Güncelleme Tarihi:
Bilgin, yeni mimaride hem global hem de Türkiye bazında düzenleyicilerin gri alanlar bırakmaması gerektiğini belirterek, “Oyun devam ederken, kurallar başta konmuşken, siz kaleleri oyunun yarısında değiştirirseniz herhalde bu çok mantıklı veya çok uygun değil” dedi.
Bilgin, TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen “Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen” başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, uzun vadeli kaynağı teşvik edici enstrümanların Türkiye'ye herşeyden daha fazla hayrının olacağını söyledi.
Uzun vadeli mevduat alınması durumunda uzun vadeli kredi verileceğini, ticaret erbabı için bazen vadenin faizden daha önemli olabildiğinin altını çizen Bilgin, “Biz pasifte hala mevduatın ortalama vadesini bir ayda yaşıyoruz. Bu dönemde benim bankalarımın çektiği sıkıntıyı siz de hissedersiniz” diye konuştu.
Bazı çalışmaların genellikle finansal sistemin ekonomik büyüme için sürükleyici sektör olduğunu gösterdiğine değinen Bilgin, ülkelerin ekonomik büyümesinin finansal sistemin büyümesine, bunun da pasifteki gelişmeye bağlı olduğunu, Türkiye'de bundan sonra odaklanılması gereken temel hususlardan birini bunun oluşturduğunu ifade etti.
“KENDİNE GÜVENEN BASEL II SONUÇLARINI AÇIKLAYABİLİR”
Türk finansal sistemin yeni finansal mimarideki en önemli köşe taşlarından birinin Basel olacağına işaret eden Bilgin, şöyle konuştu:
“Basel II'ye büyük ölçüde geçtik. Ama kalan bazı yönetmelikleri ve tedbirleri önümüzdeki günlerde sizlere açıklamayı planlıyoruz. Bir yol haritası açıklayacağız. 2011'in ortalarından itibaren belli bir süre paralel uygulama yapmayı planlıyoruz. Basel I ve Basel II beraber gidecek. İsteyen banka Basel II sonuçlarını da açıklayabilir, kendine güveniyorsa... Ama 2012'den sonra da verilecek tarihten itibaren de Basel II'yi bankalarımızdan talep edeceğiz ki Basel III'e geçebilelim. Basel ile ilgili olarak ulusal inisiyatifleri sonuna kadar kullanacağız. Bu konuyla bankacılarla devamlı görüş alışverişi içindeyiz.”
“İPOTEK ESASLI KREDİ MEKANİZMASI BASEL İLE DEĞİŞECEK”
Türk bankacılık sisteminin en önemli sorunlarından birinin ipotek esaslı kredi mekanizması olduğuna dikkati çeken Bilgin, geleneksel kredi mekanizmasında birşeyin ipotek alındığını, bunun Basel ile beraber değişeceğine inandıklarını ifade etti.
Bilgin, “Artık bankacılarımız bire üç, bire iki teminatla iş yapmaktan, biraz daha cash, nakit akım durumuna bakan, firmaların nakit akımını gerektiren, şeffaf bilançolar gerektirecek, bir düzeye geçmek zorunda... Yoksa bankacılık sistemi bu kısır döngü içinde devam eder. İstediğiniz kurumsal yapıda, istediğiniz kalitede bankacılık sistemimizi maalesef büyütemeyiz. Ama burada reel sektöre de büyük görevler düşüyor” şeklinde konuştu.
“KALELERİ OYUNUN YARISINDA DEĞİŞTİRMEK MANTIKLI DEĞİL”
Yeni mimaride hem global hem de Türkiye bazında düzenleyicilerin gri alanlar bırakmaması gerektiğinin altını çizen Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Oyun devam ederken, kurallar başta konmuşken, siz kaleleri oyunun yarısında değiştirirseniz herhalde bu çok mantıklı veya çok uygun değil. Hem ulusal hem global ölçekte düzenleme arbitrajına ve gölge piyasalara biz sebebiyet vermezsek, bizden kastım düzenleyici otoriteler, sonradan bunu da düzeltmek zorunda kalmayız. Yani düzenlemeleri öyle bir yapmalıyız ki 40 kere düşünmeliyiz. Artıları neyse, müşteri şikayetleri, tepkileri, doğru olup olmadığını, etik olup olmadığını... Daha sonra da kararımızı vermeliyiz. Gri alanlarla ilgili tespitlerimiz, sizin bildiğiniz, bilmediğimiz, bankaların birebir yaşadığı maalesef pek çok tespitimiz olmuştur. Bu bizden kaynaklanıyorsa bizler de bunu baştan düzeltmeye hazırız. Bu arada BDDK olarak bizim çıkardığımız her bir düzenleme 5 senedir ilk önce kurum içi görüşlere açılır, sonra Türkiye Bankalar Birliği'nin görüşüne açılır, sonra Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı'nın görüşüne açılır. Hepsi bir araya gelir, kuruldan geçer ve Resmi Gazete'ye gider. Dolayısıyla biz düzenleme yaparken sanırım gri alanı az bırakan kurum olduğumuzu düşünüyorum.”
“ÖNEMLİ OLAN BIÇAK SIRTI DENGEYİ İYİ KOORDİNE ETMEK”
Bankacılık ve finansın yeniliklere açık, ufku olanların işi olduğunu dile getiren Bilgin, “Düzenlemelerin, denetimin çok sert ve aşırı dozda olması ufku karartır ve bundan herkes zarar görür. Önemli olan bıçak sırtı dengeyi, denetim ve düzenlemeyle bankacıların arasındaki dengeyi iyi koordine edebilmektir. Benim korkum, dünya finansal sistemi her ne kadar sulandırdılar desem de bu dengeyi kaçırabilme ihtimalidir” şeklinde konuştu.
Kur savaşlarına da dikkati çeken Bilgin, “Muhtemelen bu salondaki katılımcıların hemen hepsinin evlerinin girişinde alarm sistemi var ya da sitede oturuyorsa bir güvenlik ekibi var. Siz oturduğunuz yerin güvenliğine bu kadar önem verirken, yaşadığınız ülkenin güvenliğine, ekonomik güvenlik anlamında nasıl önem vermezsiniz” diye konuştu.
“BATI AVRUPALI BANKANIN 6 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMI”
BDDK Başkanı Bilgin, 3 yıl önce bankacılıktaki yanlış hedeflere dayalı jestiyonlar, ücretler konusunda eleştiri yaptıklarında yerden yere vurulduklarını, şu anda G20'de bunlar konuşulurken hiç kimsenin eleştirmediğini söyledi.
Dünyada Batı'nın en şiddetli krizinin yaşandığı bugünlerde bir Batı Avrupalı bankanın Türkiye'de 6 milyar dolarlık yatırım yaptığını vurgulayan Bilgin, “Kimsenin kimseye 1 dolar borç vermediği kriz döneminde acaba Türkiye'ye yatırılan yatırımın nedeni nedir? Elbette Türkiye'nin potansiyeline olan inançtır” yorumunu yaptı.