Güncelleme Tarihi:
Maliye Bakanlığı bir süre önce devletin işgal altında bulunan arazilerinin değerlendirilmesi için çalışmalara başladı. Bu çalışmalarda başta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Mersin olmak üzere Türkiye'nin birçok yöresinde devlete ait taşınmazların işgal edildiği, gelir elde edilmezken, elektrik, su ve diğer hizmetleri götürerek buralar için devletin harcama yaptığı belirtildi. Buradan hareketle de söz konusu yerlerin vatandaşa satılması görüşü benimsendi. Orman Bakanlığı ise özellikle İstanbul'da Sultanbeyli, Ümraniye, Samandıra ve Beykoz gibi merkezlerde büyük sorun olan, orman alanı dışına çıkarılmış arazilerin satışı için harekete geçti
2-B'ler kapsamında bulunan ve orman vasfını kaybettiği için orman alanı dışına çıkarılan bu arazilerin öncelikle kullanıcılara satışını öngören bir de taslak hazırlandı. 5 katrilyonluk gelir elde edilmesi planlanan satışla ilgili nihai karar Maliye Bakanı Sümer Oral'ın konuyu koalisyon ortaklarına ve hükümete götürmesinden sonra verilecek, onay çıkması halinde satışa ilişkin yasal düzenlemeler yapılacak.
Maliye Bakanlığı'nca ilkeleri ortaya konulan satış yöntemine göre:
-İşgal altındaki hazine arazileri ile orman alanı dışına çıkarılmış araziler, Defterdarlıkların gözetiminde öncelik kullanıcılara verilmek üzere vatandaşlara satılacak.
-Satış için belediyelerle de işbirliğine gidilecek. İmar planlarını hemen yaparak, buralardan imar geçirmek ve altyapı hizmetlerini de kısa sürede yerine getirmek kaydıyla, belediyelere kendi yöresindeki satış gelirlerinin yüzde 25-30'luk bölümü aktarılacak.
-Rayiç bedel üzerinden gerçekleştirilecek satışlarda, vatandaşa ödemeleri 24 ay içinde yapabilme olanağı da tanınacak.
2,5 milyon gecekondu
Devlet verilerine göre, Türkiye'de 2.5 milyon dolayında gecekondu bulunuyor. Bunların yarıya yakınının İstanbul'da, dörtte birlik bölümünün de Ankara'da olduğu sanılıyor. Devletin zaten işgal altında olan bu yerleri satması ile hem önemli bir gelir kaynağına ulaşılacağı, hem de imar planları ve altyapı hizmetleri ile gecekonduların yarattığı çarpık kentleşmenin önüne geçileceği belirtiliyor. Belediyelerin de, satışlardan alacakları pay ile daha çağdaş mekanlar oluşturabileceği vurgulanıyor.