Geçmişte biriktirdiğimizi yiyiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Geçmişte biriktirdiğimizi yiyiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2010 15:48

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, 9 ayda kredilerin yüzde 21 büyüdüğünü, mevduatın yüzde 11 arttığını hatırlatarak, “Krediler 82 milyar TL büyümüş, mevduat 58 milyar TL artmış. Böyle giderse arada bir boşluk var. Çünkü Türkiye'de yeterli tasarruf da yok. Şu anda elbette ki likidite anlamında, sermaye yeterliliği anlamında geçmişte biriktirdiğimizi yiyoruz. Kesinlikle kaynaklarımızı çeşitlendirmek zorundayız. Vadeyi uzatmak durumundayız. Yeni enstrümanlar geliştirmek durumundayız” diye konuştu.

Haberin Devamı

Bilgin, yeni mimaride hem global hem de Türkiye bazında  düzenleyicilerin gri alanlar bırakmaması gerektiğini belirterek, “Oyun devam  ederken, kurallar başta konmuşken, siz kaleleri oyunun yarısında değiştirirseniz  herhalde bu çok mantıklı veya çok uygun değil” dedi.

Bilgin, TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından  düzenlenen “Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen” başlıklı konferansta yaptığı  konuşmada, uzun vadeli kaynağı teşvik edici enstrümanların Türkiye'ye herşeyden  daha fazla hayrının olacağını söyledi.

Uzun vadeli mevduat alınması durumunda uzun vadeli kredi verileceğini,  ticaret erbabı için bazen vadenin faizden daha önemli olabildiğinin altını çizen Bilgin, “Biz pasifte hala mevduatın ortalama vadesini bir ayda yaşıyoruz. Bu  dönemde benim bankalarımın çektiği sıkıntıyı siz de hissedersiniz” diye  konuştu.

Haberin Devamı

Bazı çalışmaların genellikle finansal sistemin ekonomik büyüme için  sürükleyici sektör olduğunu gösterdiğine değinen Bilgin, ülkelerin ekonomik  büyümesinin finansal sistemin büyümesine, bunun da pasifteki gelişmeye bağlı  olduğunu, Türkiye'de bundan sonra odaklanılması gereken temel hususlardan birini  bunun oluşturduğunu ifade etti.
       
“KENDİNE GÜVENEN BASEL II SONUÇLARINI AÇIKLAYABİLİR”
       
Türk finansal sistemin yeni finansal mimarideki en önemli köşe  taşlarından birinin Basel olacağına işaret eden Bilgin, şöyle konuştu:

“Basel II'ye büyük ölçüde geçtik. Ama kalan bazı yönetmelikleri ve  tedbirleri önümüzdeki günlerde sizlere açıklamayı planlıyoruz. Bir yol haritası  açıklayacağız. 2011'in ortalarından itibaren belli bir süre paralel uygulama  yapmayı planlıyoruz. Basel I ve Basel II beraber gidecek. İsteyen banka Basel II  sonuçlarını da açıklayabilir, kendine güveniyorsa... Ama 2012'den sonra da  verilecek tarihten itibaren de Basel II'yi bankalarımızdan talep edeceğiz ki  Basel III'e geçebilelim. Basel ile ilgili olarak ulusal inisiyatifleri sonuna  kadar kullanacağız. Bu konuyla bankacılarla devamlı görüş alışverişi  içindeyiz.”
       
“İPOTEK ESASLI KREDİ MEKANİZMASI BASEL İLE DEĞİŞECEK”
       
Türk bankacılık sisteminin en önemli sorunlarından birinin ipotek esaslı  kredi mekanizması olduğuna dikkati çeken Bilgin, geleneksel kredi mekanizmasında  birşeyin ipotek alındığını, bunun Basel ile beraber değişeceğine inandıklarını  ifade etti.

