Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’de yatırım bankacılığı ve şirket evlilikleri denince akla gelen ilk kişi Mahmut Ünlü. 1990’larda kapı kapı dolaşıp Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için cazip bir ülke olduğunu anlatan Mahmut Ünlü, bu yıl şirketinin 20’inci yılını kutluyor. Girişimci, finansçı, ekonomist Mahmut Ünlü Türkiye’deki şirketleri A’dan Z’ye tanıyor. Son dönemde Türk şirketlerinin yurtdışında yaptıkları satın alımların çoğunda da Ünlü’nün imzası var. Ünlü, 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra Türkiye’nin yatırımcılara kendini yeniden anlatması gerektiğini vurguluyor. Ünlü&Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü ile Maslak’taki merkezlerinde buluştuk.
Türkiye’nin en büyük yatırım bankacılığı ve varlık yönetimi şirketi olarak Türkiye’deki şirketlerin nabzını tutuyorsunuz. 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra “Ekonomide beklenen kötü senaryolar olmadı” diyenler de var, “Henüz yolun başındayız” diyenler de var. Siz durumu nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’deki şirketlerin çoğunu çok iyi tanıyoruz. Çoğuyla da çalıştık. Biz yerel bir yatırım bankasıyız. Kimin neye ihtiyacı var biz biliyoruz. Yatırım bankacılığı çıkar çatışmaları üzerine kurulur. Almak isteyen ucuza, satmak isteyen pahalıya satmak ister. Milliyiz diyoruz, biz yerel olarak ülkemizin çıkarlarını koruyoruz. Her zaman uzun vadeli ilişkiler kurup çıkarları korumak gerekir. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Biz bu dönemden daha kuvvetli çıkılacağına inanıyoruz.
PANİKLEYEN KAYBEDER
2015 zor bir yıldı. 2016 da terör olaylarıyla kötü başladı, darbe kalkışması oldu. Siz çalıştığınız şirketlere ne öneriyorsunuz? Süreci nasıl geçiriyorsunuz?
İşlerde yavaşlama var. Çok travmatik bir dönemden geçiyoruz. Bundan sıyrılacağına inancımız tam. Mevcut kutuplaşmaların ortadan kalkmasıyla Türkiye bir çıkış yakalayabilir. Bu bir fırsat dahi yaratabilir. Çünkü kutuplaşmalar vardı. Şimdi ülkemizin ortak çıkarları var. Türk iş dünyası paniklememeli. Şunu biliyoruz, Türkiye’de iş dünyası kriz deneyimli. Çok kriz yaşadık. Şu dönemde panikleyen kaybeder. Biz şirket olarak da müşterilerimizin yanındayız. Bu dönemlerden kuvvetli çıkacağımıza inanıyoruz. Piyasa risklerini çok iyi takip ediyoruz. Çalıştığımız şirketleri bilgilendiriyoruz.
90’LI YILLAR DAHA KÖTÜYDÜ
Türkiye’ye yabancı sermaye gelişi darbe aldı, bundan sonra nasıl bir yol izlenmeli?
90’lı yıllardaki dönem daha kötüydü. Türkiye algısı yine kötüydü. İşimiz o yıllarda da çok zordu. Yıllardır birlikte çalıştığımız, Türkiye’yi yakından takip eden finansçılar var. Onlar gazetelerde okudukları haberlere inanıyorlar. Ben geçen hafta Londra’ya gittim. 45 dakika olup biteni anlattım, bana “Burada yazılanlar çok farklı” dediler. Sonuçta yüz yüze iletişim kurduğumuzda, bizi dinlediklerinde inandılar. İnanın 1990’larla başlayan dönemde ikna edip İstanbul’a getirdiğimiz yabancı yatırımcıların yüzde 80’i Türkiye’de yatırım yaptı. İstanbul’u görmeleri yetti. Şimdi yeniden buna ihtiyaç var. Biz kendimizi yeniden anlatmalıyız. Onların bizi anlamasını beklememeliyiz. STK’lar bunun için atakta. Biz de finansçılar olarak bunu yapmalıyız. Ben bayram tatilini Amerika’da görüşmeler yaparak geçireceğim. Uzakdoğu’da da New York’ta da ofisimiz var. Amerika’dan sonra Avrupa ve Uzakdoğu’da da büyük fonların temsilcileriyle, bugüne kadar çalıştığımız kişilerle birebir görüşeceğim.
