Güncelleme Tarihi:
Vergi kaçağı ile daha etkin mücadele için de, yeni Vergi Güvenlik Müesseselerinin devreye sokulması planlanıyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü ve Vergi Konseyi, yeni Gelir Vergisi Kanunu için bir kez daha kolları sıvadı.
Geçen yılın ikinci yarısında başlatılan ancak seçimler nedeniyle yarım kalan Gelir Vergisi Kanununun yeniden düzenlenmesi çalışmalarında öncelikle mevcut sistem ile yabancı ülke uygulamaları masaya yatırıldı. Sisteme yönelik eksiklikler irdelenirken, özellikle mevcut Kanunun karmaşık bir hale geldiği, mali milat ve hayat standardının kaldırılmasının ardından da vergi kayıp ve kaçağına karşı elde hiçbir güvenlik müessesesi kalmadığı belirtildi.
Yabancı ülke uygulamalarından da yararlanılan yazılım çalışmasında, ülkemizde Gelir Vergisi Kanunu'nun yatırım araçlarının vergilendirilmesini düzenleyen geçici 67'inci maddesi ile kısmen uygulamada bulunan ikili (dual) vergi sisteminin yeni dönemde tamamıyla hayata geçirilmesi görüşü benimsendi.
Sermaye kazançları ile diğer kazançların ayrı ayrı vergilendirilmesini öngören bu sistem ile sermaye gelirleri sabit ve düşük oranlı vergiye tabi tutulacak. Diğer kazançlar ise artan oranlı tarifeden vergilendirilecek. İkili sistemde, kar paylarında çifte vergileme söz konusu olmayacak. Artan oranlı tarife ile ilgili dilim sayısı da, bu dönem olmasa bile ileriki yıllarda OECD standartları dikkate alınarak azaltılacak.
Bu arada yeni Gelir Vergisi Kanun Taslağı için hazırlanan bir rapora göre, dual sistem, OECD ülkelerinin de en çok tercih ettiği vergileme rejimi olarak belirleniyor. Aralarında Avusturya, Hollanda, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Belçika, Polonya, Yunanistan ve Japonya'nın da bulunduğu çeşitli ülkeler, bu sistemi “Semi Dual” olarak da adlandırılan ikili bir yapı içinde yürütüyor.
İncelemeye alınan ülkelerde gelirin tanımında ise farklılıklar bulunuyor. Almanya'da gelirin tanımı içerisinde tarım ve ormancılık, ticari, işletme ve serbest meslek kazançları, ücretler, menkul sermaye iratları, gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlara yer veriliyor.
Hollanda'da ise gelir, “Bir ekonomik aktivite sonucunda meydana gelme, gelir elde edilmesi amacı gütme ve makul bir kar beklentisi olma” koşuluna bağlanıyor.
GÜVENLİK MÜESSESELERİ GELİYOR
Öte yandan yeni Gelir Vergisi Kanununda, yeni güvenlik müesseselerine de yer verilecek.
Taslağın yazımını üstlenen Komisyon, kontrol edilen yabancı şirketlerle ilgili güvenlik hükümlerinin yanı sıra transfer fiyatlandırması, kazanç karinesi, ön kontrollü beyanname, sektörel marj belirlenmesi gibi çeşitli alternatifler üzerinde çalışıyor.
Bu konudaki çalışmalarda da, yabancı ülke uygulamalarından yararlanıyor. Gelir Vergisi Raporunda, Almanya'nın vergi kayıp ve kaçağına yönelik güvenlik müesseseleri şu şekilde sıralanıyor:
“-Mükellefin vergi dairesine kendisinden istenilen tüm bilgiyi sağlamaması durumunda, vergi dairesi resen tarhiyat yetkisine haiz.
-İşverenler, çalışanların ücretlerinden ilgili yasal kesintileri yaptıktan sonra vergi dairesine ödüyor. Her çalışan da, bağlı olduğu yerel belediyeden ücret vergisi kartı edinmek ve işverenine vermek zorunda. Bu kart, sene içinde edinilmiş olan ücretleri, ücret üzerinden yapılan yasal kesintileri ve işverenin ödediği sosyal güvenlik primlerini gösteriyor.