Haberin Devamı

Bilgin, “Artık bankacılarımız bire üç, bire iki teminatla iş yapmaktan,  biraz daha cash, nakit akım durumuna bakan, firmaların nakit akımını gerektiren,  şeffaf bilançolar gerektirecek, bir düzeye geçmek zorunda... Yoksa bankacılık  sistemi bu kısır döngü içinde devam eder. İstediğiniz kurumsal yapıda,  istediğiniz kalitede bankacılık sistemimizi maalesef büyütemeyiz. Ama burada reel  sektöre de büyük görevler düşüyor” şeklinde konuştu.
       
“KALELERİ OYUNUN YARISINDA DEĞİŞTİRMEK MANTIKLI DEĞİL”
       
Yeni mimaride hem global hem de Türkiye bazında düzenleyicilerin gri  alanlar bırakmaması gerektiğinin altını çizen Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

“Oyun devam ederken, kurallar başta konmuşken, siz kaleleri oyunun  yarısında değiştirirseniz herhalde bu çok mantıklı veya çok uygun değil. Hem  ulusal hem global ölçekte düzenleme arbitrajına ve gölge piyasalara biz sebebiyet  vermezsek, bizden kastım düzenleyici otoriteler, sonradan bunu da düzeltmek  zorunda kalmayız. Yani düzenlemeleri öyle bir yapmalıyız ki 40 kere düşünmeliyiz.  Artıları neyse, müşteri şikayetleri, tepkileri, doğru olup olmadığını, etik olup  olmadığını... Daha sonra da kararımızı vermeliyiz. Gri alanlarla ilgili  tespitlerimiz, sizin bildiğiniz, bilmediğimiz, bankaların birebir yaşadığı  maalesef pek çok tespitimiz olmuştur. Bu bizden kaynaklanıyorsa bizler de bunu  baştan düzeltmeye hazırız. Bu arada BDDK olarak bizim çıkardığımız her bir  düzenleme 5 senedir ilk önce kurum içi görüşlere açılır, sonra Türkiye Bankalar  Birliği'nin görüşüne açılır, sonra Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı'nın  görüşüne açılır. Hepsi bir araya gelir, kuruldan geçer ve Resmi Gazete'ye gider.  Dolayısıyla biz düzenleme yaparken sanırım gri alanı az bırakan kurum olduğumuzu  düşünüyorum.”
       
“ÖNEMLİ OLAN BIÇAK SIRTI DENGEYİ İYİ KOORDİNE ETMEK”
       
Bankacılık ve finansın yeniliklere açık, ufku olanların işi olduğunu dile  getiren Bilgin, “Düzenlemelerin, denetimin çok sert ve aşırı dozda olması ufku  karartır ve bundan herkes zarar görür. Önemli olan bıçak sırtı dengeyi, denetim  ve düzenlemeyle bankacıların arasındaki dengeyi iyi koordine edebilmektir. Benim  korkum, dünya finansal sistemi her ne kadar sulandırdılar desem de bu dengeyi  kaçırabilme ihtimalidir” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

Kur savaşlarına da dikkati çeken Bilgin, “Muhtemelen bu salondaki  katılımcıların hemen hepsinin evlerinin girişinde alarm sistemi var ya da sitede  oturuyorsa bir güvenlik ekibi var. Siz oturduğunuz yerin güvenliğine bu kadar  önem verirken, yaşadığınız ülkenin güvenliğine, ekonomik güvenlik anlamında nasıl  önem vermezsiniz” diye konuştu.
       
“BATI AVRUPALI BANKANIN 6 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMI”
       
BDDK Başkanı Bilgin, 3 yıl önce bankacılıktaki yanlış hedeflere dayalı  jestiyonlar, ücretler konusunda eleştiri yaptıklarında yerden yere  vurulduklarını, şu anda G20'de bunlar konuşulurken hiç kimsenin eleştirmediğini  söyledi.

Dünyada Batı'nın en şiddetli krizinin yaşandığı bugünlerde bir Batı  Avrupalı bankanın Türkiye'de 6 milyar dolarlık yatırım yaptığını vurgulayan  Bilgin, “Kimsenin kimseye 1 dolar borç vermediği kriz döneminde acaba Türkiye'ye  yatırılan yatırımın nedeni nedir? Elbette Türkiye'nin potansiyeline olan  inançtır” yorumunu yaptı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!