Güncelleme Tarihi:
Porter, “Birçok mecra hayatımıza girdiğinde bir öncekinin öleceği konuşuldu ama hiç de öyle olmadı. Geleneksel medyayı tercih eden kuvvetli okuyucu tabanları var. Ancak her geçen gün dijital bir surete sahip olmadan yaşamanın zorlaştığı da aşikâr” dedi.
Oturumda Nevşin Mengü’nün sorularını yanıtlayan Mark Porter, şöyle konuştu: “Basılı yayınları daha iyi tanıyoruz, bu da çok daha uzun süredir bizimle olmasından kaynaklanıyor. Orada neredeyse içgüdüsel hareket edebilme kabiliyeti edindik. Ama dijitalde ne yaparsanız yapın ‘Bu bitti, oldu’ deme şansınız yok. Elde ettiğiniz geri bildirimlerle sürekli olarak değişip dönüşmek zorundasınız. Dolayısıyla dijitalde tasarım hiçbir zaman sonlanmıyor. Eskiden gazeteleri sadece gazeteciler yönetirdi. Şimdi ise tasarımcılar, kullanıcı deneyimi konusundaki uzmanlar, programlama uzmanları ve geliştiriciler de bu konuda söz sahibi.”Mark Porter, şöyle devam etti:
“İçerik en önemli unsur, hikâyenin kendisi. Fakat onu okurlara aktarmak da bir o kadar önemli. Tasarımın da burada oynadığı rol çok büyük. İnsanlar elbette ki medyaya içeriği için geliyor ancak onları buradaki içeriklerle etkileşime sokan büyük oranda tasarım oluyor.”
HÜRRİYET’İN İNOVASYON KÜLTÜRÜ VAR
DİJİTAL dönüşüm konusunu Hürriyet’i de yakından izlediğini anlatan Mark Porter, ”Buraya gelmeden evvel alıcı gözle inceleme fırsatı buldum. Hürriyet de tıpkı Guardian gibi dönüşüm sürecinde. Tüm mecralar bunu yaşıyor. Sadece yolun farklı noktalarındalar. Burada asıl meselenin yeni şeyler denemek için hazırlıklı olmak ve bir inovasyon kültürüne sahip olmak olduğuna inanıyorum ve Hürriyet’te de bu özellikler var. Yani Hürriyet’in inovasyon kültürü var. Bu çok önemli ve devam ettirilmesi gereken bir konu” şeklinde konuştu.