Gelen para azaldı giden artıyor

YABANCI yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinde son yıllarda azalma var. Buna karşılık Türkiye’den dışarıya yapılan gelir veya kazanç transferlerinde ise artış gözleniyor. Seçim sonrası kurulması beklenen koalisyon hükümeti bu tabloyu ne ölçüde değiştirir? Küresel ekonomide risk iştahı zayıflayıp FED faiz artırmaya hazırlanırken bu nasıl olacak? Bunu zaman gösterecek. Bilindiği üzere FED başta olmak üzere dünyanın önemli merkez bankaları 2008’deki küresel krize çare olarak düşük faiz, bol likidite politikası uygulamışlardı. Tabloya bakıldığında Türkiye de bu durumdan payını almış. 2009 sonrası artan risk iştahı ile portföy yatırımlarında belirgin bir artış var. Doğrudan yatırımlar ise özelleştirmelerin yoğunlaştığı yıllarda zirve yaptıktan sonra düşüş eğilimine girmiş. 2014 yılında dünyada en fazla doğrudan yatırım çeken ülkeler arasında Türkiye 22. sırada. 2014’de gelen doğrudan yatırımların yüzde 33 gayrimenkul, yüzde 22 üretim, yüzde 12 finans olmak üzere en fazla ilgi gösterdiği sektörler.

YABANCI İÇİN KARLI
Bir diğer ayrıntı, 2010 yılından itibaren portföy yatırımları doğrudan yatırımların oldukça üzerinde seyretmiş görülüyor. Bu gelişmede dışarıya göre Türkiye’deki daha yüksek faiz oranları kadar özelleştirme portföyünün daralmasının da etkisi olabilir. Diğer yandan son on yılda gelen yatırımlara karşılık 60 milyar dolar kazanç ve kâr transferi olarak geri gitmiş. Bu tutar gelen toplam portföy ve doğrudan yatırımların yüzde 21’ine tekabül ediyor. Aynı durum 2014 yılı için de geçerli. 2014 yılında gelen yatırımların yüzde 20’si gelir transferi olarak dışarıya aktarılmış. Bu açıdan bakıldığında yabancı yatırımcılar için verimli bir pazar olduğumuz söylenebilir.

DÜZENLİ GİRİŞ ÇIKIŞ
Türkiye ağırlıklı olarak dış finansmanla ekonomisini çeviren bir ülke. Cari açığın finansmanı ve dış borçların ödenmesi için dışarıdan düzenli döviz girişinin sürmesi önemli. Azalan yabancı yatırımcı ilgisine karşılık, 7 Haziran’da basına yansıyan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Türkiye’nin tasarruflarının kendi kendine yetmediği için yabancıların parasına ihtiyacının olduğu” açıklaması mevcut durumun en yetkili ağızdan kısa özeti gibi sanki. Yabancı yatırımcıların tavrını göstermesi açısından bir dip not olarak hatırlatmak gerekirse, Merkez Bankası kayıtlarına göre seçimden sonraki iki haftada yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 133 milyon dolar, tahvil bonoda ise 1.3 milyar dolar satıştalar.

PİYASALAR HÜKÜMETİ BEKLİYOR
YENİ hükümet beklentisi piyasalardaki olumlu seyrin korunmasında başlıca etken. Yunanistan konusunda anlaşma umutları azalsa da korunuyor. Ancak anlaşmazlığın kesinleşmesiyle temerrüt olasılığı artarsa Yunanistan konusu piyasaları olumsuz etkileyebilir. Önümüzdeki hafta ağırlıklı olarak, yeni hükümet arayışlarına bağlı olarak siyasi gelişmeler, Yunanistan ile son günlerde sert düşüş yaşayan Çin borsası ve Haziran enflasyon verileri izlenecek. Ayrıca koalisyonun hangi partilerle oluşacağı konusuna duyarlılık var.

BORSA ÇIKIŞ TRENDİNİ KORUYOR
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi sürüyor. 82.700 seviyesinin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyacaktır. Bu seviyenin altında ise satışların devamıyla birlikte 81.500-80.000 ve 79.000 seviyeleri beklenebilir. Yukarı yönlü hareketlerde 84.500-85.500 satışların görülebileceği önemli direnç noktaları. 85.000 seviyesinin üzerinde verilecek sonraki direnç 87.500 seviyesinde. Dalgalı seyirle birlikte destek seviyelerinde tepki alımlarının görüldüğü ancak direnç seviyelerinin geçilmekte zorlanıldığı piyasa yapısı öne çıkabilir.

DOLAR/TL DESTEK SEVİYELERİNE YAKIN
Dolar/TL paritesinde kâr satışları sürmekle birlikte 2.65 seviyesindeki çıkış trend destek noktasına yaklaştı. Bu seviyenin üzerinde tepki alımları görülebilir. Tepki çıkışının güç kazanması için 2.675 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 2.70 ve 2.75-2.76 seviyelerinde. 2.65 seviyesinin altında kalınması ise satışların devamıyla birlikte 2.60 ve 2.56-2.57 seviyelerini gündeme getirebilir. Destek noktalarında tepki yükselişleri görülebilir.