Girişimcilik imkansızlıklardan çözüm üretmek demek

GÜNEŞ Mutlu Mavituncalılar dokusu, motifleri ve hikayesiyle fark yaratan Mehry Mu çantalarını tasarlayan kişi. 2007 yılında ilk çanta tasarımlarını yaptığında bir basın kuruluşunda çalışıyordu, bir e-ticaret sitesi de kurmuştu. Girişimcilik ruhuna sahip olduğu ortadaydı. İçindeki sesi dünledi. Mehry Mu markasını ilmek ilmek dokudu.

Her koleksiyonu etkileyici bir hikayeyle çıktı. Çantalarında Fatma’nın Eli gibi uğruna inandığı sembolleri kullandı. Şimdilerde 16 ülkede satılan Mehry Mu markası, Divarese ile de yeni bir işbirliği içinde.

HİKAYE OLUŞTURMAK İLGİMİ ÇEKİYORDU

- Hem tasarımcı hem de girişimcisiniz...Üstelik Psikoloji eğitimi almış birisiniz...İçinizdeki girişimcilik ruhunu ve tasarıma olan yatkınlığınızı ilk ne zaman, nasıl farkettiniz?

Girişimcilik ruhumu orta okul yıllarımda hissetmeye başladım. Ancak o zamanlar içimdeki kıpırtının ismini koyamıyordum ve kendimi anlamakta zorluk çekiyordum.  Bu sebepten öğrencilik yaşamımda oldukça zorlandım. Bir insan hem hırsları olup, çok başarılı olmak isteyip, hem de iyi bir öğrenci nasıl olamaz? Anlayamıyordum ve mutsuzdum. Ne zaman ki en merak ettiğim dal olan Psikoloji eğitimime başladım, o zaman kendimi buldum. Sistemin dışına tamamen çıktığımda ise içimdeki
huzursuzluğun aslında pazardaki boşlukları, yeni kodlarla doldurmak arzusundan geldiğini ve bunun pozitif birsey olduğunu anladım. Tutkularımın peşinden gittikçe, yorulmadan gece gündüz çalışabilen bir insana dönüştüm. Tasarıma yatkınlık, önce birçok genç kızdaki gibi süslenme merakı ile başladı. Sonrasında fark ettim ki tasarım yapmak kadar, içerik üretmek ve bir hikaye oluşturmak benim ilgimi çekiyordu. Yıllar içinde, tüm ufak adımlarım birleşti ve büyük resim oluştu.

- Marka nasıl doğdu? Çanta tasarlamaya nasıl karar verdiniz?

Seneler önce bir e-ticaret sitem vardi.

- Mehry Mu ilk girişiminiz değil…

Değil. E-ticaret sitesinde satmak için aradığım çantalar bulamayınca, kendim üretmeye karar verdim. Marka ve marka kimliği oluşturmaya hep ilgim vardi. Tecrübem çok yoktu ama heyecan duyduğum ve merak ettigim bir alandı. Mehry Mu orada doğdu.

- Tasarımları siz yapıyorsunuz. Nelerden esinleniyorsunuz bu tasarımları yaparken?

O zamanlar ki yolum ağırlıklı olarak Doğu kültüründeki estetik ögeleri harmanlayıp özgün tasarımlar yaratmaktan geçiyordu. 'Mu' ise soyadımın ilk iki harfinden geliyor.  Zaman içinde Mehry Mu'nun yolculuğu başka coğrafyalarda da devam etti. Bugün ise çok katmanlı bir tasarım anlayışım var. Koleksiyonlarıma bakanlar, bir çok coğrafyadan etkileşimler ve tabii ki türlü türlü duygular, hikayeler hissedebilirler.

- Çok genç yaşta markanın ilk adımlarını attınız. Karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? Markanın dönüm noktaları diyebileceğimiz süreçler yaşadınız mı?

