’ya kadar farklı yerlerde de projeler yürüttü. SosyalBen’in toplantısında verilen bilgilere göre, ‘Dünya Gönüllülük Endeksi’nde Türkiye 135 ülke arasında 132’nci sırada yer alıyor. Gönüllüğe ayrılan süre değerlendirilmesinde Türkmenistan, Mynmar, Kanada ilk 3 sırada yer alan ülkeler. Türkiye ise yüzde 5’lik bir oranla bu sıralamada da gerilerde yer alıyor. Sunum sırasında eski Sovyetler Birliği’nde zorunlu gönüllülük geleneği “subbotnik” uygulaması nedeniyle gönüllülük oranlarının da yüksek çıktığını öğreniyoruz. SosyalBen’li gençler, Türkiye’de gönüllülük nedir, insanlar neden gönüllülük faaliyetleri içinde olmazlar diye de araştırmış. Buna göre de Türkiye’de insanların yüzde 32’si yeterli maddi kaynağı olmadığı için bu faaliyetlere girmediğini söylüyor. Çiftçi’nin verdiği rakamlara göre de, 2004 yılında sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılma oranı yüzde 22.7 iken, bu oran 2015 yılında yüzde 15.8’e düşmüş. Çiftçi, “Amacımız çok daha fazla çocuğa ve gönüllüye ulaşmak” diyor.
KATILIM ÇOK DÜŞÜK SEVİYEDE
TÜRKİYE’nin bu konulardaki öncü ismi, kendini toplumsal çalışmalara adayan eski bankacı İbrahim Betil, “80 milyonluk Türkiye’de gönüllü faaliyetler yürüten 105 bin dernek var, bunun da 5-6 bini vakıf. Oysa 8.5 milyonluk İsveç’te 190 bin dernek var. Bir kişi farklı farklı derneklerde çalışıyor. Türkiye’de gönüllülüğe karşı da bir güvensizlik var. Türkiye’de gönüllü faaliyetlere katılımın düşük olmasının başlıca nedenlerinden biri devletin her şeyi yapacağım
demesi” diyor.
PARAYI NEREDEN BULUYORLAR?
SosyalBEn 54 ilde 54 proje yürüttü, yürütüyor. Maddi kaynağın yüzde 70’ini SosyalBen logolu ürünlerden elde ediliyor. SosyalBen’in satış ofisinin dışında üniversiteli gençler başta şemsiye olmak üzere çok sayıda logolu ürünü projelerine kaynak sağlamak için satıyor. Örneğin 8 kişinin yurtdışına gitmesi gereken bir proje için 746 şemsiye satılarak kaynak yaratılmış. Projenin destekçileri arasında girişimci Hakan Baş da yer alıyor. SosyalBen’in ürünleri lidyana.com sitesinden de satılıyor.