Güncelleme Tarihi:
Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Arzu Akpınar Bayizit, gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılan plastik ambalajların, petrol türevi sindirilemeyen polimerler olduğunu söyledi.
Bu ürünlerin ekolojik dengeye zarar verdiğini ve üretici firmaların yüksek atık yönetimi nedeniyle fazla harcama yapmasına yol açtığını dile getiren Bayizit, bundan dolayı araştırmaların gıda kalitesinden ödün vermeden, raf ömrünü iyileştirebilecek, düşük maliyetli ve çevreci ambalajlar üzerine yoğunlaştığını bildirdi.
Bayizit, ambalajlamanın gıda ürünlerinin depolama ve taşınması sırasında kalite özelliklerini koruyacak biçimde yapılması gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda yenilebilir ambalaj konusunda araştırmalar giderek artmaktadır. Bu ambalaj çeşidinin asırlar öncesinde uygulandığı hatta Çin'de 12. yüzyılda taze limon ve portakalların korunması amacıyla yüzeylerinin mumlandığı bilinmektedir. Bu kaplama, gaz alışverişini önlediği için solunumu kısıtlamakta ve daha uzun süre ürünün taze özelliğinin korunmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, 16. yüzyılda gıdaların yüzeyinin yağla kaplanmasının amacı da aynıdır. Yenilebilir ambalajlar (film ve kaplamalar) doğal ve biyolojik olarak geri dönüşümlü maddelerden yapıldıkları için çevreyi kirletmeyen ve çevrenin korunmasına katkıda bulunan ambalajlar olarak tanımlanabilirler.”
Yenilebilir ambalajların, aroma bileşiklerinin, antioksidanların, antimikrobiyal maddelerin, pigmentlerin, kararma reaksiyonlarını durduran iyonların ve vitaminlerin içerde tutulmasını sağladığını anlatan Bayizit, şöyle konuştu:
“Oldukça ince uygulanan bu tür ambalajlar, polisakkarit, protein ve yağ gibi yüksek molekül ağırlığındaki polimerlerden yapılmaktadır. Polisakkarit film ve kaplamalardan pektin, nişasta, dekstrin ve selüloz, lipit film ve kaplamalardan asetillenmiş monogliseritler, mumlar ve yüzey aktif maddeler, protein film ve kaplamalardan ise kollajen, jelatin, buğday gluteini, mısır gluteni, süt proteinleri ve soya proteinleri, gıdalara en çok uygulananlardır. Ambalajın nem ve oksijene dayanım etkinliğinin artırılması konusunda destekleyici özellik gösteren bu film ve kaplamalarla raf ömrü uzatılabildiği gibi dış görünüşte parlaklık kazandırılarak ürünün cazibesi de artırılabilmektedir.”
Bayizit, gelişmiş ülkelerde meyve-sebze, su, et ve süt ürünlerinde uygulamaları bulunan yenilebilir ambalajların Türkiye'de kullanılmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bilimsel çalışmalar ivme kazanmış durumda. Gıda firmalarının farklı geçirgenlik özelliklerine sahip, ürün aroma ve yapısını koruyan, onları mekanik etkilere ve mikrobiyolojik bozulmalara karşı dayanıklı yapan, toksik etki göstermeyen ve en önemlisi çevre kirliliğini önleyen ucuz ve uygulaması kolay olan bu ambalajlama sistemine geçmesi güvenli gıda tüketiminde zorunluluk haline gelmektedir.”