Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2003 00:00
8,5 milyar dolarlık
kredi anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte bugün piyasalarda bir miktar kar realizasyonunun geldiğini izledik. Ama tüm piyasalar rahatladı. Uzmanlar borsada 1,5 cent hedefine ulaşmak için gerekli olan ivmenin faiz düşüşüne bağlı olduğunu düşünüyor. Bu yorum aynı zamanda piyasada 1,5 centlik yeni hedefin ağırlığını artığrdığını düşünüyor.Bu yazın fenomeni bono piyasası oldu. Yatırımcılar bonodaki getiriye ışığa üşüşen pervaneler misali koşturdu. Son bir kaç yıldır borsada olduğu gibi bono piyasasında da işlem hacimleri düşmüştü ama bu yaz itibariyle bono piyasasındaki hacimlerin eski arlak günlerindeki seviyelerine döndüğünü izledik. Peki önümüzdeki aylarda da bono piyasasının bu cazibesi devam edecek mi? Bu sorunun cevabı aslında merkez bankasının kısa vadeli faiz politikasında gizli.
Merkez bankası sık sık faiz politikasının belirlenmesinde gerçekleşen değil, gelecek dönem beklentilerine baktığını hatırlatır ya, işte biz de buraz bu noktadan hareket edeceğiz.Merkez Bankası, bu yıl içinde kısa vadeli faiz oranlarında 5 kez indirim gerçekleşirdi. Son indiri ile gecelik borçlanma faizi yüzde 32’den yüzde 29’a indi. Piyasalarda zaten bir faiz indirimi beklentisi vardı ama bu beklenti gerçekleşince beklenen kar realizasonları sınırlı kaldı ve faizdeki yön aşağıyı göstermeye devam etti. Zaten Nisan ayında sona eren Irak Savaşı ile birlikte, kısa vadeli faiz oranlarındaki gerileme hızlanmaya başlamıştı. Peki önümüzdeki dönem de bu düşüş sürecek mi? Çok emin olmamak lazım çünkü dördüncü çeyreğe girerken, enflasyondaki mevsimsel artıştan dolayı, faiz düşüşünün de yavaşlaması oldukça büyük bir olasılık. Hatta belki merkez bankası önümüzdeki çeyrekte sadece bir faiz idirmi ile yetinebilir. Gecelik faiz oranları, ekonomik programının başladığı 2002 yılında yüzde 59 seviyesindeydi. Merkez Bankası, faiz oranlarını, 2002 başından itibaren, tam 11 kez indirerek, yüzde 29’a kadar düşürmüş oldu. Şubat 2002’deki ilk faiz indiriminin ardından, Mayıs 2002’de yaşanan siyasi gerginliğe kadar, kotasyon indirimleri ortalama 22 günlük aralarla gerçekleşti.Bu seneki ilk kotasyon indirimi, son indirimden 165 gün sonra Irak Savaşı’nın sona ermesiyle Nisan ayında gerçekleşti. Merkez Bankası, 6 ayda 4 kez daha faizleri düşürdü. Kotasyon indirimine ilişkin açıklamalarda, Merkez Bankası, TL’nin değer kazanmasının, enflasyondaki düşüşü desteklediğini belirterek enflasyon hedefine yaklaşıldığının altını çizdi. Ayrıca, Ağustos ayındaki bütçe rakamlarının da faiz dışı fazlaya dair endişeleri azalttığını vurguladı. Ama ortada bir risk var. Hükümet, önümüzdeki aylarda faiz dışı fazla hedefine ulaşmakta zorluk çekebilir. Önümüzdeki günlerde, asıl mesele 2004 yılı enflasyonu olacak gibi görünüyor. Eğer bu tahmin gerçekleşirse borsanın tavrı ne olur. Aslında bu tahmin borsanın işine yarayacak bir tahmin olarak görülüyor. Çünkü faiz indirimi bono için kar potansiyelinin atması anlamına gelecek. Eğer birden fazla indirim beklenisi varsa bud a potansiyelin artması manasına gelecek ve bono piyasası cazibesini korumaya devam edecek. Fakat tek bir indirim beklentisi bonodaki potansiyel karı da düşüreceği için para adres aramaya başlayacak ve hala diplerde gezinen borsaya yönelecek. Tamam borsa yılbaşından bu yana
dolar bazında yüzde 65 değer kazandı ama bu doar bazında sadece 1 cent seviyesini gösteriyor. Oysa borsa tarihi zirvesini 3,5 cent ile yapmıştı. 3,5 cent bugünkü kur seviyesi ile 49 bin endeks seviyesine denk geliyor. Hatırlatalım…
button