Güncelleme Tarihi:
Hekimci, yaptığı açıklamada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından kısa süre önce taklit veya tağşiş yaptığı kesinleşen 96
firmaya ait 150 parti ürünün kamuoyuna açıklandığını anımsattı.
Ferda Hekimci, tüketicinin artık İzmir köfte yerine domuz eti, tas kebabı yerine at eti, sucuk ve sosis yerine eşek eti, baş eti, tükürük bezi, sızma zeytinyağı yerine de sabunluk pirina yağı (zeytin sıkıldıktan sonra posasında kalan yağ) yemek istemediğini söyledi.
"Gıda teröristleri" olarak nitelendirdiği taklit ve tağşiş yapan üreticilerin vatandaşa yoğurt yerine jelatin, tereyağı yerine nişasta sattığını belirten Hekimci, "Tüketiciler olarak 40 yıllık hatırı olan kahveyi bile içinde ilaç etkin maddesi olan 'sildenafil' ve 'tadalafil' olmadan gönül rahatlığıyla içebilmek istiyoruz. Artık çocuklarımız 'sildenafil' yerine çikolata da yiyebilsin istiyoruz." dedi.
Maliyeti düşürüp daha çok kar elde etmek için tağşiş yapanların hem haksız rekabete yol açtıklarını hem de vatandaşın sağlığıyla oynadıklarını dile getiren Hekimci, hatta bazı işletmelerin insan yaşamını hiçe sayarak ölümlere sebebiyet verebilecek kadar insafsız davrandıklarını ifade etti.
"4 YILDIR SONUÇLANMAYAN DAVALAR VAR"
TÜDEF olarak bu suçlara ağır hapis cezası verilmesi yönünde düzenleme yapılması talebinde bulunduklarını belirten Hekimci, bu konuda Federasyonun üzerine düşeni yapacağını söyledi.
Ferda Hekimci, şunları kaydetti: "Mevcut düzenlemede 15 bin 400 lirayı veren, sağlığımızla oynayabiliyor. Tekrar tekrar yapıyor ve her seferinde bu cüzi tutarı ödeyerek buna devam ediyor. Mevzuata göre çok az sayıda firma savcılığa verilebiliyor. Bunların yargılanması yıllar sürüyor. Nitekim aralarında 4 yıldır sonuçlanmayan davalar var.
TÜDEF olarak, taklit ve tağşiş uygulamalarına dönük yaptırımların yeniden düzenlenmesine ilişkin tasarının en kısa zamanda Meclis gündemine gelmesini istiyoruz. Bu konuda ihtisaslaşmış Gıda ve Ürün Güvenliği Mahkemeleri kurulmasını istiyoruz. Güvensiz üretim yapanlar en ağır hapis cezalarına çarptırılmalı. Bakanlıkça hazırlanan yasa tasarısında her ne kadar katlamalı cezalar, süreli kapatma cezaları varsa da bu yetmez. Gıdada tağşişin cezası para değil, ağır hapis olmalı. Bu yasa daha da ağır cezalarla güçlendirilerek bir an önce çıkarılmalıdır. Yasada sürekli kapatma ve hapis cezaları da olmalı, ek olarak bu gibiler ulusal medyada ifşa edilmeli, ceza alan firmalar şimdiki gibi uzun süreler beklemeden her ay düzenli olarak açıklanmalı, tüketici örgütlerine akredite laboratuvarlardan ücretsiz yararlanma olanağı sağlanmalı, tüketici bilinçlendirilmeli, tüketici örgütleri güçlendirilerek etkin şekilde sürece dahil edilmelidir."