Güncelleme Tarihi:
GÜNEY Koreli Austin Kim, 36 yaşında genç bir yönetici. Bundan 27 yıl önce babasının görevi nedeniyle Türkiye’ye gelmiş. Lise ve üniversiteyi Amerika’da okuduktan, uzun süre yurtdışında çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönen Austin Kim, “Türkiye’nin geleceğine inanıyorum. Potansiyeli görüyorum. O yüzden de Türkiye’deyim. Türkiye’nin geleceğini parlak görüyorum. Barcelona’dan sonra ikinci üs olarak Türkiye’yi önerdim” diyor. Glovo’yu Türkiye’ye getiren Austin Kim ile konuştuk.
Siz Türkiye’ye nasıl, neden geldiniz?
- 1991’de ailemle geldim. Babam tekstil sektöründe faaliyetteki bir Kore firmasının yetkilisiydi. Türkiye ofisini kurdu. Sonra kendi işini yapmaya başladı ve kaldık Türkiye’de. Ben eğitim için Amerika’ya gittim. Lise ve üniversite eğitimimi Amerika’da aldım.
Amerika’da kalmayı düşünmediniz mi?
- Bir süre orada çalıştım. Finans sektöründe gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan fonlarda çalıştım. 2008’de Amerika’da kriz vardı. O dönemde Türkiye parlayan yıldız gibiydi, ben de 2008’de Türkiye’ye döndüm. Gerçi geldiğimde gördüm ki Türkiye’de de kolay bir dönem değil.
Şimdi Glovo’nun genel müdürüsünüz. Glovo ile yolunuz nasıl kesişti?
- Glovo da 4 yıllık bir şirket. Son 12 ayda çok hızlı büyüdü. 26 yaşında İspanyol bir genç ve ortakları tarafından kurulmuş bir şirket. 20 ülkeye yayıldı. Güney Amerika’da da var.
Kurucusu Oscar Pierre’nin öyküsü girişimcilik toplantılarında başarı öyküsü olarak anlatılıyor…
- Doğru. Oscar Pierre Airbus’a havacılık mühendisi olarak giriyor, 20 yıldır sektörde az inovasyon olduğunu görüp 6 ay sonra şirketi bırakıp Glovo’yu başlatıyor. Henüz 26 yaşında. İspanya’da en hızlı büyüyen şirket. Kısa zamanda yurtdışına da açılıyor.
TEMBEL İNSANLARIN ŞİRKETİ
Glovo getir-götür hizmeti veren bir şirket. Türkiye’de bu işi yapan çok sayıda kurye çalıştıran şirket var. Glovo nasıl yer bulacak bunlar arasında?
- Öncelikle Glovo şu anda 20 ülkede var, Türkiye bu ülkeler arasında önem sıralamasında 3’üncü. Glovo çok yoğun ve tembel insanların şirketi. Yemekten, market alışverişine, hediyeliklere, çiçekten, kişisel bakıma geniş bir ürün yelpazesini yarım saat içinde size veya istediğiniz adrese ulaştırıyor. Glovo’da “ne istersen” seçeneği var, bu seçenekten kurye kişiyle temas ederek istediğini yaptırabiliyorsunuz. Diğer ülkelerde Glovo öncelikle yeme-içme sektörüyle büyümüş durumda.
Haziranda yola çıktınız. Kaç şirketle çalışıyorsunuz?
- Şu anda yeme-içme sektöründe 200 iş ortağımız var. Bunların çoğu çok yaygın, şubeleri olan zincirler.
Kimler Glovo’yu kullanıyor?
- 18-25 yaş arası gençler ve gerçekten de çok yoğun iş hayatı olan kişiler. Zaman herkes için çok değerdi.
Şu an İstanbul’dasınız. Türkiye’ye yayılacak mısınız?
- Glovo’nun en büyük operasyonu halen Barcelona’da. Barcelona 2 milyonluk bir şehir. Türkiye ise çok büyük potansiyel barındırıyor. Örneğin Mc Donalds’ın en büyük kurye ağı Mısır’da, paket servis ağında ikinci büyük ülke ise Türkiye.
MAKROEKONOMİ ETKİLEMİYOR
Haziranda Türkiye’de döviz kurlarında dalgalanmaların olduğu dönemde yatırım yaptınız. Riskli görmediniz mi bu yatırımı?
- Bu tarz işler ilk adımda yatırım gerektiriyor. Operasyon ağı için yatırım şart. Meyvelerini 2-3 yıl sonra alabiliyorsunuz. Sunduğunuz değer önemli düzeyde ise makroekonomiden etkilenmiyor. Fiyat ve değer olarak, yenilikçi bir şey sunuyorsanız olgun şirketler gibi etkilenmiyorsunuz. Hatta aksine bu gibi dönemlerde hızlı büyüme olanaklarına sahip oluyorsunuz. Biz bu dönemi fırsat olarak görüyoruz. Şirket CEO’su da Türkiye’ye güveniyor. Yatırım sürecindeyiz. Son 2 aydır yatırım yapıyoruz.
Türkiye’deki gözlemleriniz nedir?
- Türkiye de yüksek potansiyele sahip. Bilgisayar mühendisi öğrencilerde üst konumlarda. ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi gibi çok iyi mühendis çıkarak üniversiteleriniz var. Çok iyi yazılımcılar çıkıyor Türkiye’den. Glovo’da tüm iş geliştirme ve yazılım süreci Barcelona’dan yönetiliyor. Ben ikinci üs olarak Türkiye’yi önerdim. Çünkü Türkiye’de bunu yapacak alt yapı var. Yetenek olarak iyi, maliyet olarak da uygun. İyi yazılımcılar global şirketlerde çalışarak rekabet ortamı içinde kendilerini geliştirebilirler.
Türkiye’de girişimcilik ekosistemi için başarılı örnekler var ama hâlâ çok çok az. Sizce ne eksik?
- Türkiye’de girişimci başarı hikayesi çok yok. Türkiye’de girişimciliği destekleyen melek yatırımcılar var ama kurumsal destekler yeterli değil. Daha çok şirketim girişimciliği desteklemesine ihtiyaç var. Ve bir startup kurulur kurulmaz kar etmiyor. Zamana ihtiyacı var. Ona bu sabrı gösterecek destekler sağlanmalı.