Birçok zorluk yaşadığım dönemler oldu. Her büyüme döngüsünde, finansal ya da operasyonel gereklerden doğan zorlukları serinkanlılıkla karşılayıp değişime adapte olmaya ve çözümlere üretmeye çalıştım. Zaten girişimciliğin zorluklarından biri de duruma karşı elinizde bir el kitabı olmaması. Kendi yolunuzu buluyorsunuz, imkansızlıklardan çözüm üretiyorsunuz.  En büyük zorluklar insanlar oldu. Negatif insanlar, sahtekarlar, disiplinsiz insanlar …Kısacası işin bize düşen kısmını sonuna kadar canla başla tamamlamamıza rağmen bir küçük ihmal ile her şeyi mahvetme potansiyeline sahip insanlarla ilerlemek zorlayıcı oldu.

- Mehry Mu çantalar farklı yerlerde satılıyor. Sınırları Türkiye’yi aştı. Nasıl ilerlediniz? Markanın dönüm noktası ne oldu?

Markamın 4 önemli dönüm noktası var. Birincisi kendi web sitemin dışına çıkıp Türkiye'deki en büyük lüks perakende mağazasında satışa başlamaktı. İkincisi parfüm dehası Jo Malone'un beni ve markamı kesfedip Londra'ya davet etmesi ve oradaki açılımlardı. Üçüncüsü  tasarım anlamında sınırlarımı zorladığım,ezberin dışına iyice çıktığım, çeşitli işbirlikleri yaptığım ve markanın daha da popülerleştiği dönem. Dördüncüsü de şimdi Divarese ile olan.

- Artık daha yaygın bir mağaza zincirinde de satılacak çantalarınız. Yeni bir koleksiyon hazırladınız…

Tam bir dünya markası olma yolundaki adımlara odaklandık. Şu anda Türkiye dışında 16 ayrı ülkede satış yapıyoruz. Mehry Mu'nun yolu ile benim kişisel yolculuğum
paralel gidiyor. Ben hayatımın ilk olgunluk dönemine doğru ilerlerken, markam da benimle birlikte yürüyor.

- Markanızı nerede görmek istiyorsunuz? Hayalinizde markanızı nereye taşıyorsunuz?

Hedeflerim var, ama bugünün tüketim karmaşasında, bazı kara deliklere çekilmeden, markanın değerlerinden ödün vermeden, maksimum karlılıkta nasıl ilerleyebiliriz, ona
bakıyoruz. Dolayısı ile yolun ortasında bazen geri dönüp başka ara yollara sapmak da gerekebiliyor. Aynı yaşam gibi, dümdüz bir çizgi olarak görmüyorum markamın yolculuğunu.

REKABET İYİDİR!

- Üreten, tasarlayan, marka yaratmaya çabalayan kadınlara ne önerirsiniz?

Zamanla kendim yaşayarak öğrendiğim bir kaç önerim var: Siz markanın her şeyi olabilirsiniz, çok iyi özellikleriniz olabilir ama her zaman her şeyi bilemezsiniz. Kendinizi bazı konularda sizden daha iyi bir kaç kişi ile mutlaka donatın. Zamanı gelince, şirket kazanıyorsa bu kişileri ekibinize dahil edersiniz. Bütçeniz yetmiyorsa, mentorunuz olsun. O da olamıyorsa, takdir ettiğiniz iş insanlarını çok iyi gözlemleyin ve onlar gibi düşünmeye çalışın. Ve bol bol ilham veren biyografiler okuyun. Zamanla bir bakmışsınız kendi iş pusulanız oluşmuş. Rekabet çok iyidir. Rekabetten korkmayın, bilakis mutlaka içinde olun. Tabii etik kurallar çerçevesinde kalarak!

Nakit akışınıza çok iyi hakim olun. Bazen bazı harcamalar, ileriye yönelik büyük kazanımlar için yapılmalıdır. İç sesinizi dinleyin ve pişman olmayın. Cimri olmayın ve ama tutumlu olun. İlk aşamalarda büyük borçlar altına girmeyin. İşinizin sermayesi öncelikle marka değeriniz olsun. Markanızı ne pahasına olursa olsun hep koruyun. Markanızın ürünleri satılıktır ama marka değerinize paha biçilemez olsun.