Türkiye’den çekilen yabancı yatırımcılar var. Hızlı mı karar aldılar?
Ben “Gittikleri gibi gelirler” diyorum. Türkiye’ye uzun vadeli bakmalı. Zaten yabancı yatırımcılar da bunu görüyor. Uzun vadeli bakanlar kazanır. Şu anda bizim içinde olduğumuz ve jeopolitik olarak içinde bulunduğumuz durum farklı. Uzun vadeli bakan şirketlerin bir olayda kaçabileceğini hiç sanmam. Zaten zorluklar içinde olanlar, böyle bir ortamı fırsat bilip kaçabilirler. Bunlar da genelde perakende sektöründe oldu. Ben uzun vadede bunların da Türkiye’ye geri geleceğini de düşünüyorum. Son 2-3 yıldır zaten bir yavaşlama vardı. Göreceli bir durgunluk vardı. Büyüyoruz ama büyümenin kaynakları farklı yerlerden geliyordu. Bu krizi fırsat bilip gidenler olabilir. Ben büyükler şirketlerden gidenlerin olacağını sanmıyorum.
İLK HEDEFİMİZ İRAN SONRA MISIR
Siz Türkiye dışında da hedefler koymuştunuz. İran’a açılacak, İran’ın da en büyük yatırım bankası olacaktınız. Devam ediyor mu planlarınız?
10 yılda bölgenin en büyük yatırım bankası olmayı kendimize hedef olarak koyduk. İlk hedef ülke İran. 3 alanda İran’a gireceğiz. Şirket alım satımları danışmanlığı yapıyoruz. Bu sene sonunda o iş olacak, ilk işimizi yapacağız. İran demografik olarak Türkiye’ye benziyor. Sanayi alt yapısı da kuvvetli. Gerçek bir büyük ekonomi olacak potansiyele sahip. Daha sonra orada fon yönetim şirketi kuracağız. Aracı kurum da olacağız orada. Hedefimiz bu işi de 2016 sonuna kadar yapmak. Politik iyileşme ile birlikte Mısır’da da olmak istiyoruz.
Godiva, United Biscuits, Defy gibi en büyük yabancı satın almaların yaşandığı bir döneme aracılık ettiniz. Türk şirketler için hâlâ böyle fırsatlar olabilecek mi?
Neden olmasın? United Biscuits ve Defy’e biz aracılık ettik. Türk yabancı şirketler için büyüme fırsatları var, bunlar devam ediyor. Şimdi bekleyecekler. Yumuşak tempoda bu tür görüşmelere devam edenler var.
MAHMUT ÜNLÜ KİMDİR?
Robert Kolej mezunu Mahmut Ünlü, 1989’de Georgia Institute of Technology Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği’ni bitirdi. 1991’de Houston’da Rice Üniversitesi’nde master yaptı. Bankacılık kariyerine İktisat Bankası’nda başladı. Yatırım Bank’te Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. 1996’da ilk şirketi olan Dundas Ünlü’yü kurdu. 2003’te de varlık yönetimi hizmeti vermeye başladı. 2005’te Lehman Brothers ile iş ortaklığı yaptı. Tahincioğlu Şirketler Grubu hissedarı oldu. Danışmanlık vermeye başladı. 2006-2007’de Standart Bank ile stratejik ortak oldu. 2009’da Plato Danışmanlığı kurdu. 2011’de e-ticaret fonu kurdu. 2012’de grubun adı Ünlü&Co oldu. MENA’da finans faaliyetlerine başladı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da da yatırım hizmetlerine başladı. Ünlü&Co, 2015 yılında İran piyasasına girmek için ilk adımları attı.