-Vergi kaçakçılığı ve vergisel suçları tespit etmek için Convera's RetrievalWare adında özel bir yazılım programı uygulanıyor. Bu program, çeşitli kaynaklardan toplanan büyük ölçekteki vergilerin mali idare tarafından vergi suçlarının saptanmasında kullanımına yardımcı oluyor.
-Eğer mükellefin geliri stopaja tabi değilse ve vergi yükümlülüğünün 200 Avro ya da daha fazla olduğu tahmin ediliyorsa, vergi dairesi bir önceki senenin gelirini göz önünde bulundurarak, 3 ayda bir ödenecek gelir vergisini belirliyor. Fazla ödenen vergi mükellefe ya iade ya da ödenecek vergilerden mahsup edilir.”
Raporda, Hollanda'da ise sosyal güvenlik numarası olmayan kişinin bankada hesap açtıramadığı, her bankanın da, yıl sonunda, mükelleflerin bağlı olduğu vergi dairesine, söz konusu kişilerin bankadaki hesaplarına ilişkin hesap hareketlerini göndermek zorunda olduğuna dikkat çekildi.
BASİT USULE SON
Yeni Gelir Vergisi Kanun Taslağıyla, halen yaklaşık 900 bin esnafı ilgilendiren basit usulde vergilemeye son verilmesi de planlanıyor.
Üzerinde konuşulan yeni sisteme göre, belirlenecek limitlerin üzerinde getirisi olan basit usul mükellefleri, gerçek usule geçirilecek. Yıllık geliri, asgari ücretin 2-2,5 katını aşmayanlar için “Vergiden Muaf Esnaf Belgesi” düzenlenecek. Bu gruba girenlerden yılda en fazla 2 taksitte cüzi miktarda standart bir vergi alınacak.
Bunların dışında kalanlar ise işletme defteri tutacak ve oluşan gelir rakamı üzerinden vergi ödeyecek.
Gelir Vergisinin yeniden yazımı çalışmaları sırasında dolmuşçu ve taksicilerin durumu da belli olacak. Maliye bürokratları, bu kesim için de özel bir vergileme rejimi üzerinde duruyor.
Bu grup için de, vergi dairesi, belediye, ticaret odası ve ilgili meslek odası temsilcilerinden oluşan bir komisyonun her hat ve durak için tek tek ortalama kazanç belirlemesi, şoför esnafının beyan ettiği gelirin de bu rakamın altında kalmaması üzerinde duruluyor.
ÇALIŞMALAR ARALIK BAŞINA KADAR BİTİRİLECEK
Maliye Bakanlığı yetkilileri, IMF'nin de yakından ilgilendiği Gelir Vergisi Kanununun yeniden yazımı çalışmalarının Aralık başına kadar bitirilmesinin hedeflendiğini bildirdiler.
Yılın son ayında Başbakanlığa gönderilmesi düşünülen düzenlemenin, 2008 Bütçe görüşmeleri nedeniyle bu yıl yasalaşmasının zor olduğunu kaydeden yetkililer, “Yeni Gelir Vergisi Kanunu, 2008 yılının ilk yarısında yasalaşmış olur. Bazı hükümleri yıl içinde, bir bölümü de 1 Ocak 2009'da yürürlüğe girebilir. Ancak, uygulama Tebliğleri de çıkarılarak, düzenlemenin bütün hükümleriyle birlikte 2009 yılı başında yürürlüğe girmesi de söz konusu olabilir. Bu siyasi iradenin kararına bağlı” dediler.
VERGİ USUL KANUNU DA SIRADA
Bu arada yeni Gelir Vergisi Kanunu çalışmalarında yer alan Vergi Konseyi, Vergi Usul Kanunu'nun yeniden yazılmasına dönük teknik çalışmaları da başlattı.
Oluşturulan Komisyonlar, öncelikle yabancı ülke uygulamalarını masaya yatıracak. Ardından da mevcut Kanunun eksik ve uygulama imkanı kalmayan hükümleri çıkartılacak. Yeni Gelir Vergisi Kanununun yasalaşmasının ardından bu defa yeni Vergi Usul Kanun Taslağının yazılımına geçilecek ve bu düzenleme de önümüzdeki yıl içinde Başbakanlığa sunulacak.