Gezegeni dijital şebekeler mi kurtaracak?
Güncelleme Tarihi:
YENİ çözümler daha temiz ve verimli bir küresel güç sistemini mümkün kılıyor. Bazı ülkelerde elektrik dağıtım ve aktarım sistemleri 100 yaşından fazla. Ancak yeni ortaya çıkan dijital teknolojilerin, şebeke hâlihazırda bulunan geleneksel fiziksel ve dijital araçlar ile akıllıca eşleştirilmesi, bu sistemleri dönüştürme fırsatı yaratıyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF), şebekeyi optimize etmek için dijital teknolojileri kullanmanın topluma 1.2 trilyon dolarlık değer yaratabileceğini kaydediyor. Yeni dijital teknolojilerin mevcut şebeke sistemleriyle entegre edilmesi, üç açıdan önem taşıyor: 1) Şebekenin güvenilirliği artıyor, 2) Şebekeye daha fazla yenilenebilir enerji entegre etmek mümkün hale geliyor, 3) Eski ve yeni altyapıdan daha iyi kullanım sağlanabiliyor dolayısıyla daha iyi ekonomik getiri sağlanıyor.
İNANILMAZ RAKAMLAR
Son iki sonuç, ekonomik olarak güçlü de olsa, onların yanısıra, elektrik üretimi ve dağıtımı ile ilgili çevresel etkinin azaltılması gibi ek bir yararı da getiriyor. Pacific Northwest National Laboratory tarafından hazırlanan bir rapora göre, dijital şebeke teknolojileri, ABD’deki elektrikle ilgili karbon dioksit (CO2) emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 12'ye kadar azaltma potansiyeline sahip. Bu sayı küresel ölçekte hesaplanırsa, bu, 2030 yılına kadar küresel CO2 emisyonlarının yılda 2 milyar metrik ton düşürülmesi ile eşdeğer. Bu, aynı zamanda dünya genelinde otomobillerin yarısının yoldan çekilmesi ile eşit bir karbon etkisine karşılık geliyor.
YENİLENEBİLİRE GEÇİŞ
Bu avantajlar, şebekenin mevcut durumu hakkında daha iyi kavrayıştan yararlanarak şebekenin daha akıllı, daha agresif çalışmasıyla sağlanabiliyor. Bu araçlar şebekenin tek bir yerinde bulunmuyor. Tam ter tersine şebekenin tüm kademelerine akıllı çözümler yerleştiriliyor. Bu enerji endüstrisi için de oldukça önemli bir dönem. Çünkü dünya büyümesini ve kalkınmasını destekleyecek temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları, dağıtık enerji kaynakları ve elektrikli arabalar giderek yaygınlaşıyor. Bu dönüşümün ortasında da bu temiz enerjiyi alan ve onu son kullanıcılara yönlendiren şebekeler yatıyor. Şebekenin doğası, tek bir toplu taşıma misyonundan, yenilenebilir enerji üretimi gün boyunca coğrafi ve zamana göre değiştiği için bölgeler arasında daha geniş bir dengelemeye doğru değişiyor. Şebeke, hem fiziksel hem de dijital olarak nasıl gelişirse, temiz enerji kaynaklarına dönüşümün maliyeti de bundan o kadar etkilenecek. Yeni gelecek yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye bağlanması, iletim ve dağıtım altyapısına önemli yatırımlar yapmayı gerektirecek. Bu yatırımları ekonomik kılmak ve bu kaynakların değişkenliğini telafi etmek için kurulu ve yeni varlıkların esnekliğini en iyi şekilde kullanarak, şebekenin çalışma şeklinin iyi düşünülmesi gerekiyor.