Gelecekteki akıllı şehirler yarından daha yakın
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2017 16:53
Geleceğe yönelik fütüristik filmler her zaman akıllarda yer edinir. Bunlardan bir tanesi var ki, akıllı şehir konseptinin ilk kez zihinlere kazandığı yapıtlardan biri. Bu film, Bruce Willis ve Milla Jovovich'in başrollerinde oynadığı 1997 yılı yapımı '5'inci Element'. Uçan araçların, birbirine bağlı nesnelerin, 3 boyutlu (3D) yazıcıların ve hatta uzayda kolonileşmenin anlatıldığı film, birçok açıdan 2050 yılındaki akıllı şehirleri hayal etmemizi sağlıyor. İşin aslına bakacak olursak 2050 yılına gelmeden akıllı şehir konseptleri artık kurulmaya başlandı.
Haberin Devamı
OTONOM DRONE
Dubai, Singapur ve Seul başta olmak üzere birçok ülke akıllı şehirler üzerine yatırımlar yapıyor ve geliştirilen yeni teknolojileri test etmeye başlıyor. Örneğin; ulaşım üzerine dronelar geliştiren Çinli üretici Ehang, '184' adındaki modeli Dubai'de trafik sorununu çözmek için harekete geçti. Dubai'deki yerel yönetimle anlaşan Ehang, noktadan noktaya havadan insanları taşıyacak.
Şehirde ayrıca çılgın mucit olarak anılan Elon Musk'ın 'Hyperloop' adındaki girişimi de kullanılacak. Dubai ile Abu Dabi arasında havası alınmış tüpler içinde hareket eden tren vagonlarla ulaşım sağlanılacak. Bu sayede kara yolu ile 4-5 saat süren mesafe yaklaşık yarım saatte tamamlanacak.
NESNELER BAĞLANACAK
Dünyadan birçok farklı örnek verebilmek mümkün. En önemlisi ise akıllı şehirleri oluşturmak için kullanılacak teknolojiler. Bu konseptin en önemli iki teknolojisi bulunuyor. Bunlardan biri Endüstriyel internet (IIoT) ile birbirine bağlanan cihazlar. Yani binaların, trafik ışıklarının, sürücüsüz araçların hatta ağaçların bile internete bağlanması ve her şeyin birbiriyle iletişime geçmesi. Peki bu ne işe yarayacak? Şehirlerdeki günlük yaşamı hızlandırmasının yanı sıra aynı zamanda sürdürülebilir bir hayatı destekleyecek. Örneğin; 2020 yılından sonra hayatımıza girmesi beklenen sürücüsüz otomobillerin en büyük parçası Endüstriyel İnternet olacak. Bu yeni nesil otomobiller, sokakta yürüyen insanlardan trafik ışıklarına kadar her şeye bağlanacak. Yolda giderken karşılaşacağınız sorunları önceden tespit edecek ve buna göre evden veya işten çıkış zamanınızı hesaplayacak. Siz eve varmadan önce evin sıcaklık derecesi arttırılacak veya otomatik yapılan alışverişler teslim edilecek. Bu da dünyada kısıtlı olan elektiriğin çok daha verimli kullanılmasını sağlamış olacak. Üstelik şehre enerji veren santrallerin ve şebekelerin de akıllı hale gelmesi ile enerji kayıplarının önüne geçilecek, hatta elektrik kesintisi yaşanmadan önce arızaların önüne geçilebilecek.
Diğer kritik nokta ise altyapı. Büyük bir şehirde herkesin ve her nesnenin internete bağlı olduğunu düşünecek olursak, bunu kaldıracak internet bağlantısı altyapısının kapasitesinin yüksek olması gerektiğini söyleyebiliriz. Şu anda bunun için iki çözüm var. Biri yerden nesneleri birbirine bağlayacak olan fiber. Diğerinde nesnelerin radyo sinyalleriyle iletişim kurmasını sağlayacak 5G. Şu anda dünyanın üzerine en çok çalıştığı konulardan biri 5G. Bunun da sebebi aynı şebeke üzerinden hem kullanıcıların hem de endüstriyel internet bağlantısının yapılabildiği bir kapasiteye sahip olması. Başka bir deyişle endüstriyel internet ile son kullanıcılara ulaşan internet bağlantısı aynı şebeke üzerinden geçecek. Bu da şirketlere ve nesnelere şu anda olmayan bir kabiliyet sağlayacak. Bir eylemin aksiyona geçme hızı artacak ve nesneler, çok daha hızlı bir şekilde birbirleriyle etkileşime girebilecek.
Söz konusu internete bağlanan nesne olunca, bu nesnelerden gelen 'büyük veri' kavramı öne çıkacak. Toplanan verilerden çıkarılacak en küçük sonuçlar bile beklenmeyen duruşları ortaya çıkaracak. Dünyadaki sürdürülebilirlik projeleri büyük veri sayesinde önem kazanacak.
Tüm bu örnek uygulamaları ve teknolojileri alt alta toplayacak olursak, akıllı şehirlerin olduğu bir yerleşik hayatın 2050'den de önce gelebileceğini tahmin etmek çok da güç değil.