Güncelleme Tarihi:
GELİŞMİŞ ve gelişmekte olan 134 ülke karşılaştırılarak hazırlanan raporlara göre, kadınların ekonomiye katılım ve yaratılan fırsatlar konusunda Türkiye 130’uncu sırada bulunuyor. Kadının ekonomiye katkısının ülkelerin gelişmişlik düzeyi üzerinde önemli bir etkisi olduğunun kabul edildiği günümüzde, Türkiye’yi bu sıralamalarda daha üst düzeye çıkaracak pek çok çalışma yapılıyor. Bunlardan biri de Garanti Bankası ve Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) 4 yıldır birlikte yürüttüğü çalışmalar ve Ekonomist dergisiyle yürütülen yarışma.
Hem güçlü, hem duygusal
KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç ve Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ile yaptığımız görüşme, kadın girişimcilerin biraz destek ve cesaretle başarılı işlere imza atabileceklerini ortaya koyarken, Türkiye’deki kadın girişimcinin sosyo-kültürel yapısına ilişkin bazı ipuçları da verdi. Karadere ve Onanç, “Türkiye’de kadın girişimcilerin ortak bir özelliği bulunup bulunmadığı” şeklindeki sorumuzu, “Çok güçlüler ve işlerine duygusal bir bağ ile bağlılar” diye yanıtladı.
İlk mücadele aileye karşı
Bu konudaki ortak saptama, pek çok kadın girişimcinin iş hayatından önce ailesi ile mücadele etmek zorunda kalması, zorluklara karşı dayanma gücünü artırdığı yönünde. Bir diğer saptama ise kadın girişimcilerin, başarı öykülerini anlatırken, hikayesine en baştan başlayıp yaşadığı zorluklarla nasıl başa çıktığını dile getirmesi. Erkeklerin ise başarı öykülerini anlatırken, yediği kazıkları sıralaması. Yani başarı denildiği zaman, kadın kendi yaptıklarını anlatıyor, erkek ise başkalarının kendisine neler yaptığını.
Yüzde 12.5 görünen oran
Türkiye’de kadınların toplam girişimcilere oranı TÜİK ve OECD kayıtlarına göre yüzde 12.5. Bu oran OECD’de ise bunun iki katı. Nafiz Karadere, yüzde 12.5’in de ‘görünen’ oran olduğunu söylüyor. Çünkü bu orana, çok küçük bir oranla şirket hissedarı olarak görünen kadınlar da dahil.
Pozitif ayrımcılık şart
Türkiye’de çalışabilir nüfusun içinde, yani 15-64 yaş arasında 24 milyon kadın bulunduğunu, bunun ancak yüzde 26-27’sinin istihdam edildiğine dikkat çeken Gülseren Onanç, şunları söyledi: “Bu oranı OECD ortalamasına yaklaştırmak için yüzde 50’lere çıkarmamız gerekli. Bunun için de pozitif ayrımcılık yapmak şart, başka türlü olmayacak. Girişimcilik ise ekonominin dinamosu, hem kadınların hem erkeklerin bu konuda desteklenmesi gerekiyor ama rakamlar kadın girişimcinin pozitif ayrımcılık yapılarak desteklenmesi gerektiğini gösteriyor.”
Pozitif ayrımcılıkla 238 milyon lira kredi
NAFİZ Karadere, Garanti Bankası’nın KAGİDER işbirliğiyle, 4 yıldır uyguladığı Kadın Girişimci Destek Paketi kapsamında, bugüne kadar 8 bin 400 kredi işlemi ile toplam 238 milyon lira kredi verdiğini, bu yılki hedeflerinin ise 10 bin kişiye ulaşmak olduğunu belirtti. Karadere, sadece kadınlara yönelik bir paket geliştirdiklerini şöyle anlattı: “Anadolu Sohbetleri düzenliyoruz. Gelenlerin çoğu erkek olunca ‘kadın girişimciler nerede’ dedik. Girişimcilerin yüzde 12.5’i kadın. Sadece kadınlara yönelik çalışma yapalım’ dedik.”
KAGİDER, Fransız Senatosu’nda kadın sorunlarını tartıştı
KAGİDER ve Türkiye Fransa Dostluk Komitesi tarafından organize edilen “Türkiye ve Fransa’da Kadınlar: Sorunlar Aynı, Peki Ya Çözüm Yolları” adlı panel Fransız Senatosu’nda gerçekleşti. Türkiye Fransa Dostluk Komitesi Başkanı Marc Bernardine, Marie Antide Fort, Prof. Şirin Tekeli ve Gülseren Onanç’ın katıldığı panel büyük ilgi gördü. Gülseren Onanç “Hepimiz birbirimize görünmeyen iplerle bağlıyız. Kadınlararası bağlar ve bunun gerektirdiği bir dayanışma olmalı” dedi. Onanç sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar olarak ortak prensiplerimiz özgürlük, bağımsızlık ve eşitlik olmalı” diye konuştu. Marc Bernardin ise Fransa’da da kadın erkek eşitliğinin hâlâ sıcak ve tartışmalı bir konu olduğunu vurguladı. Türkiye’de feminizm konusuna değinen Şirin Tekeli de, “Namus cinayetleri devam ediyor. Hakimler suçlulara fazla ılımlı davranıyor” dedi.